SAĞLIK ANSİKLOPEDİSİ
Şarbon, Biyolojik Ve Kimyasal Silahlar
Eylül ayında New York’ta gerçekleşen terörist saldırıdan sonra, tüm dünya medyasında, teröristlerin kullanabileceği yeni silahlar ve saldırı yöntemleri üzerine haberler, yorumlar görülmeye başlandı. En fazla kaygı duyulan konulardan biri de teröristlerin kimyasal ve biyolojik silahları ele geçirip geçirmedikleri, kimyasal veya biyolojik silahların ne kadar büyük tehdit oluşturduklarıydı. Medyada yayınlanan haberler kimyasal ve biyolojik silahlar konusunda bilgiye sahip olmayan geniş halk kitlelerinin merak ve kaygısını artırmaktadır. Bu nedenle konunun ayrıntıları ile ele alınmasında fayda vardır.
Kimyasal silahlar;
Sarin, VX, Hardal Gazı, Siyanür gibi gazlardır. Bu kimyasal maddelerin canlılar üzerindeki genel etkileri, hava veya deri yolu ile canlının dolaşımına katılması ile, canlının hayatsal öneme sahip çeşitli fonksiyonlarını durdurması ve hızla öldürmesidir. Bu grup silahlar halen terör amaçlı olarak kullanılmıştır. Japonya’da 1995’te bir tarikatın metroya sarin gazı atması ile 12 kişi ölmüş ve yüzlerce kişi hastalanmıştır.
Biyolojik silah olarak kullanılma potansiyeli olan canlılar ise sağlık çevrelerince iyi bilinen mikroplardır.
Şarbon etkeninin sporu solunum veya sindirim yolu ile alınırsa çok yüksek oranda ölümle sonuçlanan bir infeksiyon oluşturur. Veba, tularemi, ruam etkenlerinin oluşturdukları hastalıklar da hızla yayılmaları nedeniyle potansiyel silah tehlikesi taşımaktadırlar.
Botilismus toksini, bilinen en öldürücü etkiye sahip toksindir. Çiçek ve ebola virusleri en korkulan biyolojik silahlar olarak değerlendirilmektedir. Çiçek hastalığı, insanlığı yüzlerce yıl kırıp geçirdikten sonra yeryüzünden insan çabasıyla silinen ilk hastalıktır. En son çiçek hastalığı vakası 1977 yılında kaydedilmiştir ve dünya sağlık örgütünün kararı ile son yirmi yılda doğan kişiler artık çiçek aşısına karşı aşılanmamışlardır. Hastalık etkeni Dünya ağlık Örgütü denetiminde çok az ayıda laboratuvarda saklanmaktadır.
Öte yandan konuyu terörizmle bu kadar ilgili hale getiren durum eski sovyet cumhuriyetinin biyolojik silah programı çerçevesinde bu mikrobun çeşitli laboratuvarlarda bulunabileceği ve kontrolsüz bir şekilde teröristlerin eline geçme olasılığıdır. Tasarlanan senaryolara göre, çiçek virüsü en fazla zarara ve ölüme yolaçabilecek biyolojik saldırı aracıdır.
Kimyasal ve byolojik silahların bu özelliklerine karşın, halkta bir panik havası yaratmadan bu saldırıların hangi yollarla ve hangi olasılıklarla gerçekleşebileceğini irdelememiz gereklidir:
Teröristlerin bir kimyasal silahı elde edip saldırıda kullanması en yüksek olasılık gibi görülmektedir. Öte yandan bu kimyasal maddeleri üretmek veya depolamak belli teknik yeterlilikleri gerektirdiğinden, teröristlerin bu maddeleri kitlesel tehditler oluşturacak miktarlarda saklayabilmeleri çok olası görülmemekte, buna karşın izole bölgelerde daha küçük gruplara (örneğin bir metro istasyonu veya bir süpermarket gibi) saldırı için yeterli kimyasal silahı temin ve saklama olasılıkları daha yüksek sayılmaktadır. Ayrıca, terörün temel amaçlarından birinin panik duygusu yaratmak olduğu gözönüne alınırsa, çok hızla etki eden kimyasal saldırının teröristlerin işine geleceği açıktır.
Biyolojik silahlarla saldırılar kimyasal silahlardan önemli ölçüde farklılıklar gösterecektir. Öncelikle, biyolojik bir saldırı sessiz gerçekleşecektir. Ortaya çıkacak hastalıkla ilgili belirtiler en erken iki gün sonra çıkacağından ve ortaya çıktıktan sonra genişleme potansiyeli daha da artacağından biyolojik bir saldırı olursa, saldırı sonucunda kitlesel ölümlerin olma olasılığı daha yüksektir.
Öte yandan terör uzmanları ve stratejistler, herhangi bir biyolojik veya kimyasal saldırının medyaya yansıyan boyutlardan daha dar kapsamlı etkiler ortaya çıkaracağını düşünmektedirler. Bu uzmanların gösterdikleri örnek, Japonya’da terörist atak düzenleyen dinci bir tarikatın saldırılarıdır. 1990 – 1993 yılları arasında çevreye 5 kez botilismus toksini ve 4 kez de şarbon sporları dağıtan bu grubun saldırılarında herhangi bir hasar ortaya çıkmamıştır. Aynı grubun 1995’te Tokyo metrosuna yaptığı sarin gazı saldırısında da sadece 12 kişi ölmüştür. Bu grup yüksek teknolojiye sahip olmasına karşın (bir kimya fabrikaları vardı) başarılı olamamıştır.
Sonuç Olarak;
Kimyasal veya biyolojik araçları kullanarak gerçekleşecek bir terörist saldırı olasılığı, günümüz toplumunda bulunmasına karşın; bu saldırılara karşı bireysel olarak önlem alma olasılığımız hemen hemen yok gibidir. Kişisel olarak alınabilecek tedbirler, belirsiz durumlara karşı daha dikkatli ve tedbirli davranmak olarak özetlenebilir. Buna karşın özellikle sağlık sisteminin böyle bir saldırıya karşı hazır hale getirilmesi ve gerek aşı gerekse hızla ilaç tedavisinin yapılması için gerekli stokların oluşturulması gereklidir.
Bir Saldırıdan Korunmak İçin Neler Yapılabilir?
Kimyasal bir saldırı olursa bunun ilk belirtileri göz ve ciğerlerde irritasyon bulguları olacaktır. Bunu giderek ağırlaşan sinir sistemi belirtileri alabilir. Kimyasal saldırıların, genel olarak, ortaya çıktığı yerden çok uzağa yayılmayacağını söyleyebiliriz. Batı medyasında, kişisel korunma için gaz maskesi kullanmaktan bahsedilmektedir. Bunun pratik bir anlamı olmayacaktır. Çünkü hem maske ile 24 saat yaşamak pek olası değildir hem de maskelerin filtreleri de tükenen ve belli aralıklarla değiştirilmesi gereken parçalardır. Halka yapılabilecek tek uyarı nedeni belirlenemeyen gözleri ve solunum yollarını tahriş eden durumlarda hızla olay yerini terketmeye çalışmaktır.
Biyolojik bir saldırıya uğrayan kişi büyük olasılıkla olay anını farketmeyecektir. Burada ana görev hastalanan kişileri ilk görecek olan birinci basamak hekimleri veya acil servis hekimlerine düşmektedir. Alışılmıştan sık ortaya çıkan, benzerlikler gösteren hastalık tabloları ileri değerlendirme için bir uyarı olmalıdır. Bir hastalık teşhis edilir edilmez koruyucu tedbirler alınmasında en yüksek hızla çaba gösterilmelidir. Çünkü büyük olasılıkla olay ne kadar erken kontrol altına alınırsa, ölümler de logaritmik olarak o oranda azalacaktır. Son günlerde örneğini gördüğümüz; posta ile gelen kaynağı ve içeriği belirsiz paketlerle saldırı olasılığına karşı, böyle paketleri açmamak, eğer açılırsa ve/veya içinden herhangi bir şey (örneğin toz) dökülürse, dökülenleri temizlemeye çalışmadan üzerini kapatmak ve o bölgeyi terketmek, ayrıca ellerin sabunlu su ile iyice yıkanması önerilmektedir. Saldırıdan korunma için aşılanma olası bir yol olmasına karşılık hem aşı stoklarındaki yetersizlikler, hem de maliyetleri nedeniyle pratik değildir. Örneğin, Amerikan yetkilileri yüksek miktarlarda çiçek aşısı üretme kararı almalarına karşın aşıların 2004 yılına kadar hazır olması beklenmemektedir.
- 11:28 - Samsun Şehir Hastanesi Karadeniz Bölgesi’nin Kalbine Şifa Olacak
- 11:28 - Göz Uzmanından Uyarı: “Yaz Güneşi Tehlikeli Göz Hastalıklarına Kapı Aralıyor””
- 11:13 - Hatay’da Ameliyattan Kaçan Glomus Tümörlü Hasta Van’da Sağlığına Kavuştu
- 11:03 - Meclis Çocuk Hakları Alt Komisyonundan deprem mağduru çocuklar için 35 tespit ve öneri:
- 10:53 - “Gıda Boyaları Çocuklarda Hiperaktivite Ve Dikkat Eksikliğine Neden Olabilir”
- 10:43 - DMO 8 milyon doz aşı satın alacak
- 10:38 - Yaz Gribinden Korunmak İçin Doğru Klima Kullanımının 7 Altın Kuralı
- 10:33 - Sıcak Havalarda Gebelerin Dikkat Etmesi Gereken 10 Madde
- 10:23 - Kavurucu Sıcaklar Kalp Krizine Ve Böbrek Yetersizliğine Neden Olabiliyor
- 10:18 - Gazze'de 7 Ekim'den bu yana 500'den fazla sağlık çalışanı İsrail saldırılarında öldü
- 09:48 - Karpuzun Faydaları Saymakla Bitmiyor
- 09:43 - “Varis Estetikten Öte, Ciddi Bir Sağlık Sorunudur”
- 09:28 - Genç Erkekler Arasında Önde Gelen Ölüm Nedeni
- 09:23 - Aşırı Sıcaklar Çocukları Hasta Ediyor
- 09:23 - Tükenmişliğe Karşı Bu Önerilere Kulak Verin
- 08:48 - Hematüri Ve Mesane Tümörlerine Dikkat: Erken Teşhis Hayat Kurtarır
- 23:48 - Güney Sudan'da sıtmaya karşı 250 bin çocuk aşılanacak
- 20:23 - Sağlıkta Türk-amerikan İş Birliği
- 19:53 - Sıtmayla mücadelede geliştirilen aşı ilk kez Fildişi Sahili'nde uygulanmaya başlandı
- 19:38 - Dünyaca Ünlü Cerrah Dr. Michael L. Marin’den Robotik Cerrahi Eğitim Merkezine Ziyaret
- 19:28 - INVAMED Robotik Cerrahi Eğitim Merkezi, Dr. Marin'i ağırladı
- 17:38 - İtalya'da aşırı sıcaklar nedeniyle 4 kişi hayatını kaybetti
- 17:33 - CHP'li Sarıgül'den belediyelere "hayvan hastanesi" çağrısı
- 17:18 - Vergi ve sosyal güvenlik alanına ilişkin düzenlemeler içeren kanun teklifi TBMM'de
- 16:53 - Somali'de yılbaşından bu yana 134 kişi kolera salgınında öldü
- 16:33 - Aile Sağlığı Merkezinde 3 Doktor Birbirine Girdi
- 16:03 - DSÖ, Sudan'daki insani felaketin çözümü için acil ateşkes istedi
- 15:33 - Türkiye İle Uruguay Doğu Cumhuriyeti Arasında Sağlık Turizmi Alanında İşbirliği Anlaşması
- 15:33 - Doğru Görüntüleme Tedavide Başarı Oranını Arttırıyor
- 14:58 - Kulak sağlığı için deniz ve havuzda hijyene dikkat edilmeli
- 14:28 - Kaplıcalarıyla ünlü Havza'daki Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi günde 250 hastaya şifa dağıtıyor
- 13:53 - Uzmanından hamilelik döneminde uzun süreli yolculuklara ilişkin tavsiyeler
- 13:43 - Klimalara Dikkat: Kabusa Dönüşebilir
- 13:13 - UNICEF, çocukların aşılanma oranındaki artışın 2023'te durduğunu açıkladı
- 13:08 - Uzmanından "hekim önerisi dışında serum talebinden kaçınma" çağrısı
- 12:38 - ‘A Kan Grubundakilerde Mide Kanseri Riski Fazla’
- 12:23 - Malavi'de kolera salgınının sona erdiği ilan edildi
- 12:13 - Prof. Dr. Neyal: “Her Yaşta Ortaya Çıkabilen Migren Toplumda Çok Sık Görülmektedir”
- 11:23 - İsrail'in Gazze'de 7 Ekim'den bu yana devam eden saldırılarında 9 bin 138 öğrenci yaşamını yitirdi
- 11:08 - Meme Kanserine Yenilmemek İçin “Altın Standart”
Pandemi Hastaneleri konulu duyuru
Elektif İşlemlerin Ertelenmesi ve Diğer Alınacak Tedbirler konulu duyuru
3 Mart 2020 Değişiklik Tebliğleri İşlenmiş Güncel 2013 SUT (SGK)
Sağlık Uygulama Tebliği EK-2/C değişen maddeler ve fiyat ve artış oranları-03.03.2020
Sağlık Uygulama Tebliği EK-2/B değişen maddeler ve fiyat ve artış oranları-03.03.2020
Sağlık personeli dinlenme odalarında düzenleme yapılması hakkında duyuru
14 soruda Koronavirüs hakkında kendinizi test edin...
Asgari Ücret net 2 bin 800 TL DİSK duyurdu AGİ de bakın ne kadar olacak
Gilaburu meyvesi kanserden koruyor
Endonezya’daki deprem: Ölü sayısı bin 203'e yükseldi
Tel : (0216) 606 17 18 - (0224) 334 1 335 | Faks : (0216) 606 17 19 | Haber Yazılımı: CM Bilişim