• BIST 9652
  • Altın 2960.569
  • Dolar 34.6806
  • Euro 36.7281
  • Ankara -2 °C
  • İstanbul 10 °C
  • Bursa 10 °C
  • Antalya 8 °C
  • İzmir 16 °C

Probiyotik ve Prebiyotik nedir?

Diyet Köşesi

Beynimizdeki toplam hücre sayısından daha fazla sayıda mikroorganizma içeren bağırsaklarımız, vücudumuzun ikinci beynidir. Bağırsak sağlığının yerinde olması psikoloji dahil tüm vücut sağlığını etkilemektedir.

Bağırsaklarımızda bulunan iyi ve kötü bakterilerin oranı değişince sağlık durumu da o yöne gider. Bu konuyu netliğe kavuşturmak için probiyotik ve prebiyotik nedir sorularına sizler için cevaplar yazdım. 

Probiyotik ve Prebiyotik Nedir?

Probiyotik: Sindirim sisteminde belli sayıda bulunan ve tüketildiğinde bireyin bağırsaklarındaki bakterilerin sayıca dengesini sağlayarak sindirim sistemi ve bağırsak sağlığını koruyan canlı mikroorganizmalardır. En önemli probiyotikler Lactobacillus ve bifidobacterium türleridir.

Probiyotik Gıda: İçerisinde canlı probiyotik mikroorganizma bulunduran, raf ömrünün sonuna kadar canlılığını muhafaza eden besinlerdir.

Prebiyotik: Probiyotiklerin sayısını ve aktivitesini olumlu yönde artıran sindirilmeyen besinler veya bileşenlerdir. Bağırsak hareketlerini düzenler, patojen (kötü huylu) mikroorganizmaların artmasına engel olur, vitamin-minerallerin emilimini ve biyoyararlılığını (vücutta kullanılabilirliğini) artırırlar. En önemlileri oligosakkaritler, fruktooligosakkaritler, galaktooligosakkarit ve polidekstrozdur.

Probiyotikler Ne İşe Yarar?

Besin sindiriminin sorunsuz yapılması, vitamin mineral emilimleri, bağırsak hareketlerinin düzenli olması (olmadığında kabızlık veya ishal görülür), bağırsak rahatsızlıklarının, enfeksiyonların, laktoz intöleransının önlenmesi, karaciğer ve böbreğe düşen yükün azaltılması ve en önemlisi bağışıklık sisteminin güçlendirilmesinde probiyotik mikroorganizmalar etkilidir.

Probiyotik Takviyesi Neden Kullanılmalı?

Özellikle Divertikül kolon (kalın bağırsak iç yüzeyinin zayıf noktalardan dışarı doğru kese şeklinde fıtıklaşması veya cepleşmesi), kabızlık, ishal gibi bağırsak rahatsızlıklarında probiyotik takviyesi çok sık önerilmekte.

Bununla beraber bağışıklık sistemi rahatsızlıkları, depresyon, anksiyete, obezite, diyabet, romatoid artrit, yüksek kolesterol ve trigliserit, kanser, sık antibiyotik kullanımı, laktoz intöleransı ve gaz gibi sindirim problemlerinde, diş çürükleri, alerji, cilt rahatsızlıkları kısaca tüm hastalık ve mikroplara karşı bağışıklık sistemini kuvvetlendirmek adına probiyotik takviyesi kullanımı önerilir.

Probiyotik ve prebiyotik besinlerle zenginleştirilmiş beslenme, bağışık sistemini güçlendirme, birçok hastalığı tedavi etme, hastalıktan korunma etkileri ile önerilmekte ve yaygınlaşmaktadır.

Probiyotiklerin Sayısı Neden Azalır?

Özellikle stres, hastalık, dengesiz beslenme, sinirsel yorgunluk, alkol ve sigara kullanımı, antibiyotik gibi bazı ilaçlar, bağırsak ameliyatları probiyotiklerin azalmasına neden olur.

Probiyotik İçeren Besinler

Prebiyotik Besinler

Probiyotik Besinler: Yoğurt peynir gibi fermente süt ürünleri, ev yapımı tarhana, ev yapımı turşu, şarap, boza, sirke, bira mayası, şalgam

Prebiyotik Besinler: Anne sütü, kuru baklagiller, soğan, sarımsak, pırasa, enginar, kuşkonmaz, karahindiba, yer elması, bezelye, domates, doğal bal, muz, çilek, üzüm, tam buğday, çavdar, arpa, yulaf, keten tohumu, ceviz, badem, fındık

**Probiyotik besinler yeterli ve düzenli tüketilemiyorsa mutlaka probiyotik takviye alınmasını öneririm. 

Hamilelik ve Emzirme Döneminde Probiyotik

Hamile ve doğum yapan kadınlarda sıklıkla gaz ve kabızlık sorunuyla karşılaşılır. Beslenmeyi probiyotiklerle desteklemek bağırsak florasını iyileştirerek bu problemleri çözecektir.

Bebek doğum kanalından geçtiği anda anneden aldığı bakteriler ile bağırsaklarında probiyotik oluşumu başlar, anne sütü tüketimiyle devam eder.

Emzirme döneminde probiyotik kullanımı ile bağırsaklardaki emilimin artar, kaliteli anne sütü üretimi desteklenir.

Bebeğin gelişimini tamamlamamış olan sindirim sistemi annenin probiyotik almasıyla gelişimini hızlandırır, gaz ve kolik sorunu azalır, annenin ve bebeğin bağışıklık istemi güçlenir.

**Bu nedenle bebeklere ilk 6 ay mutlaka anne sütü verilmeli! Ek gıdaya başlandıktan sonra 1,5-2 yaşına kadar anne sütü tüketimine devam edilmelidir.

Diyetisyen Fazile Yılmaz

www.dytfazileyilmaz.com

Bu yazı toplam 419651 defa okunmuştur.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
Tüm Hakları Saklıdır © 2006 Sağlık Aktüel | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : (0216) 606 17 18 - (0224) 334 1 335 | Faks : (0216) 606 17 19 | Haber Yazılımı: CM Bilişim