Sağlık harcamalarındaki artışlar ise ülke ekonomilerini zorlamakta, döviz artışlarının sağlık giderlerine olan tartışılmaz negatif etkisini de biliyoruz… Ve geçtiğimiz günlerde yayınlanan 2019-2021 dönemini kapsayacak olan ekonominin yeni anayasası olan "Yeni Ekonomik Program" sağlık politikalarına yedi programın önemsenmesini istemekte…
Belirlenen yedi öncelik;
1. Birinci basamak sağlık hizmetleri güçlendirilmesi ve etkinliğinin arttırılması,
2. Kamu hastanelerinde, klinik kalite, vatandaş memnuniyeti, operasyonel etkinlik ve verimlilik alanlarında gösterilen performans sistematik biçimde takip edilecek ve sağlık personeli teşvik mekanizmasının parçası hâline getirilmesi,
3. Obezitenin önlenmesi için sağlıklı beslenme alışkanlıklarının geliştirilmesine yönelik ilgili paydaşlarla koordineli programlar ve ilave düzenlemeler yapılması,
4. Maliyet avantajı sağlamak amacıyla Tedarik Paylaşım Platformu (TPP) ve tedarik zinciri iyileştirme çalışmaları yürütülmesi,
5. İlaç kullanımının optimize edilmesi ve ilaç maliyetlerinin azaltılması,
6. İlaç sektörüne yönelik AR-GE çalışmaları yapılarak, alt yapıları geliştirilmesi,
7. Sağlık harcamalarının azaltılması için koruyucu ve önleyici sağlık hizmetleri geliştirilmesidir.
Öncelikle YEP ile yapılan önerilerde sağlık hizmet sunucularının özel ve kamu olarak bir bütün olarak ele alınmış olmasını arzu ediyoruz. Çünkü Genel Sağlık Sigortası uygulanmasından sonra devlet; vatandaşının sağlık hizmetini kamudan ya da özelden almasını sağlayan ana otoritedir. Sağlık hizmeti sunucusu olan mülkiyetin artık önemi yok, sistemi finanse eden kamu kaynakları olduğu için yeni düzenlemeler yaparken bütüncül bakılmalıdır.
Yeni Ekonomik Program İle Gösterilen Sağlık Rotası;
1. Koruyucu ve Önleyici Sağlık Hizmetlerinin Gelişmesi:
Birinci, üçüncü ve yedinci öneriler bu başlığın tamamlayıcı parçasıdır. Hepimiz biliyoruz ki “Dünya yaşlanıyor, hastalıklar gençleşiyor.”
a. “Sağlıklı olmak” dediğimizde olmazsa olmaz; bir halk sağlığı çalışması olan koruyucu ve önleyici sağlık hizmetleridir.
b. Ülkemizde bireyler yılda yaklaşık 9 defa hekime başvurmakta olup bu sayının yaklaşık 6 defasında ise tedavi olmak için hastanelere başvurmaktadır. Ülkemizde tedavi için sağlık kuruluşlarına başvurunlar 1. Basamak sağlık hizmetlerine başvuranların iki katıdır. Bu sonuca göre “hastayız” kanaati doğmaktadır…
c. Oysa sağlıklı olmak için hastanelere değil sağlıklı yaşam bilgisine ihtiyacımız vardır ve bizler yıllardır hekimlere sadece hasta olunca gitmekteyiz.
d. Sağlığın gelişimini için bireylerin sağlıklı olmak adına faydalı davranışlarda bulunmaları vazgeçilmez şarttır ve Hekimler sağlık danışmanlığı da yapmalıdır.
e. YEP ile gelen önerilerden ilk sırada yer alan Birinci Basamak Sağlık Hizmetlerinin bir parçası olan Aile Hekimliği; sağlık sisteminin bütünlüğünü sağlayan en önemli parça olup global ilaç politikaları etkilerinden arındırılmalı ve daha da güçlendirecek yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
f. Aile Hekimlerinin ilaç kullanımını teşvik eden yaklaşımları dikkatle izlenmeli,
g. Aile Hekimliğinin yürütülmesinde özel sağlık kuruluşları da yer almalı,
h. Katı bir sevk zinciri yerine günümüz toplumunun beklentileri doğrultusunda esnek bir sevk zinciri oluşturulması düşünülmeli,
ı. Koruyucu sağlık işlemlerinin hizmet bedelleri de geri ödeme kapsamına alınmalı ve
j. Tele-sağlık, evde sağlık ve bakım destekli yaşam hizmetlerinin entegre bir yapı içerisinde ele alınması güçlendirilmelidir.
2. Obezitenin Önlenmesi için Düzenlemeler Yapılması:
Üçüncü öneri de yedinci önerinin tamamlayıcı ana bölümüdür. WHO görüşlerine göre de “Önlenebilir Kronik Hastalıkların” artması sonucu ilk 5 ölüm nedeni arasında yer alan; kalp damar hastalıkları, kanserler, solunum sistemi hastalıkları ve metabolik hastalıklar ile diyabet artışlarının önlenmesi için bireylerin sağlıklı yaşaması gerekiyor. Sağlıklı Yaşamın iki ana parametresi ise sağlıklı beslenme ve hareket…
a. Sağlıklı yaşam ve sağlıklı beslenme uygulamaları ile ilgili Sağlık Bakanlığının paydaşların çalışma usulleri açısından yeni düzenlemelere ihtiyaç var.
b. Sağlıklı yaşam pazarı büyüyor ve her köşe başında sağlıklı yaşam ile ilgili hizmet veren işyerleri açılıyor. Ama adı sağlıklı yaşama hizmet veren bu işyerlerinde hizmet sunanların sağlık hizmetlerinin multidisipliner yapısına uygun hizmet verilmesi gerekiyor. İşbu nokta da;
c. Sağlık Bakanlığı; sağlık ile ilgili lisans almayan kişilerce verilen danışmanlık hizmetlerini engellemeli,
d. Sağlık lisansiyerlerince verilen sağlık yaşam hizmetlerinin tüm kurumlarda hekim kontrolünde olmasını sağlayacak düzenlemeleri yapmalı,
e. Sağlıklı olma bilincinde olan vatandaşlar teşvik edilerek bilinçleri artırılmalı ve
f. “Sağlığı geliştiren hastaneler” kavramı geliştirilmelidir.
3. Sağlıkta Nitelikli ve Güçlü İnsan Kaynakları:
İkinci öneri ile her ne kadar tedavi edici kamu sağlık hizmetlerinin güçlendirilmesinden bahsedilmekte ise de bu öneri;
a. Sağlık çalışanlarının güçlendirilmesini şart olarak görmektedir.
b. Bireysel performans uygulamalarının yönetici kaprisleri ile sağlık personellerinde eziyete doğru evrilmesi ile tedavi edici sağlık hizmetlerindeki memnuniyetin artmadığı gerçeği de mali otoritelerce de görülmekte…
c. Çözüm ise kolaydır; Sahadaki tecrübeler karar verici otorite tarafından görülmeli,
d. Sağlık hizmeti yönetimleri desantralize edilmeli ve
f. Sağlıkta değer bazlı ödeme anlayışlarının devreye alınması ile de hem klinik kalite ve operasyonel verimlilikler artıracak hem de vatandaş ve sağlık çalışanlarının memnuniyeti de sağlanabilecektir.
g. Özel sağlık kuruluşunda çalışanlarının maddi ve sosyal hakları da korunmalıdır.
h. Sağlık insan kaynağı planlamasının toplumun sağlık ihtiyaçlarına dayalı olarak yapılması da öncelik olmalıdır.
4. Akılcı İlaç Kullanımı:
Beşinci önerinin öncelikle ilk bölümü bu uygulamanın geliştirilmesini öngörmektedir.
a. Tüm dünyada yanlış, gereksiz, etkisiz ve yüksek maliyetli ilaç kullanımı neticesi; ilaçlara karşı direnç artmakta, gereksiz ölümler olmakta, temel ilaçlara erişim zorlanmakta olduğundan bir süredir devam eden Akılcı İlaç Kullanımı uygulamalarının doğru uygulama olarak devamı ve güçlendirilmesi sağlanmalı,
b. Bu kapsamda Sağlık Okuryazarlığının geliştirilmesi eğitimleri ile kronik hastalık nedeniyle düzenli ilaç kullananlarda sağlıklı yaşam bilincinin arttırılması,
c. Klinik rehberlere uyumun yaygınlaştırılması,
d. Hekimlerin ilaç yazarken davranışsal yaklaşımlarının önlenmesi ve
e. SGK gibi geri ödeme kurumlarının hekimlerin davranışsal reçete yazmalarının önüne geçecek önlemleri alması ilaç kullanımı azaltacaktır.
5. Milli İlaç ve Milli Tıbbi Cihaz Sektörünün Gelişimi:
Altınci öneri ile beşinci önerinin ikinci kısmında belirtilen ilaç maliyetlerinin azaltılması hususu bu başlığı güçlendiriyor. Fakat
a. “Türkiye’de ilaç üretimi öteden beri yapılıyor ancak bunlar yabancı şirketler tarafından geliştirilmiş ilaçların lisanslı üretimleri şeklinde…
b. Formülü Türkiye’de üretilmiş, molekülü Türk şirketleri tarafından bulunmuş ilaç sayıları arttırılmalı,
c. Milli ruh ile politika üreten, liyakatlı ve hak temelli platformlarda yapılan ARGE çalışmaları ile teşvik edici üretim çalışmalarının hızlanması gerekmekte…
6. Ortak Tedarik Platformu:
Sağlık hizmetlerinin sunumu esnasında gerekli olan tıbbi hammadde ile diğer tıbbi malzemelerin zamanında ve en ekonomik şekilde temin edilmesidir.
a. Bu hususta hepimizin çok iyi bildiği gerçek şudur: Üretim yapan tüm patronların en korkulu rüyalarından biri; “satın alma departmanı ile malzeme satıcıları arasında oluşan kuruma zarar veren bir ilişkinin gelişmesidir.”
b. Bu rüyanın görülmediği tüm ortak tedarik çalışmaları ekonomik açıdan faydalıdır.
c. Ayrıca Ortak Tedarik Platformunun başarısında; 2017 yılında kurulmaya başlayan Ürün Takip Sisteminin tüm kurumlar ve paydaşlar tarafından kullanılması önemlidir.
YEP ile yapılan önerilere ilaveten ekonomiye pozitif katkı olması adına;
► Şehir hastanelerinin yatak başı metrekarelerinin daha yüksek olması ve daha konforlu olarak tasarlanması doğal olarak daha yüksek bedellerle inşa edilmesine ve burada üretilen hizmetlerin daha pahalı olmasına neden olduğundan yeni yapılacak projeler iyi düşünülmeli,
► Sağlıkta ülkemize döviz girdisi sağlayan Sağlık Turizmi çalışmalarını yürüten Özel Sağlık Kuruluşlarına da vergi, istihdam ve benzeri konularda teşvikler sağlanmalıdır.
Bu vatan bizim, gelecek ise çocuklarımızındır. Bizlere düşen ekonomiye katkı koymaktır. Ekonomiye katkı, milli mücadeledir.
Saygılarımla…
Dr. Feza Şen
0 532 277 88 27
Mail: [email protected] & [email protected]
Web: www.fezasen.com
Sağlık Aktüel - www.saglikaktuel.com
YASAL UYARI: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Sağlık Aktüel’e (www.saglikaktuel.com) aittir. İzin alınmadan aktif bağlantı kurulsa bile içerik kullanılamaz. Yapılan alıntılar için 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun 36. maddesi uyarınca yasal işlem uygulanacaktır.