Tıp Fakültesi eğitimi uzun ve meşakkatli bir eğitimdir… Hekim olmanın onurlu ayrıcalığı sadece Tıp Fakültesini kazanmaktan değil belki daha da önemlisi eğitimini başarıyla bitirme becerisinden gelir… Bu eğitim sürecinde çalışan öğretim görevlisi hocaların çoğu idealist insanlardır… Görevlerini genellikle hizmet aşkıyla ve ülkenin sağlık sistemine katkıda bulunma düşüncesiyle yaparlar… Öğrencileriyle birlikte olmak ve eğitim öğretimleriyle ilgilenmek onlar için bir yaşam biçimidir… Ekonomik kaygıları aşmışlardır… Profesör olana kadar zaten zengin olmuşlar ve çoğu maddi kazanç peşinde koşmayı bırakmışlardır…
Velev ki muayenehaneler kapandı….Öğretim görevlisi olarak çalıştıkları kurumlarından çoğunun ayrılması gündeme gelecektir…Her ne kadar iyi hislerle mesleklerini icra ediyor olsalar da böylesine zor ikilemde kalmalarının ardından ‘politik bir karşı duruş’ da olsa bu karara tepkilerini göstereceklerdir. Zira son olaylarda herkesin tanık olduğu gibi YÖK başkanının üniversite öğretim görevlileriyle yaşadığı polemik sebebiyle birçoğunun morali bozulmuş ve üniversitelerdeki kamplaşmalar suni pohpohlayıcıların da etkisiyle epeyce alevlenmiştir…
Bir öğretim görevlisinin bunca yıl hizmet verdiği üniversitesinden ayrılması kolay değildir… Unutulmamalıdır ki çoğu ekonomik kaygılardan değil asıl olarak yaşadıkları güceniklikten dolayı ayrılmayı tercih edeceklerdir… Tıp Fakültelerinin arttırılmasının gündemde olduğu bir zamanda böyle bir kararın alınması tıp eğitim sisteminin kilitlenmesi anlamına gelir ve bu durumun müsebbibini tarih asla unutmaz… Hem Tıp Fakülteleri eksik ve ülkemizde hekim açığı var diyeceksiniz hem de istemeyen çeker gider mantığını yaşını başını almış tecrübeli akademik ünvanlı insanlara dayatmaya kalkışacaksınız… Bu nasıl bir çelişkidir? Bu durum Nasrettin Hocanın bindiği dalı kesmeye kalkışmasına çok benziyor… Dallar kesilince gövdenin başka filizler vermesi mi istenmektedir? Tüm bunlar olurken gelecek kuşakların Tıp Fakültelerinden alacakları kaliteli eğitimden uzun bir süre mahrum kalacaklarını söylemek kehanet değildir… Bunun affedilemeyecek vebali tamamen siyasi iktidarın olacaktır…
Üniversitelerimiz son yıllarda siyasiler tarafından eleştiri konusu yapılmaktadırlar. Son bir yıla kadar ülkemizden hiçbir üniversitenin dünya üzerinde ‘ilk beş yüz iyi üniversite’ arasına giremeyişi haklı olarak eleştiri konusu yapılmıştır. Bununla birlikte üniversitelerin, özellikle üniversiteler arası yüksek kurulunun hükümetin karşısında, bazı siyasetçilerin tabiriyle ‘bürokratik oligarşi’ oluşturarak suçlayıcı tavır ve davranışlarda bulunmaları, yasaların emrettiğinden faklı davranışlar sergilemeleri, üniversite hayatının özgürlükçü ve tarafsız özelliklerine gölge düşürmüş, halk nezdinde itibarının zayıflamasına neden olmuştur.
Böyle sıkıntılı bir süreçten geçen üniversite öğretim görevlisi hocaların, hükümetin tam gün yasasına karşı olumsuz cevap verecekleri açıktır. Her ne kadar siyasi iktidar üniversitelerimizin akademik çalışmalarını, dünya karşısında başarı elde edemeyişlerini eleştiriyor olsa da öğretim görevlilerinin istifalarıyla birlikte kendi eleştirmiş olduğu kurumların eksikliğini daha da arttıracaktır… Böylelikle üniversitelerin araştırma, geliştirme, eğitim ve öğretim alanlarındaki eksikliği ve yetersizliği belirginleşecektir…
Tam gün yasası kabul edildikten sonra üniversitelerdeki öğretim görevlisi açığının ortadan kalkması uzun zaman alacaktır. Zira bir öğretim görevlisinin yetişmesi kolay değildir. Yurt dışında özellikle Amerika’da öğretim görevlisi olan akademisyenler el üstünde tutuluyorken ülkemizde Başbakan konumundaki önemli bir siyasetçimizin geçmiş dönemlerde yaşadığı sağlık sistemindeki bazı aksaklıklardan yola çıkarak bu şekilde bir kararı ülkemiz insanlarına kabul ettirmeye çalışması hoş değildir…
Sakın yanlış anlaşılmasın… Hekimler kendilerine imtiyaz istemiyorlar… Seçkinci ve kendisini imtiyazlı görenlerin cuntacı olduklarını çok iyi biliyorlar… Nitekim son olaylar bunu açık ve net olarak milletimizin huzurunda ortaya koymuştur.… Hekimler aslında az sayıda oldukları gerçeğini dillendirerek ilk kabul eden siyasi iktidardan adalet istiyorlar…