Türklerin Günlük Yaşamda Önde Oldukları Bir Konu:
TÜRK USULÜ TUVALETLER
Şahsen samimiyetle inandığım ve yıllarca İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Şefliği yapmış bir kişi olarak, neredeyse emin olduğum bir konu var ki, Türkler’in tuvalet kültürünün tüm diğer milletlerden üstün olduğudur.
Hep hayret ederim bu üstünlüğümüzü neden ihraç edemedik diye.
Benim, yabancı ülkelere gittiğim zaman en çok zorlandığım konu, bu tuvalet meselesidir.
Kastettiğim Alaturka Tuvalet Değildir
Alaturka tuvaleti kastettiğimi sanmayın.
Alaturka tuvalet olayı, dağ usulü bir tuvalet olayıdır. Göçer yaşamdan yerleşik yaşama geçişte, mevcut olanakların yetersizliği nedeniyle bir ara geçiş yöntemi sayılabilir. Biz de çocukluğumuzda, bu tuvalet kültürünü yaşadık. Güçlüklerini biliriz. Ayrıca, yaşlılar, dizlerinde problemi olanlar, şişmanlar ve kalp- tansiyon hastaları için ne kadar zor ve problemli olduğunu da belirtmek gerek.
Diğer bir sakıncası da, sol elin barsak bakterileriyle kirlenme oranının daha yüksek olması ve toplum içinde risk oluşturmasıdır.
Bu nedenle, Alaturka tuvaletin günümüzde savunulabilir yönü yoktur.
Benim Bahsettiğim Alafranga Tuvaletin Turkish Versiyonudur
Türkler, alafranga tuvalete harika bir buluş eklemişler. Su fışkırtan fıskiye sistemi.
Bence, bu buluş devrim niteliğinde bir buluştur.
Bunu kimin bulduğunu bilmiyorum. Ama kim bulmuş ise, ona binlerce kez teşekkür ediyorum. Hem kendim adına, hem de tüm Türk Ulusu adına. Bu buluş, bence basit gibi görünen, ama Nobel’i hak edecek bir buluştur. Çünkü milyonlarca insanın günlük yaşamını kolaylaştırıyor.
Allah bu buluşu yapan kişi ya da kişilerden razı olsun. Eğer yaşamıyorlarsa, mekanları cennet olsun.
Türk Usulü Tuvaletin Üstünlüğü Nedir?
Bilindiği üzere, gerek Avrupa ülkeleri, gerek ABD, gerek Çin, hatta Arap ülkelerinde bile tuvaletler hep aynı tiptir ve bizdeki gibi, tuvalet ( dışkılama) işleminden sonra anüs kısmını temizlemek için bir su fışkırtma sistemi yoktur.
Mecburen kağıt ile silme işlemi yapmak zorundasınız.
Bazı insanlar, fıskiye ile bol ve tazyikli su ile yıkama yapmadan kendilerini temiz hissedemezler. Bendeniz gibi.
Sabahleyin, tuvaletten sonra duş alarak temizlenme sorununuzu çözüyorsunuz. Yabancılar da temizlenme sorununu ve kendini temiz olarak hissetme hissini böyle çözmekteler.
Ya sabahları duş alabilme şansı olmayanlar ne yapacaklar?
İshal olan kişiler ne yapacaklar?
Günde birden fazla dışkılama yapan kişiler ne yapacaklar?
Her tuvaletten sonra duş mu alacaklar?
Bu imkanları olacak mı?
Çok zor.
Mecburen kağıt ile temizlik yapacaklar.
Ancak hiçbir zaman kağıt ile yapılan temizlik, tazyikli su ile yapılan temizlikten daha iyi olamaz.
Bilimsel olarak kanıtlanmıştır ki, su ile yapılan temizlik, kirliliği % 95’ ten fazla oranda gidericidir.
Kağıt ile az çok bir miktar kirlilik kalır.
Bir de anüs bölgesi biraz fazla kıllı olanları düşünün.
Erkeklerde genelde böyledir.
Bu durumlarda, kağıt ile temizlik daha da başarısız olacaktır.
Tazyikli su ile temizlik can simidi niteliğindedir.
Bu Güzel Adetimizi Neden İhraç Edememişiz?
Yabancı ülkelere gittiğimde, hep bunu düşünürüm.
Neden bu yaşam kolaylaştırıcı güzel adetimizi oralara ihraç edememişiz diye.
Muhtemelen, biz iyi tanıtamadık.
Bilim çevremiz, bu durumu gündeme taşıyamadı. Çoğu konudaki yetersizlik, burada da kendini göstermiş olabilir. Muhtemelen kimsenin aklına da gelmedi.
Tuvalet klozeti üreticilerimiz de muhtemelen bu durumu iyi sergileyememişler ve aktif olamamışlar gibi görünüyor. Belki, bilim çevrelerinden yeterli destek aramadılar.
Üretici Firmalarımıza Bir Şans Var
Bu durum, üretici firmalarımıza bir görev yüklediği gibi, bence bir şans da tanıyor.
Bilimsel destek kampanyasıyla birlikte yürürlerse, dünya dış pazarlarında çok büyük genişleme ve atılım sağlayabilirler.
Eczacıbaşı, Ege Seramik, Toprak Seramik ve diğer tüm üreticilerimizi bu yönde göreve çağırıyorum.
Bilimsel derneklerimizi ve Sağlık Bakanlığımızı, Ticaret ( ihracat) Bakanlığımızı bu konuyu gündeme getirmeye ve desteklemeye çağırıyorum.
Ben şahsen, en azından karar verme pozisyonunda olduğum Gelişim Tıp Laboratuvarları’nı bu konuya bilimsel destek sağlayacak şekilde çalışmalarda görevlendirmeye hazır olduğumu ve bu konuyu bir ülke görevi olarak algılayıp destek vereceğimizi taahhüt ediyorum.
11/ 02/ 2013
Doç. Dr. Paşa Göktaş
İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik
Mikrobiyoloji Uzmanı
[email protected]