TAMGÜN YASASININ FİNANSMAN BEDELİ
KARŞILANABİLİR VE SÜRDÜRÜLEBİLİR NİTELİKTE Mİ ?
Sanmıyoruz.
Aslında bu finansmanın sürekli böyle devam edeceğini zaten çoğu kimse beklemiyor. Bizzat tamgüne geçen hekimler bile. Ancak şu anda başka seçenekleri olmadığı için ya da sunulan koşullar -geçici de olsa- cazip olduğu için, bu koşullardan yararlanma yolunu seçiyorlar. Bu cazip ödemeler ne kadar sürerse, o kadar süre yararlanalım diyorlar.
Finansman Neden Sürdürülemez ?
Tamgünü cazip kılmaya yönelik ödemeler, birkaç yıldanberi diğer bakanlıklara göre orantısız biçimde büyüyen Sağlık Bakanlığı bütçesi ve SGK’ dan aktarılan yıllık 12.7 milyar TL’ lik global bütçe sayesinde yürüyor. Ortaya dev bir finansman kaynağı çıkıyor.
Ancak, bu durumun bedeli Türkiye’ ye çok ağır oluyor.
Toplam kamu sağlık giderleri yıllık 50 milyar TL’ nin üzerine çıkmış durumda.
SGK açıkları katlanarak yükseldi. SGK sağlık giderleri yıllık 30 milyar TL’ ye dayandı.
Türkiye’ nin bütçe açığı yıllık 50 milyar TL’ ye fırladı. Bu durumda, sağlık giderlerinin büyük payı bulunuyor.
Oluşan tablo vahim. Önlem gerektiriyor.
Sağlık giderlerinin ve bütçesinin aynen bu şekilde devam edeceğini beklemek saflık olacaktır.
Dünyadaki ekonomik kriz önlemlerinde ülkeler, ilk önlem olarak sağlık giderlerinde ciddi kısıntıyı başa koymaktalar.
Türkiye de aynı yolu izleyecektir.
Ekonominin gerçekleri farklıdır. Vaadler ve boş söylemler, ekonomik kurallara üstünlük sağlayamaz.
Tamgünün Maliyeti Daha da Artacaktır
Durum şu anda bile sürdürülemez boyuta gelmişken, “tamgün” yandaşlarının vaadleri daha da inanılmaz haller almaktadır.
Üniversite hocalarına aylık ortalama 10.000, 12.500, 17.500 TL gibi astronomik ödemeler.
Şeflere 10.000, uzmanlara 8.000-10.000 gibi ortalama ücretler.
200.000 üzerindeki sağlık personeline dolgun döner sermaye dağıtımları.
Bu demektir ki:
- Sağlıkta giderler daha da artacaktır. Daha fazla paraya gerek duyulacaktır.
- Tamgüne yeni katılanlarla bu giderler ayrıca yükselecektir.
Şu anda bile dev boyutlara erişmiş olan ve karşılanamaz hale gelen sağlık bütçesinin, daha da artırılması talep edilecektir.
Buna kimin izin vereceğini düşünebilirsiniz ?
En başta bütçeyi yapanlar buna karşı çıkacaklardır.
Maliye Bakanlığı’ nın, uzun süredenberi bu duruma karşı olduğu basında yazılmaktadır. Doğaldır da.
SGK sürekli feryat halindedir. İflas riski taşımaktadır.
Diğer bakanlıklar karşı çıkacaktır.
Diğer meslek kesimleri karşı çıkacaktır. Onlar da taleplerini artıracaklardır. Memur, polis, asker, öğretmen gibi diğer ücretli kesimleri nasıl ikna edecek ve tutabileceksiniz ?
Toplumsal huzuru ve dengeyi nasıl sağlayacaksınız ?
Eğer bunları hesaplayamazsanız, hayal kırıklıkları ve yıkımlar peşpeşe gelecektir.
Dolayısıyla, tamgünün finansmanı konusunda hiçbir ışık görülmüyor.
Muhtemel Gelişmeler Nasıl Olacaktır ?
Geçmiş tamgün denemelerine bakarsanız, işin sonunun nasıl olacağını anlayabilirsiniz.
Birkaç yıl içinde, bu uygulamadan dönülecektir.
Temel neden de, finansmanın sürdürülememesi olacaktır.
Ancak, şu anda farklı bir durum daha görünmektedir. Kamu Hastane Birlikleri Yasası.
Muhtemelen bu yasa çıkarılacak ve Sağlık Bakanlığı hastanelerinin çoğunluğu özerk hale gelecektir.
Ondan sonra da, genel bütçeden destek azaltılacak ya da kesilecektir. “Çalışanların maaşlarını ödemiyoruz. Siz zaten SGK’ dan ürettiğiniz hizmetin bedelini alıyorsunuz. Kazanın ve çalışanların ücretlerini de ödeyin. Kendi yağınızla kavrulun” denilecektir.
Bu demektir ki, hastanelerin gelirleri yarı yarıya, hatta daha fazla düşecektir.
Hastaneler, bu gelirlerle bırakın döner sermayeyi, çalışanların ücretlerini bile zor öder duruma düşeceklerdir.
Önümüzdeki birkaç yıl içinde, doktorların 10.000’lik, 12.500-17.500’lük, hatta 7.000-8.000’ lik, daha da ileri gidelim, 5.000-6.000’ lik ücretleri görmesi hayalden ibarettir.
Görebilecekleri tavan ücretler 3.000-4.000 TL’ dir. Ortalama ise 1.800-3.000 TL arasında olacaktır.
Bir kısmı bu ücretlere razı olup, kamuda çalışmaya devam edeceklerdir. İddiasız ve rölanti tempoyla.
Daha fazla çalışmak ve kazanmak isteyenler ise, hekimlerin zaten yaşam biçimi olan ve en iyi bildikleri, 12-16 saatlik çalışma temposu alternatiflerinin yoluna koyulacaklardır.
02-07-2010
Doç. Dr. Paşa Göktaş
e-mail : [email protected]