• BIST 9757.11
  • Altın 2968.283
  • Dolar 35.1895
  • Euro 36.7272
  • Ankara 1 °C
  • İstanbul 7 °C
  • Bursa 4 °C
  • Antalya 11 °C
  • İzmir 11 °C

Tamgün yasası konusunda doğru sorularla mı karara varılıyor ?

Prof.Dr. Paşa Göktaş

Önemli ya da önemsiz, küçük ya da büyük herhangi bir konuda en doğru karara varabilmek için hepimizin izlediği yol, birtakım soruların sorulmasıdır. Bu sorular, aldığımız kararın ne getirip, ne götüreceğiyle ilgilidir.

Bir Konuda Doğru Karara Varmanın Yolu
         Önemli ya da önemsiz, küçük ya da büyük herhangi bir konuda en doğru karara varabilmek için hepimizin izlediği yol, birtakım soruların sorulmasıdır. Bu sorular, aldığımız kararın ne getirip, ne götüreceğiyle ilgilidir. Bazen birşeyi subjektif olarak dayanılmaz şekilde yapmak isteriz. Ancak, ilgili tüm sorular sorulduğu zaman ortaya çıkan tabloda, çok istediğimiz şeyi bazen yutkunarak, bazen de diş gıcırdatarak yapamayız. Çünkü yaptığımız takdirde oluşacak zarar, gelecek yarardan daha fazladır.
            Yani hiçbir konunun yanıtı, tek soruya ve tek parametreye bağlı olarak verilemez. En önemsiz görülen konular bile, birçok parametrenin etkileşiminden oluşur. Tek bir faktöre göre hareket ederseniz, hayal kırıklığı yaşarsınız. Çünkü göz önüne almadığınız parametrelerin birer birer getireceği zararlar, sizi içinden çıkamayacağınız boyutta zararlara götürür.
 
            Tamgün Yasası Konusunda İçinde Bulunduğumuz Durum
         Bu yasa konusunda da maalesef, üzülerek izliyoruz ki, durum bundan ibaret görünmektedir.
            Sağlık Bakanlığı sitesinde “Tamgün Yasası Halkımıza Ne Getirecek ?” başlığı altında verilen cevapların hemen hemen tek bir karşılığı vardır: “Doktorların muayenehane ile hastane ilişkisi kesilecek”
            “Tamgün Yasası Çalışanlara Ne Getirecek ?” sorusunun ise, maalesef somut olarak dişe dokunur bir cevabı yoktur. Genellikle yuvarlak sözler.
            Eğer siz soruyu, “Doktorların muayenehane ile hastane ilişkisini kesmek gerekli ve yararlı mıdır ? diye sorarsanız, toplumun % 99’ undan “Evet, gerekli ve doğrudur” karşılığını alırsınız.
            Dolayısıyla da kendinizi doğru ve haklı olarak düşünür, manevi huzura kavuşursunuz.
            Ancak, durum bundan ibaret değildir.
            Çünkü sorduğunuz soru, konuyu çözmek ve doğru karara varmak için yeterli değildir.
            Tüm yönleriyle ortaya konulmayan ve tartışılmayan bir konuda da, doğru karara ulaşmak mümkün değildir.
           
TAMGÜN KONUSUNDA SORULMASI GEREKEN SORULAR
NELER OLMALIDIR ?
 
1.      Tamgün Yasası’ nı çıkarırsak, bunun finansal kaynağını nereden bulacağız ? Genel bütçe büyük açık veriyor. SGK neredeyse iflas noktasında. Sağlık giderleri 50 milyar TL’ nin üzerine çıkmış durumda ve taşınamaz bir yük haline gelmiş bulunuyor. Bu durumda, ek yükler getirmesi kaçınılmaz olan Tamgün Yasası için ek kaynağı nereden bulacağız ?
 En önemli ve birincil soru budur. Bu soru olumlu olarak yanıtlanmadan, ikinci soruya geçmek anlamsızdır.
2.      Kapanacak onbinlerce muayenehaneden işsiz kalacak çalışanların istihdam sorununu nasıl çözeceğiz ?
3.      Bu muayenehanelerde bulunan milyarlarca liralık cihazları ne yapacağız ?
4.      Kapanan kuruluşlardan dolayı kaybolacak SSK ve vergi gelirleri nasıl yerine konulacak ?
5.      Tamgün Yasası ile günde 8 saatlik çalışma kuralı getiriyoruz. Şu anda hekimlerin yarı-zamanlı olanları zaten 08.00-16.00 arasında 8 saat, tamgün olanlar 08.00-17.00 arasında, 9 saat çalışıyorlar. Fazladan çalışmayı nasıl sağlayacağız ?
6.      Saat 16.00’ dan sonra çalışmaya fazla mesai ücreti ödemiş olsak, bu şekilde hekimleri hastanelerde nasıl tutabiliriz ? Yeterince talep olur mu ?
7.      Tüm hekimleri memurlaştıran bir sistem getiriyoruz. Bu durumda, üretenle üretmeyeni nasıl ayıracağız ? İş verimliliği ve kalitesini nasıl sağlayacağız ? Birçok eski sosyalist ülke bu sistemi uyguladılar ve terk ettiler. Bizim farkımız ne olacak ?
8.      Eğer üretilen işe göre performans ücreti ödesek, bu defa adaletli bir denge kuramıyoruz. Performans bedeli yüksek işlemlerde, füze gibi yükselme oluyor. Bunları nasıl önleyeceğiz ?
9.      Mesai dışı çalışmaya fazla mesai ücreti ödeyerek doktorları hastanede tutsak, bunun muayenehane sisteminden ne farkı olacak ? Sadece onların dışarıda farklı bir mekanda olan muayenehaneleri, hastane içine taşınmış olacak. Buna gerek var mı ?
10. Bütün dünyada sağlık giderleri büyük problem oluyor ve ülkeler bu bütçeleri indirmenin yolunu arıyorlar. Bunun için de, olabildiğince halkın en azından ödeme gücü yerinde olan bölümünü giderlere katmaya çalışıyorlar. Muayenehane sistemi aslında bunu sağlıyor. Ödeme gücü olanlar, gönüllü olarak muayenehanelere gidiyorlar ve devletin, SGK’ nın yükü azalıyor. Muayenehaneler, bir anlamda devletin vergi toplama ve sağlık giderlerini azaltma büroları gibi çalışıyorlar. Biz bunları kapatıp, tüm sistemi devlet hastanelerine kaydırırsak, bu gelirlerden olacağımız gibi, devleti ve SGK’ yı ödeme gücü olanların da payını öder hale getirmeyecek miyiz ? Bu olay işletmecilik yönünden akıllıca olur mu ?
11. Acaba bizden önceki yetkililer neden sistemin bu şekilde devam etmesini istediler ? 80 yılda, Tamgün Yasası’ nı iki kez denediler ve tekrardan bıraktılar. Bir araştırsak iyi olmaz mı ?
12. Muayenehaneler bu halka hizmet etmiyor mu ? Bunlar ülkenin sağlık kuruluşları değil mi ? Bunlar suçlu mu ? Yasa dışı mı ? Bunlar bizim halkımıza hizmet sunmuyor mu ?
13. Muayenehanelerle, saat 16.00’ dan sonra hekimler gönüllü olarak çalışarak, ülkenin sağlık hizmeti üretimine katkı sağlamıyorlar mı ? Böylelikle doktor açığının etkisini azaltmıyorlar mı ? Doktorların gönüllü olarak fazla çalışması iyi bir model değil mi ?
14. Muayenehaneler, kirası ve tüm giderleri ilgili doktor tarafından ödenen ve devlete, SGK’ ya hiç gider oluşturmayan, ülkenin gidersiz kamu sağlığı poliklinikleri değil mi ? Bunların hastanelerdeki poliklinik odalarından ne farkları var ? Neden bunlardan yararlanmayalım. Bunları kapatmak akılcı mı, akılsızlık mı ?
15. Muayenehanelerle halk, sağlık hizmetine daha yakın olmuyor mu ? Hekime erişim direkt ve daha kolay olmuyor mu ? Bunları iptal ederek halkı hastane kuyruklarına mahkum etmek ne ölçüde akılcı ?
16. Muayenehane-hastane ilişkisini kesmek konusu o kadar önemli mi ? Hekimlerin ne kadarı bu ilişkiyi kötü yönde kullanıyor ? Bu olumsuz örnekleri engellemek o kadar zor mu ? Devlet bu kadar aciz mi ? Pire için yorgan mı yakmak gerekir ? Duygusal olmayan, akılcı ve soğukkanlı kararlar alamaz mıyız ?
Sorular, sorular, sorular.
Soruların ardı arkası kesilmiyor.
Maalesef, çoğunluğu da yanıtsız ya da yanıtı, getirilen Tamgün Yasa Tasarısı’ nın aleyhinde oluşuyor.
 
Tamgün Yasa Tasarısı’ nın Gerekçeleri Zayıf
Yukarıdaki soruların tümünü ortaya koyarak, gerçek bir maliyet-yarar analizi ve geniş bir değerlendirme yaptığınız zaman görürsünüz ki, yasa tasarısının gerekçesi yalnızca tek bir maddeye dayanıyor: “Hekimlerin muayenehane-hastane ilişkisinin kesilmesi”.
Bu yasayı tasarlayanlar, kafalarında hekimleri paragöz, çıkarcı, hırsız ve suistimalci bir topluluk olarak yerleştirmiş görünmekteler ve bu topluluğun hizaya getirilmesi, burnunun sürtülmesinin gerekliliğine çoktan karar vermiş görünüyorlar.
Yani yasanın temel gerekçesi hekimlere güvensizlik, kuşkuculuk, kıskançlık, hizaya getirme gibi duyguların karışımı, tümüyle subjektif önyargılar toplamından ibaret görünüyor.
Diğer çok daha önemli faktörler gözardı ediliyor. Subjektif önyargılar, sağlıklı düşünebilmeyi engelleyen bir perde haline gelmiş görünüyor. Bir “muayenehane karşıtlığı histerisi” oluşmuş durumdaymış izlenimi alınıyor.
 
Yani, pire için yorgan yakılacak noktaya gelinmiş durumda.
Sağlıklı ve objektif düşünebilme yetenekleri felç olmuş durumda görünüyor.
Bu durum da, ülkenin şanssızlığını, sağlıklı düşünebilme ve davranabilme ortak aklının yer yer zaafiyete uğradığını gösteriyor.
Ülkenin ortak aklı faaliyete geçemez ve bu duruma müdahale edemezse, maalesef ülkemiz tamgün konusunda “3. Nafile Deneme” sini yaşayacak gibi görünüyor.
 
Özgür Ve Sağlıklı Bir Tartışma Süreci Yaşanmadı
Maalesef, Tamgün Yasa Tasarısı konusunda özgür ve sağlıklı bir tartışma ortamı yaşanamadı.
Daha doğrusu, böyle bir ortam oluşmasına zemin hazırlanmadı.
Hep tek yönlü görüşler lanse edildi. Bazı yetkililerin kendi söyledi, maiyetleri dinlediler.
Alternatif görüşlere cevap verilmedi. Sorular yanıtsız kaldı.
Durum oldu-bittiye getiriliyor.
Bu da maalesef ülkenin şanssızlığı ve güçsüzlüğü.
 
Sağlık Bakanlığı Herkesin Bakanlığı
Sağlık Bakanlığı, bu ülkenin bakanlığıdır. Tüm vatandaşların ve tüm sağlık kuruluşlarının bakanlığıdır.
Yalnızca bazı kuruluşların ve görüşlerin bakanlığı olamaz.
Tek bir modeli de savunamaz. Ülkeye en yararlı modelin oluşması, organizasyonu ve yerleşmesi için çaba gösterir.
Ancak, bunun için özgür bir tartışma ortamı yaratılması ve alternatif görüşlerin de dile getirilmesi için gerekli koşulları sağlamakla yükümlüdür.
Maalesef bu yasa konusunda belirtilen koşulların sağlandığını göremedik. Tek taraflı subjektif, zayıf gerekçelere dayanan, bütünsel yaklaşım ve değerlendirmelerden uzak bir propaganda dönemi izledik.
 
Böyle Bir Tamgün Yasası Yürümez
Eğer yukarıda geniş bir çerçevede ortaya konulan soruların cevaplarını toplamda olumlu olarak verebiliyorsanız, bu yasayı çıkarın.
Ülkeye yararına inansak, sizden çok savunur ve sahip çıkarız.
Ama, bu yasanın ülkeye yarar sağlayacağı kanısında değiliz. Kayıplar daha fazla olacaktır. Bütün deneyimlerimiz, bilgimiz ve verilerimiz bu sonuca ulaşmamızı sağlıyor.
Göreceksiniz, “3. Tamgün Yasası Denemesi” de başarısız olacaktır ve maalesef haklılığımız ortaya çıkacaktır.
Ama olan, deneme-yanılmalarla zaman yitiren Türkiye’ ye, halkımıza ve hekimlerimize olacaktır.
Umudumuzu yitirmiyoruz. Çünkü aklın yolu birdir ve yanlış hesaplar Bağdat’ tan dönecektir.
Saygılarımızla.
 
          02/11/2009
                                                                                             Doç. Dr. Paşa Göktaş
 
Tel/Fax : 0216-348 26 12
GSM    : 532 243 84 74
e-mail   : [email protected]
web       : www.tiplab.org
Bu yazı toplam 3196 defa okunmuştur.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
Tüm Hakları Saklıdır © 2006 Sağlık Aktüel | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : (0216) 606 17 18 - (0224) 334 1 335 | Faks : (0216) 606 17 19 | Haber Yazılımı: CM Bilişim