Bir zamanlar hayvanlar âleminin sevimli yaratıklarından kurbağalar, kendi aralarında bir yarışma düzenlemişler. Hedefin, yüksek bir tepeye çıkmak olduğu bu yarışmaya, kalabalık bir kurbağa sürüsü de seyirci olarak katılmışlar. Seyircilerden hiçbir kurbağa, yarışçıların bu yüksek tepeye çıkabilmesine ihtimal vermediği gibi "Zavallı arkadaşlarımız, asla başaramayacaksınız, vazgeçin bu sevdadan! "diye tezahüratta bulunuyorlarmış. Seyircilerin bu bağrışları sonucu azmini yitiren yarışmacılar, teker teker yarışmayı bırakmışlar. Sadece bir kurbağa, ümitleri tükenen diğer arkadaşlarına inat, büyük bir gayret ve çaba sonucu tepeye çıkmayı başarmış.
Hayret içinde kalan diğer arkadaşları bu mücadeleyi nasıl kazandığını merak etmişler; "Bunu nasıl başardın, bu başarının sırrı nedir?" diye sormuşlar. Ne yazık ki cevap alamamışlar.
Çünkü yarışmayı kazanan kurbağa sağırmış...
Tıpkı bu hikayede olduğu gibi; hayatta karşımıza bir çok engel çıkabiliyor ve başarıya ulaşmak için yeterli gücü, enerjiyi toparlamaya çalışıyoruz. Bu mücadelelerden galip çıkmanın yolu; iradenin güçlendirilmesi, özdenetimin sağlam bir temele oturtulmasıdır.
Yani seslere kulak vermeme, yani ÖZGÜVEN'dir…
Nedir bu özgüven?
Basite indirgersek; kişinin kendisine ilişkin düşünceleri, düşüncelerin yol açtığı duyguları, duygu ve düşüncelerin ifadesi olan davranışlarıdır.
Özgüvende yaşanan bir eksiklik, kendini doğru ifade edememeye sebep olacak endişe, panik, üzüntü, huzursuzluk, tükenmişlik gibi duyguları hissettirecek ve elbette ki bununla orantılı davranışlara yol açacaktır. Öyle etkili bir durumdur ki bu; eksiklik yüzünden (gerçek olmasa bile) karşınızdakinin size farklı davrandığını, istemediğini, sevmediğini, beğenmediğini düşünüp, davranışları bile farklı yorumlamanıza sebebiyet verebilecek, beraberinde başaramama, kabul görmeme, reddedilme duygularını getirecektir.
En büyük riski de karşınızdakinin sizin aynanız olmasıdır. Dolayısıyla istenmediğinizi düşünür, olumsuz davranırsanız, öyle bir algı oluşturup bunun gerçekleşmesini sağlayabilirsiniz.
Özellikle iş yerlerinde özgüvenimizi kaybetmemize sebep olabilecek bir çok davranışla karşı karşıya kalabilirsiniz.
-Eleştiriye maruz kalma, sürekli kendini eleştirme,
-Küçük başarısızlıklar,
-Sahip olduklarınızı fark etmemek, olmadıklarınızı görmek,
-Pişmanlık duygusu,
-Başkalarının başarılarını gereğinden fazla mükemmel görmek, kendi başarılarınızı fark edememek,
-Olumsuz bakmak,
-Yapılan küçük yanlışlıkları tüm hayata yaymak ve genelleme yapmak,
Ancak unutmamalıyız ki, KİMSE ÖZGÜVENİ EKSİK DOĞMAZ.
Peki nasıl baş ederiz?
ÇARE SİZSİNİZ!
Öncelikle, insan bilmediği şeyler hakkında cevap veremez ve veremedikçe de kendini iyi hissedemez. Bu sebeple yaptığımız işe hakimiyetimiz bize güç verecek ve kendimizi iyi hissetmemizi sağlayacaktır.
HEDEFLERİNİZİ SEÇİN
Ne istediğinizi bilmelisiniz. Hedef belirlemeli, uygun şekilde ulaşmaya çalışmalısınız.
ÖZDENETİM
Ruhunuzu beslemeli ve iç sesinizin sürekli olumlu konuşmasını sağlamalısınız.
İRADEYİ İRADELİ KULLANIN
Zor durumlarla başa çıkmak ve mücadele elbette bir yıpranmaya sebebiyet verecek irademizi zayıflatabilecektir. Aynı midemiz gibi ruhumuzu ve irademizi dinlendirmeliyiz.
ODAKLANIN, HAZIRLIKLI OLUN
Yapmanız gereken işe odaklanın. Çıkabilecek her sorunu değerlendirip konsantre olun.
YANLIŞINIZI SEVİN
Her şeyi doğru yapmamız mümkün değildir. İnsan olmamızın en belirgin özelliğidir hata yapmak. Her şeyi mükemmel yapabileceğiniz gibi, zaman zaman doğru yapamayabilirsiniz. Yanlış da yapsanız niyetiniz, çabanız önemlidir. Hayatta her zaman birinci olabilseydik, ikinci ve üçüncüler nasıl olacaktı? Ya da her şeyi mükemmel yapabilseydik; iyi, kötü kriterleri nasıl oluşacaktı? Adım atma cesareti göstermeniz burada ki en büyük başarı olacaktır. Kendinize haksızlık etmeyin!
OLUMLU PEKİŞTİRME
Reddedilme, başarısız olma, kaygılanma duygularını bir kenara atmalıyız. Bunun yerine yapabileceğinizi, başarılı olacağınızı düşünüp olumlu yaklaşımlarla, kendinizi iyi hissedebilirsiniz. Başarı sadece skor değildir. Bir işe yüreğinizi koymanız da bir başarıdır. Hayatta her zaman alkış olmayacaktır. Bunu bilmeli ve kendinize haksızlık etmemelisiniz. Pozitif bir yere kilitlenmek, negatif bir yerden uzak durmaya çalışmaktan çok daha etkili olacaktır. Olumlu düşünün...
Unutmayın: Karanlığın en koyu olduğu an, aydınlığın en yakın olduğu zamandır...
Saygılarımla.
Saygı Günenç
www.saygigunenc.com