• BIST 9754.78
  • Altın 2968.283
  • Dolar 35.1895
  • Euro 36.7272
  • Ankara 1 °C
  • İstanbul 7 °C
  • Bursa 4 °C
  • Antalya 11 °C
  • İzmir 11 °C

Sağlıktaki hayalci politikalar birer birer çıkmaza giriyor

Prof.Dr. Paşa Göktaş

Maalesef böyle. Sağlıktaki hayalci ve gerçekçilikten uzak politikalar ve uygulamalar birer birer çıkmaza giriyor. Problem burada kalsa iyi. Birlikte SGK’ yı da çıkmaza sürüklemiş durumda. Aynı zamanda, Türkiye bütçesini de tarihinin en büyük bütçe açığına sürükleyen ana nedenlerden birisi, sağlıktaki izlenen savurgan harcama politikalarıdır.

Sağlıktaki Politikaların Ana Karakteri Neydi ?
         Bunu birkaç başlıkta özetleyebiliriz:
         1. Devlet Kapitalizmi: İlginçtir, tüm dünya sağlıkta liberal politikalara yönelirken ve ülkemizdeki iktidarın da doğrultusu bu yönde iken, sağlıkta devletleştirmeyi çağrıştıran bir politika izlendi. Sağlık Bakanlığı hizmet sunumundan çıkacağını söylerken, tersine hizmet sunumunda büyüyor. Tüm muayenehaneleri kapattırıp, hekimleri kendi bünyesine almak istiyor. Bu devletçi uygulama içine de performans sistemi adı altında, garip ve kapitalizmi çağrıştıran uygulamalar koymaya çalışıyor.
 
            2. Popülizm : Aşırı boyutta bir popülizm benimseniyor. Sağlık hizmetleri çok pahalı hizmetler olduğu halde, tüm hizmetler ücretsiz olarak verilmeye çalışılıyor. Her uygulama da devlete büyük bütçelere mal oluyor. Ekonomik gücü olandan da katkı istenmiyor. Bir nevi, ekonomik gücü olanlara da sağlıkta vergi affı uygulanıyor. Dünyada görülmemiş genişlikte hizmet kapsamları, SGK’ nın üstüne yükleniyor.
 
            3. Öngörüsüz ve işletmecilikten yoksun yaklaşım: Alınan kararlarda ve uygulamalarda, ekonomik boyut hiç düşünülmüyor. Türkiye’ nin gücü ve olanakları hesaplanmıyor. Her planın ve uygulamanın bir ekonomik bütçesi ve bedeli olduğu anlaşılamıyor. Türkiye’ nin kaynakları sınırsızmış gibi davranılıyor.
 
            Geldiğimiz Noktada Durum Nedir ?
         Böyle bir politikanın, ülkeyi ve kurumları çıkmaza sürükleyeceği açıktı. Uyarılar dikkate alınmadı ve bugün içinde bulunduğumuz noktaya gelindi.
 
1.      SGK’ nın Durumu
SGK, büyük açıklar veriyor. 2000 yılında SSK döneminde 1.2 milyar TL olan sağlık harcamaları, bugün (SGK olarak) 30-35 milyar TL civarına yükselmiş durumdadır. Bunun da 16 milyar TL civarı ilaç giderleridir. SGK önlemler almazsa, çöküş kaçınılmaz görünmektedir.
 
2.      Türkiye Bütçesi
Tarihinin en büyük açığına ulaşmış durumdadır. Bu miktarda, 35 milyar TL civarındaki SGK açıkları büyük oran tutmaktadır. Bu açıklar, sürdürülemez boyutlara ulaşmıştır.
 
3.      İlaç Tüketimi
Sağlık politikalarının ana temeli popülizm üzerine kurulu olduğu için, ilaca erişim çok kolaylaştırılmış ve bu durum da su gibi ilaç yazılmasına neden olmuştur. Sonuçta ilaç sektörü her yıl % 20-30 büyümüş ve SGK için yıllık 16-17 milyar TL gibi, Türkiye için oldukça büyük olan bir hacime ulaşmıştır. Çıkarılan yönetmelikler ve uygulamalar, ilaç tüketimini desteklemiş ve körüklemiştir.
 
 
Bugün SGK, bu ödemeleri yapamayacağını gördüğü için, ilaç fiyatlarında tek taraflı indirime gitmiştir. İlaç tüketimini sınırlamaya yönelik bir dizi tedbirlerin uygulamaya konulacağını görmemek olanaksızdır.
 
4.      Devlet Hastaneleri
En rahat durumda olan kurumlar Sağlık Bakanlığı hastaneleridir. Çünkü bu hastaneler hem genel bütçeden en büyük payı almakta, hem de SGK’ dan en büyük payı almaktadırlar. Bu bütçelerle de hem ciddi miktarda döner sermaye dağıtmakta, hem de özel kuruluşlar ve üniversitelere karşı dengesiz rekabette üstünlük sağlamaktadırlar.
Ancak, bu hastanelerin de kısıtlı bütçeye dönecekleri günler uzak değildir. Benzer finansal sıkıntılar ve ödeme güçlükleri, yakında bu hastanelere de yansıyacak, sanal nitelik taşıyan ve birkaç yıldanberi dağıtılan dolgun performans primleri de ciddi oranda azalma gösterecektir.
 
5.      Özel Hastaneler
Başlangıçta büyük teşvikler sağlanan bu sektöre büyük akın olmuş ve neredeyse önüne gelen hastane açmıştır. Ancak, daha sonra getirilen kadro kısıtlamaları, fiziki yapı sınırlamaları ve en önemlisi de % 30 fark kısıtlaması gibi, ekonomik gerçeklerle bağdaşmayan, bilgisiz ve zorlamacı uygulamalar, bu hastaneleri büyük kriz içine sürüklemiş ve cazip olmaktan çıkarmıştır. Çoğu iflas sınırındadırlar.
 
6.      Tıp Merkezleri
Daha kötü durumdadırlar. Benzer sorunlar onlarda da vardır. Maliyetlerinin altında verilen % 30 fark kısıtlaması, çoğunun sonunu getirmiştir ve kapanmaya götürmüştür. Kelimenin tam anlamıyla can çekişmektedirler.
 
7.      Poliklinikler
Sistemin dışına itilmişlerdir. SGK sözleşme kapsamına alınmamışlardır. Çoğu kapanmıştır. Devam edebilenler de çok zor durumdadırlar.
 
8.      Laboratuvarlar
Bunlar da sistemin dışına itilmişlerdir. SGK sözleşme kapsamı dışındadırlar. Laboratuvar testleri birim fiyatları maliyetlerin altında belirlendiği için, diğer kuruluşlara hizmet de sunamamaktadırlar. Hizmet sunanlar da zarar etmekte ve bir süre sonra iflas etmektedirler. Çoğu kapanmıştır ya da kapanma sürecindedir. Tam bir çaresizlik içindedirler.
 
9.      Muayenehaneler
Bunların da sayıları çok azalmıştır. Çoğu hekim çeşitli şekillerde uygulanan baskılar nedeniyle, muayenehanelerini kapatarak devlet hastanelerine geçmişlerdir. Ancak, burada da geleceğe umutlu bakmamaktadırlar.
 
10. Üniversite Hastaneleri
Hemen hemen tamamı iflas durumundadır. Gelir ve gider dengeleri açık vermektedir. Hastalardan fark alamadıkları için, çoğu işlemi maliyetlerinin altında yapmak durumundadırlar. Tümünün ciddi miktarda borçları bulunmaktadır. Geleceğe yönelik de şu anda hiçbir umut ışığı görünmemektedir.
 
 
 
11. Tamgün Konusu
Sayın Bakan’ a göre, 15 aydanberi her ayın sonuna kadar çıkmış olacaktır. Ancak çıkamamıştır. Çünkü çıkarıldığı takdirde getireceği sorunlar, bugünkünden kat kat fazla olacaktır. Bir kere, bu uygulamanın bütçesini finanse edecek kaynak yoktur. İkincisi, yeterli hekim kadrosu yoktur. Ayrıca, gerçek anlamda hiç bir fiili iyileşme ve katkı sağlamayacağı açıktır.
Çıksa bile yürümeyecek ve daha önce iki kez denendiği gibi, bu deneme de olumsuz sonuçlanacaktır. Çünkü akla, mantığa, işletmecilik kurallarına, Türkiye’ nin imkanlarına ve günümüz koşullarına aykırı bir yasa niteliğindedir.

 
SONUÇ:

 

       SAĞLIK POLİTİKAMIZDA
                 BAŞARI MI, BAŞARISIZLIK MI VAR ?
Bunu siz değerlendirin.
Popülizm maalesef kolaydır ve başlangıçta çok çekicidir. Ancak, sürekli vermezseniz olmaz ve tüm silahlar tersine döner. Ve daha büyük bedel ödersiniz.
İlaçtaki kısıtlamalarla bu bedel ödenmeye başlanmaktadır.
Getirilen katkı paylarıyla aynı durum söz konusudur. Bu kısıtlamalar ve katılım payları daha da artacaktır.
Devlet hastanelerinde sıkıntı yakında artacaktır.
Özel hastaneler çaresizdir. Tıp merkezleri çaresizdir. Polikliniklerin, laboratuvarların, muayenehanelerin sistemde adı yoktur ve çaresiz durumdadırlar.
Üniversiteler iflas durumundadırlar ve feryat etmektedirler.
SGK’ nın açığı 35 milyar TL’ ye yükselmiştir. Bu açık, Türkiye bütçesine tarihinin en büyük açığını verdirmiştir.
Domuz gribi aşısı olayında muhtemel sıkıntılı bir olay kapıdadır.
Gerçekten nasıl oluyor bu durum ?
Hem çok büyük paralar harcanıyor ve bütçeye tarihi açıklar verdiriliyor, hem de birçok sağlık kuruluşu iflas durumunda can çekişiyor. Ve çoğu kesim uygulamalardan memnun değil.
Bunu izah etmek gerçekten zor. Olsa olsa öngörü, vizyon ve planlama yetersizliğiyle izah edilebilir.
 
SAĞLIK POLİTİKASINDA ÇIKMAZ İŞARETLERİ
1. İlaç konusundaki uygulamalar, bugüne kadar yürütülen savurgan politikaya vurulan bir darbe niteliğindedir. SGK, kendisini kurtarabilmek için can havliyle bir hamle başlatmıştır.
2. SGK, yanlışları düzeltmeye devam etmektedir. Her hekimin, bir kadrolu çalışma yeri veya muayenehanesi dışında, SGK ile sözleşmeli olsun ya da olmasın, saatleri belirtilmek koşuluyla ikinci bir yerde çalışmasına olanak sağlayan düzenlemeyi kabul etmiştir. Bu mantıklı ve doğru uygulama, mantıksız ve yanlış Tamgün Yasa Tasarısı’ na vurulmuş en önemli darbe niteliğindedir.
3. Ayaktan Tanı ve Tedavi Kuruluşları (Poliklinik, Tıp Merkezi vb.) hakkında yönetmelikte yer alan mantıksız birçok hüküm, Danıştay tarafından iptal edilmiştir.
4. % 30 ile sürdürülen fark konusu, yakında % 70’ e çıkarılacaktır. Muhtemelen bir süre sonra da serbest bırakılacaktır. Çünkü ekonomiye yapılan yanlış ve bilimsel temeli olmayan bir müdahaledir.
5. Yakında, katılım payları tekrardan artırılacak ve kapsam dışı işlemler gündeme gelecektir. SGK, yüklerini azaltmaya devam edecektir.
 
 
Tüm bunlar, sağlık politikalarının, birer birer sonuçsuz kaldığını ve uygulamaların tersine dönmekte olduğunu göstermektedir.
Ancak bu durumu öngörebilmek çok mu zordu? Zaten bu uygulamaların sonuçsuz kalacağını ve ülkeye zarar vereceğini birçok insan yıllardır söylemekteler. Ancak, uyarılar dinlenilmedi ve bu noktalara gelindi.
Sonuçta, yöneticiler gelirler ve giderler. Bugün varlar, yarın yoklar. Önemli olan, ülkemizin SGK gibi kurumlarının çıkmaza sürüklenmemesi ve ülke bütçesinin iflasa götürülmemesidir.
Bunun yolu da, tüm giderleri SGK’ nın ve devletin sırtına yükleyen, kolaycı ve popülist bir bakış açısına sahip olan değil, bu giderleri ve yükü ekonomik gücü yerinde olan halk kesimlerine yayarak, paylaşma becerisini gösteren bir bakış açısına sahip olan yönetim anlayışından geçmektedir.
SONUÇ: Paylaşmayan sistemler kalıcı olamaz.
 
                                                                                                        
                                                                                                        07/12/2009
                                                                                                  Doç. Dr. Paşa Göktaş
 
 
Tel/Fax : 0216-348 26 12
GSM    : 532 243 84 74
e-mail   : [email protected]
web       : www.tiplab.org
Bu yazı toplam 1762 defa okunmuştur.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
Tüm Hakları Saklıdır © 2006 Sağlık Aktüel | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : (0216) 606 17 18 - (0224) 334 1 335 | Faks : (0216) 606 17 19 | Haber Yazılımı: CM Bilişim