15 Şubat 2008 tarihinde alelacele yayınlanan Özel Hastaneler Yönetmeliği ve ATT Yönetmeliğinde; 2008 Ekim ayında yapılacak planlama ile nerelerde Özel Sağlık Kuruluşu açılabileceği konusunun kesinleşeceği belirtilmişti.
Buna dayanılarak 15 Şubat 2008 tarihinden bugüne kadar Özel Sağlık Kuruluşlarına ilave doktor alınmasına ya da branş ilavesi yapılmasına izin verilmemiştir.
Sağlık Bakanlığının yayınladığı Planlama ile ilgili yazıya baktığımızda şaşırmamak mümkün değil.
Bakanlık diyor ki;
2008 yılı Programındaki verilere göre 100.000 nüfusa düşen hekim mezun sayısı Avrupa Birliğinde 9,3 iken ülkemizde 6, hemşire mezun sayısı ise Avrupa Birliğinde 28 iken ülkemizde 5,6’dır. Bir başka ifade ile sağlık çalışanı açığımız emsal aldığımız ülkelere göre artmaktadır.
Bunun sorumlusu Özel Sağlık kuruluşları değildir. Demek ki Bakanlık üstüne düşen vazifeyi tam anlamıyla yerine getirememektedir.
Bakanlık diyor ki;
İleride özel sektör,içinden çıkılması mümkün olmayan rekabet şartlarına düşebileceği gibi, kamu sektörü dahil sağlık insan gücü dağılımı da bozulacak ve vatandaşlarımızın sağlık hizmetine erişiminde ciddi adaletsizlikler oluşacaktır.
Umarım bunu okuyan Özel Sağlık Kuruluşları sahipleri ne kadar çok düşünüldüklerini anlayabilmişlerdir!!!
Bakanlık diyor ki;
KURUM | KURUM SAYISI | UZMAN SAYISI | YATAK SAYISI | İŞLEMİ DEVAM EDEN ÖZEL KURUM VE KURULUŞ SAYISI |
ÖZEL HASTANE | 390 | 8.907 | 21.175 | 218 |
POLİKLİNİK/TIP/ DAL MERKEZİ | 1.845 | 6.273 | --- | 70 |
Belirtilen sayıdaki Özel Hastane, Poliklinik ve Tıp Merkezi hala hizmete giremediyse bunun sorumlusu Bakanlığın kendisidir. Milyonlarca dolarlık yatırım bilinemez nedenlerle bekletilmektedir.
2008 Ekim ayında Planlama sonucunda yeni açılacak Özel Sağlık Kuruluşlarını belirleyecek olan Bakanlık bırakın yeni Özel Sağlık Kuruluşu açılmasını, kendi raporunda belirttiği kuruluşların dahi açılmaması için elinden geleni esirgememektedir!!!
Bakanlık diyor ki;
Gelir düzeyi orta ve düşük kesimde olan vatandaşların, kaliteli ve hızlı hizmet alabilmeleri için kamu sağlık hizmetlerinin güçlü ve yaygın olarak sunulması gerekmektedir. Dengenin özel sektör lehine bozulması halinde ise vatandaşlar, ‘’Cepten Ödeme’’ suretiyle hizmet almak zorunda kalabileceklerdir.
Güler misiniz Ağlar mısınız !!!
Her şeyden önce Bakanlığın Planlama gibi çok ciddi bir konuda “CEPTEN ÖDEME” tanımını kullanması garip karşılanmalıdır.
Sosyal devlet anlayışı içerisinde vatandaşına ücretsiz sağlık hizmeti vermek zorunda olan Bakanlık Özel Sağlık Kuruluşlarına giden vatandaşlarından 10 YTL katkı payı alarak CEPTEN ÖDEME’ ye ne kadar karşı olduğunu göstermektedir!!!
Ve Bakanlık son olarak diyor ki;
“Mevcut Durum” bölümünde belirtildiği üzere, geçiş hükümleri kapsamında işlemleri devam eden özel sağlık kurum ve kuruluş sayısının çokluğu ve bunun tüm ülkede gerek kamu gerekse özel sektör hizmet dağılımını ciddi ölçüde etkileyecek boyutta olduğu tespit edilmiştir. Bu nedenle 2008 yılı özel sektör yatırım listesinin, geçiş hükümleri kapsamında yatırım ve işlemleri devam eden özel sağlık kurum ve kuruluşlarının faaliyete başlama zamanları ve kapasiteleri ile ilgili belirsizliklerin ortadan kalkmasına kadar bunlarla sınırlandırılmasına, yeni yatırım listesinin bundan sonra değerlendirilmesine karar verilmiştir.
Yani demek istiyor ki 2009 sonuna kadar yeni hiç bir başvuru almayacağım. Mevcutları da sürüncemede bırakmaya devam edeceğim. 218 hastaneye ruhsat verirsem ortalama 50 doktordan 10900 doktor gerekir. Bunu da mevcutlardan temin edeceklerine göre Devlet Hastanelerinde doktor kalmayacağından endişe etmektedir!!!
Oysa Sayın Bakan, Bakanlığına bağlı Eğitim Hastaneleri başta olmak üzere diğer hastanelerini bir tetkik ettirse şunu görecektir. Asıl atıl hekim kendi hastanelerinde bulunmaktadır. Ayda bir kez ameliyat yapabilen Cerrahlar kendi hastanelerinde çalışmaktadır. İhtiyaç fazlası, torpille gereğinden fazla doldurulmuş kadrolar v.s. hepsi Bakanlık hastanelerinin en büyük sorunudur.
Kendi evinin önünün çöpünü temizlemeden “vur abalıya” misali Özel Sağlık Kuruluşlarının elini kolunu bağlayan Sağlık Bakanlığının başarılı olduğu tek konu “PLANLAMAMA” dır.
15 Şubat 2008 de ilan edilen ve Ekim ayı içerisinde açıklanacağı belirtilen PLANLAMA Ekim aynının son gününün son dakikasına kadar bekletilmiş ve sonunda PLANLAMAMA olarak yayınlanmıştır.
Planlama ertelendiğine göre Sağlık Bakanlığı Danıştay’ın yürütmeyi durdurma kararına uyup doktor alımını serbest bırakacak mıdır?
Acaba Planlamanın ertelenmesi 2009 Mahalli Seçimleriyle ilgili bir karar mıdır?
Sağlıkta reform paketiyle milyonlarca oy olan İktidar şimdi bu oyları kaybetmemek için ipleri mi gevşetecektir.
BEKLEYİP GÖRELİM,
ÖZEL SEKTÖR BİTMEDEN GÖREBİLMEK UMUDUYLA…
Barış SOYLU