Tasarruf Amacıyla Getirildi, Ancak Giderlerin Yükselmesi Önlenemedi. Sağlıkta ayaktan hastalar için getirilen ve asıl amacı giderleri azaltmak olan “Paket Fiyat”’ ın uygulanmasına 2006 yılının 1 Temmuz’ unda başlandı.
Bu tarihten itibaren, SGK’ nın sağlık ödemelerinin seyri şöyledir:
2005 yılı SGK ödemeleri : 13.6 milyar TL
2006 yılı SGK ödemeleri : 17.6 milyar TL
2007 yılı SGK ödemeleri : 19.9 milyar TL
2008 yılı SGK ödemeleri : 26 milyar TL
2009 yılı SGK ödemeleri : 28 milyar TL (Tahmini)
Görüldüğü gibi, “Paket Fiyat” ın getirilmesi sağlık giderlerinin yükselme seyrini önleyememiştir. Model, giderleri azaltma hedefinde başarısız olmuştur.
Bu model ilk olarak uygulamaya konulduğunda, olabilecek sakıncalar yanında, giderleri azaltmada da başarılı olamayacağını belirtmiştik. Gerçekten de, dediklerimiz birer birer çıktı:
- Pakete dahil olmayan “yatan hasta işlemleri” füze gibi yükseldi.
- Yine pakete dahil olmayan “acil işlemler” aynı şekilde yükseldi.
- Diğer pakete girmeyen işlemler yükseldi.
- Muayene edilen hasta sayısı “kağıt üzerinde” artış gösterdi. Hastaların karneleri her 10 günde bir kayıtlara girer oldu. Doktorlar, daha fazla döner sermaye alabilmek için, yanlarında protokol defterleriyle gezinir hale geldiler.
- Reçete sayısı yükseldi, ilaç giderleri arttı.
Olabilecekleri görmek hiç de zor değildi. Ama uygulamada ısrar edildi. Gerçekte, kişi başına her başvuruda eskiden yalnızca 15 TL muayene ücreti ödenirken, bu uygulamayla gereksiz yere ortalama 30 TL ödenir hale gelindi.
Demek ki, sağlık giderlerini sınırlamada paket fiyat da çare olmuyormuş.
Hukuka Aykırılığı Da Tescillendi
Ayrıca, “Paket Fiyat” ın hukuka aykırılığı da tescillendi. Bu uygulamanın, Danıştay tarafından iki kez yürütmesi durduruldu. Ancak küçük değişikliklerle uygulama tekrardan sürdürüldü. Konu, halen Danıştay’ da bulunuyor. Muhtemelen, 3. kez yürütmesi durdurulacaktır.
Danıştay yorumlarında, uygulamanın halkın sağlığı yönünde sakıncalı olduğu belirtildi. Çünkü bu uygulama ile, daha önce yalnızca 15 TL muayene ücreti ödenen bir hasta için, ortalama 30 TL civarında bir ödeme yapılmaya başlandı. Ancak, bu fiyata herşey dahil edildi. Muayene ücretiyle birlikte, laboratuvar testleri, röntgen ve ilk tedavilerin tamamı bu ücretin içindedir. Muayene dışında, herhangi bir işlem gerektirmeyen hastalara da 15 TL yerine 30 TL ödenmeye başlanınca, kuruluşlar da bu sayıyı artırmak için, her 10 günde bir hasta kaydı yapmaya başladılar. Ayrıca, hasta için incelemeler ve tetkikler istense de, istenmese de 30 TL aldıkları için, olabildiğince hastaları tetkik etmeden ya da az sayıda tetkikle göndermeye başladılar. Çünkü istenilen tetkikler arttıkça, kendi döner sermayeleri ve gelirleri düşmekteydi.
Sonuç olarak, hastanın tetkik edilme ve incelenme hakkı tehdit altına girdi. Halen de bu tehdit devam etmektedir. Bu uygulamanın en sakıncalı yönü buradadır.
Acaba hasta siz olsanız ya da bir yakınınız olsa, böyle bir uygulamanın kurbanı olmak ister misiniz ?
Yarar Sağlamayan Bir Uygulamayı Sürdürmenin Anlamı Var mı ?
Görüldüğü gibi, uygulama tasarruf sağlama amacına ulaşamadı.
Aynı zamanda, hastalar yönünden de son derecede sakıncalı ve haksız bir uygulamadır. Halkın sağlığını tehdit eden bir işleyiş yürürlüktedir.
Bu uygulamanın, daha çağdaş ve akılcı bir uygulamayla değiştirilmesi gerekmektedir.
Ne Yapılabilir ?
Daha önce de, defalarca yineledik. İdeali, SGK’ nın Medula programı ile hastaların, hekimlerin ve kurumların izlenmesi, abartılı işlemlerin engellenmesidir. Bunun için geniş ve güçlü bir denetleme sistemi kurulmalıdır.
Yalnızca muayene edilen hastaya, muayene ücreti dışında ücret ödenmemelidir. Bunun dışında gerekli ne inceleme yapılıyorsa, bunlar ödenmelidir. Ancak bu incelemeler için kısıtlamalar ve limitler getirilebilir. Belirli sınırların üzerini, hastanın kendisi ödeyebilir. Aynen özel sigortalarda olduğu gibi. Suistimal oluşturan abartılı işlemler denetlemelerle saptanarak engellenmelidir. Bunlar, caydırıcı cezalarla bir düzene oturtulabilir.
Ancak ille de paket fiyata devam edilmek isteniyorsa, muayene ücreti ile laboratuvar testleri birbirinden ayrılmalıdır. Her hasta için, bir “Laboratuvar Paketi” oluşturulmalıdır. Yalnızca muayene yapılan ve tetkik gerektirmeyen hastalar için, muayene ücretinden başka ödeme yapılmamalıdır. Tetkik gerektiren hastalarda “Laboratuvar Paketi” kullanılabilir. Bu paket içine en sık istenilen 20-30 laboratuvar testi konulabilir. Bunun dışındaki testler, istenirse SUT üzerinden ödenir. Her hasta için bir üst limit belirlenebilir. Katılım payı getirilebilir.
Sonuç olarak, hastanın incelenme ve tetkik edilme hakkı güvenceye alınmalı, bu hak üzerinden rant oluşturma ve gelir elde etme biçimindeki sakıncalı uygulamaya son verilmelidir.
Sonuç alınamayan ve aynı zamanda da son derecede sakıncalı bir sisteme son vermek ve yeni bir uygulamayı denemek çok mu zordur ?
28/10/2009
Doç. Dr. Paşa Göktaş
Tel/Fax : 0216-348 26 12
GSM : 532 243 84 74
e-mail : [email protected]
web : www.tiplab.org