null
Sağlık sektöründe, aynı dili konuşmak ve daha düzeyli rekabet koşulları oluşturmak için, belli bir çıtanın üzerine çıkabilmiş her sağlık kuruluşunun kalite çalışmalarına ağırlık vermesi gerektiğine inanıyorum.
Avrupa Mükemmellik Modeli’nin (EFQM) sadece üretimimizin ya da hizmetimizin teknik kalitesi için değil, yönetsel anlayış ve insan odaklı bakış açısı için de iyi bir kılavuz olduğunu düşünüyorum. İşimiz insanla ve çok iyi bildiğimiz gibi, bu gücü doğru yönetebilmek alacağımız sonuçları çok etkiliyor. Takım ruhu içinde çalışan bir ekiple, kaliteli sağlık hizmeti üretmek, topluma sürekli değer yaratmak için, ekibinizin var olma biçiminizi sindirmesi çok önemlidir. Bu nedenle kalite çalışmaları, bir lüks değil, zorunluluk olarak algılanırsa sektörümüzde çok şey değişebilir.
Sonuçta bir kurumun en değerli varlığı itibarıdır. İtibar, kendiliğinden ortaya çıkan bir sonuç değil, yönetilerek geliştirilebilen bir değerdir ve kurumların tutarlı davranışları sonucunda kazanılabilir. Tutarlı davranışlar, sadece stratejik kararlar bazında değil, hastaya yaklaşım, çalışana yaklaşım, doktor kadrosuna yaklaşım, tüm ilişkide bulunulan paydaşlara yaklaşımı da içeren bir bütünlükte olmalıdır. Kimi zaman, zaman kaybı gibi görünebilen bu yaklaşımın, uzun vadede her zaman pozitif bir rol oynadığını yaşayarak görüyoruz.
Bugün artık “Sürdürülebilirlik” tartışılıyor.
Sürdürülebilir başarı ana hedef olunca, kararlı bir şekilde ve uygun bir model seçerek sistemi kurgulamak önemlidir. Bilgiyi paylaşıyor, kendimizi ölçüyor, kıyaslamalarla sürekli öğreniyoruz. Bitmeyen bir süreç olan kalite çalışmalarının asıl sonucu verimlilik ve ciro başarısıdır. Ödül ise, daha iyiyi hedeflemek ve onu başarmak için ciddi bir motivasyondur.
Buket PİLAVCI
Kadıköy Şifa Sağlık Grubu
Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdür