İstanbul’ u Tanımayan Başarılı Olamaz
Kanaatimiz odur ki, İstanbul’ u bilmeyen ve tanımayan yetkili, sağlıkta yönetici olarak başarılı olamaz. Bunu, İstanbul’ a geldikten sonra daha iyi fark ediyorsunuz. Çünkü İstanbul, çok karmaşık bir yapıya sahip. Karışık olmakla birlikte, oldukça zengin veriler sunuyor. Ülkede, hatta ülke dışında, dünyada bulunan modellerin tümünü değişik boyutlarda İstanbul’ da gözlüyorsunuz. Bakış açınız genişliyor ve zenginleşiyor. Ayrıca, nüfusun önemli bölümü, ekonominin %
Böyle olunca, çok rahatlıkla bu kanıya ulaşıyorsunuz: İstanbul’ u bilmeden ve tanımadan, Türkiye’ yi yönetmek başarı getirmez. Aksine yetersiz kalırsınız. Sağlıkta da bu durum tamamiyle geçerlidir.
Sayın Başbakan Erdoğan’ ın başarısının altında yatan faktörlerden birisi de, İstanbul’ da yetişmiş olması ve burada Belediye Başkanlığı yapmasıdır.
Sağlıkta Sorunlar Çok Fazladır
Sağlık alanında, son yıllarda çok başarılı olunmuş gibi bir tablo sunulmaktadır. Halka sağlanan olanaklar yönünden bakarsanız durum böyledir. Ancak, bunun bedeli henüz ödenmemiştir. Son 5-6 yılda, halka hep verme dönemi yaşanmıştır. Dolayısıyla memnuniyet de yaygındır. Bu politika, bir çok alanda ağır bedelleri ve sorunları da biriktirmiştir. Bu sorunların çözülmesi gerekecektir ve bu bedeller de birer birer ödenmek durumunda kalınacaktır.
Önümüzdeki dönemde, böyle bir süreç yaşayacağız.
Devlet Baba’ cı Adaylar
Basından izlediğimiz kadarıyla, Sağlık Bakanlığı için üç adayın adı geçmektedir. Bunlardan birisi Erzurum kökenli Sayın Recep Akdağ, diğeri Trabzon kökenli Sayın Cevdet Erdöl ve üçüncüsü de İstanbul kökenli Sayın Mehmet Müezzinoğlu’ dur.
İlk iki aday, bugüne kadarki eylem, söylem ve uygulamalarıyla Devlet Baba’ cı adaylardır. Yani sağlıkta her şeyi devletten bekleyen ve tüm harcamaları devletin yapmasını savunan adaylar.
Zaten bu çizgiyle, sağlık giderleri cüzi miktarlardan 50 milyar sınırlarına dayanmıştır.
Bu felsefe ve çizginin sürdürülebilirliği yoktur. Sürdürürse Türkiye tıkanır. Mecburen önlemler alınmak ve farklı bir yola girilmek durumundadır.
Erzurum ve Trabzon (genel anlamda taşra) yetişmeli adayların İstanbul ve genelde Türkiye’ deki sistemi de iyi tanımadıklarını düşünüyoruz. Bu nedenle, sisteme adapte olmakta güçlük çekmektedirler. Giderek sisteme yabancılaşmaktadırlar ve sektörle bağları kopmaktadır. Her iki adayın da, felsefe olarak birbirine yakın olduğunu ve birbirlerinden fazla farklı olmadıklarını düşünüyoruz.
Bu vizyon Türkiye’ de sağlığı yönetmeye yetmez.
Yeni Dönemin Vizyonu ve Misyonu
Yeni dönemin yöneticisi farklı olmak zorundadır. Sağlıkta halkın ekonomik gücü olan kesiminin, gücü oranında giderlere katılması kaçınılmazdır. Tamamlayıcı sigortanın yaygınlaştırılması ertelenemez bir görevdir. Sağlık giderlerinin toplumla paylaşılması gerekecektir. Bu yapılmazsa, Türkiye’ yi Yunanistan, Portekiz, İspanya gibi sorunlar beklemektedir.
Bu politika da, ilk iki adayın yapısının, inancının ve uygulamalarının tam tersidir. Yapılarına aykırıdır. Dolayısıyla, başarılı olamayacakları kanısındayız.
İstanbul kökenli aday olan Sayın Mehmet Müezzinoğlu’ nu iyi tanımıyoruz. Ancak, bildiğimiz kadarıyla sektörün sorunlarını bilen birisidir. Diğer iki adayla aynı yaklaşımda olmadığını duyuyoruz. Daha diyaloga yatkın olduğunu düşünüyoruz. Ve daha başarılı olabileceği kanaatindeyiz.
Bu nedenle Sayın Müezzinoğlu ya da özellikle İstanbul’ daki sistemi tanıyan bir adayın daha uygun olacağı kanısındayız.
Umarız doğru karar verilir.
Çünkü sağlık alanında birçok sorun çözülmeyi beklemektedir.
17.06.2011
Doç. Dr. Paşa Göktaş
e-mail: [email protected]