Hekimler; genel halk çoğunluğundan, siyasetçilerin nasıl ve ne şekilde politika yapmaları gerektiğini en iyi öğrenen meslek grubudur. Hayatlarına ve mesleklerine bu dilek ve temennileri her gün vatandaşlardan duyarak devam ediyorlar…
Neden mi? Çünkü hekimlerin sürekli insanlar ile iç içe bir hayatları var. Konuşmalar sırasında insanların neler hissettiğinden tutunda, nasıl bir hükümet, nasıl bir yerel politikacı özlemi içinde olduklarını defalarca duyduklarından bunları adeta ezberlemiş bulunuyorlar…
Aslında politikacıların hekimleri kendilerine danışman olarak seçip zaman zaman istişare yapmaları onlar için çok faydalı olur. Çünkü politikacıların bireysel ve toplamsal psikolojiden anlayan hekimlerden yararlanmaya hakikaten çok ihtiyaçları var. Onların göremediği çok şeyi hekimler görüyorlar…İnsanlar genel olarak Belediye Başkanları ve politikacılardan ancak randevu alarak görüşebiliyorlar. Hekimler bir çok kez Belediye Başkanlarıyla görüşemediklerini ifade eden ve kapıdan geri çevrildiklerini söyleyen insanlarla karşılaşıyorlar... Halk gününde Başkan halka birlikte olmuyor… Nasıl bir halk günüdür bu? Anlamak imkansız…Oysa ki hekimler her gün halk gününü hem de yıllarca bizatihi halkın içinde yaşamaya devam ediyorlar…Birikimin büyüklüğü de buradan geliyor…
Belediye Başkanına ulaşamayan dertlerini anlatamayan insanların öfkesine tanık olmak sıradanlaşmaya başlamışsa bu yerel yönetim şeklinde bir sıkıntı var demektir… İnsanların bu konudaki şikayetlerinin bazen abartılı olduğu düşünülse de Başkanların daha hassas ve ulaşılabilir olmaya özen göstermeleri gerektiği açıkça ortada durmaktadır. Başbakanımız Recep Tayip Erdoğan Yerel Yönetim Toplantılarının yapıldığı kamplarda cep telefonlarının sürekli açık tutulması gerektiği defalarca vurgulamışlardır. Sadece cep telefonları değil yerel yönetimlerin tüm hizmet kapıları ardına kadar 24 saat açık tutulmalıdır. Örneğin Sağlık Bakanlığı kendi personelleri içinde idari kadrolarda görev yapanlar için cep telefonlarının sürekli açık tutulmasını yazılı olarak emretmiştir…
Başbakan için yapılan alelade bir gözlem sonrasında bile, halkın nasıl bir politikacı istediğini en iyi bilen lider olarak, şimdiye kadar gelmiş geçmiş tüm liderler arasında onun kadar halkın nabzını tutmayı başaran bir başkasının olmadığını dost ve düşmanları itiraf etmek zorunda kalmaktadırlar. Tüm Belediye Başkanlarının Başbakan’ın liderlik özelliklerini ve davranış biçimlerini bilmeleri gerekirken hala Belediye kapısından insanların dönmesini anlamak mümkün değildir…Politikacının kolay ulaşılanı makbuldür…Sorun çözeni değerlidir… Oysa ki halkın içine karışıp onların sorunlarıyla hemhal olmak; hizmet etmenin verdiği mutluluğu arttırarak paylaşmak, ruhsal zenginliği yükseltmek, heyecan yorgunluğunu ortadan kaldırmak, buz dağlarını eritmek, her bakımdan kişisel ve politik vitrini zenginleştirmektir.
İnsanlar hekimlere çat kapı yaparak her an ulaşabiliyorlar…Yıpratıcıdır fakat olması gereken de budur. Bir kurumda idareci konumunda bulunan bir insana ulaşılmasında sorun varsa o kurumda sorun var demektir. Yapılan politik hatalar, anti sosyal davranışlar ve insanlarla kurulamayan olumlu diyalog işte tüm bunlardan dolayı hekimleri bazen çileden çıkartmaktadır… Politikacıların bu hatalarını gördükçe üzülmekle sinirlenmek arasında bocalayan hekimler işte bu yüzden kendilerini bazen birden bire siyaset sahnesinde buluveriyorlar…
Yerel politikacılara yakın ve onlarla samimi insan olan hekimler; onlara yapılan haksız eleştiriler karşısında bazen zor durumlarda kalabiliyorlar…Vatandaşların eleştirilerini dinleyen hekimler; o zaman gidin başka partiye oy verin demek zorunda da kalabiliyorlar… Ama bu durum dürüst ve iyi insan olan politikacılara karşı vicdanları sızlatan bir zulüm oluyor…En önemli yol ayrımı ve adeta güverte çığırtkanlığını bastıran fırtına, iyi ve dürüst insanın iyi politikacı olamaması üzerine konuşulduğunda ortaya çıkıyor…Bu yüzden iyi ve dürüst insanların iyi politika yapamaması, hekimlerin insan ve kitle psikolojini bilen meslek mensubu olarak politikaya girmelerine neden oluyor…
Hekimlerin belli bir birikimden sonra politikaya atılmalarının faydalı olacağı açıktır. Her hekim olmasa da kişilik özellikleri itibarıyla kendisini politikaya yakın gören hekimlerin önlerinin açılması son derece anlamlıdır. Hekimlerin politikaya girdikten sonra başarılı sonuçlar aldıklarını adeta siyasete kalite getirdiklerini gördükçe diğer hekimlerde mutlu olmaktadırlar. Çünkü hekimler genellikle zeki ve akıllı insanlardır. Kendi meslek mensuplarını daha yetenekli ve ayrıcalıklı görürler. Bu durum gayet doğaldır. Genel olarak insan psikolojisi ve beklentilerini bilen bu insanlar diğer meslek gruplarına göre siyasete daha ciddi oranlarda kalite getirme yeteneğine sahiplerdir. Örneğin Saadet Partisinin İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkan adayı olan Prof. Dr. Mehmet Bekaroğlu bu bağlamda son derece isabetli bir adaydır. Psikiyatri profesörü olması şimdiye kadar kendisinde birikmiş mesleki ve siyasi deneyimlerini yerel siyasete taşıyarak hizmet üretecek olması çok güzel bir gelişmedir. İtiraf etmek gerekir ki Ak Parti adayı sayın Kadir Topbaş’a göre çok daha aktif ve zihni açık yetenekli bir siyaset adamıdır.
Şanlı Urfa Belediye Başkanı Dr. Eşref Fakıbaba siyasetin içinde bulunan, belki de ülkemizde yöresel anlamda insanların gönlünde sarsılmaz güven ve sevgi kazanmayı başarmış yegane hekim politikacıdır…Maalesef bu yerel seçimlerde bölge milletvekillerinin veya farklı çıkar odaklarının hatalı yönlendirmeleri nedeniyle büyük bir talihsizlik eseri olarak Ak Parti’den aday yapılmamıştır. Bağımsız girdiği seçimlerden başarıyla çıkması durumunda Saadet Partisi’ne dönerek siyaset yapmaya devam edeceği ön görülmektedir…Önemli ve efsanevi bir isim haline gelmiş bu hekim meslektaşımızın bu başarısının sırrı, aslında araştırma konusu yapılacak kadar da ciddi bir öneme sahiptir. Bir hekim nasıl olurda bir şehirde bu kadar çok sevilir ve o şehrin siyasetinde bu denli belirleyici olabilir?...
Politika sahnesinde bir diğer hekim arkadaşımız İstanbul Gaziosmanpaşa’da hakikaten iyi işler yapmış ve kendi başarılarıyla bu seçimi kazanacak bir aday konumuna gelmiş Dr. Erhan Erol’dur. İkinci döneminde tekrar Gaziosmanpaşa’dan Ak Parti adayı olması Dr. Erhan Erol’un gösterdiği performansla yakından ilgilidir. Artık ilçesi çok küçülmüştür ve bundan sonra yapacağı hizmetin kalitesi herhalde çok yoğunlaşacak ve niteliği belirgin derecede artacaktır. Gaziosmanpaşa’da diğer adaylara göre seçimin en güçlü favorisi odur…
İstanbul Arnavutköy İlçesinde politik arenada iki meslektaşımız bulunmaktadır. Geçen dönem Hadımköy Beldesinde Belediye Başkanı olarak görev yapmış ve henüz yaşı genç olan Dr. Ali Osman Çolak bu dönem dinlenecek, memuriyete dönecek veya meclis üyesi olarak siyasi faaliyetlerini sürdürmeye devam edecektir…Kendi beldesi Arnavutköy ilçesine bağlandığı için burada seçim yapılmayacağından Dr. Ali Osman Çolak tekrar Belediye Başkanı olma hakkını kaybetmiştir. Fakat ne iş yaparsa yapsın politikadan tam olarak kurtulamayacağı açıktır. Trabzonlu olup politikanın tadına bakmış bir insanın politikadan uzaklaşması hemen hemen imkansızdır. Trabzonluların genleri politik arenada oldukça baskındır ve yaratılışları itibarıyla siyasette Trabzonlu hakimiyeti her zaman belirgin olmuştur…
Şu anda ilçemizde en güncel olan aday op. Dr.İsmet Güden’dir… Arnavutköy Özel Hastanesi Başhekimi olan Dr. İsmet Güden’in Bolluca Beldesi doğumlu ve bölgede popüler olması bakalım nasıl bir sonuç ortaya çıkaracaktır… Bir genel cerrah olarak siyasette gördüğü sorunları neşteriyle radikal kararlar vererek düzeltmeye aday olduğu için tebriki hak ediyor…. Hayırlı uğurlu olsun… Her ne kadar MHP’nin bölgede güçlü bir alt yapısı yoksa da şimdiye kadar MHP tarafından alınan oyları en çok arttıran ve belki de başkanlığa giden yolda şimdiki Başkanı zorlayan adaylar arasında olacağı tahmin edilmektedir…
Kuşkusuz ülkemizin pek çok farklı ili ve ilçesinde adını anamayacağımız kadar hekim meslektaşımız bu yerel seçimlerde başarılı olmak için yarışıyorlar… İnşallah diğer adaylar gibi hekim meslektaşlarımız bu farklı seçim kulvarında parti ayrımı olmaksızın başarılı bir performans göstererek amaçlarına ulaşır ülke ve ilçelerine hizmet etme imkanı bulup siyasete kalite kazandırırlar…
Önemli Not: Sağlık çalışanları 29 Martta hangi partiye oy verecek? anketine katılmanızı istirham ederim. Seçimden bir hafta önce bu anketin sonuçlarını değerlendirme imkanı bulabileceğiz…