Türkiye’de AKP iktidarı ile beraber sağlıkta çok ciddi anlamda bir dönüşüm yaşanmaya başlamıştır. İlk dönemlerde devletin sunduğu hizmetlere katkısı olması amacı ile özel sermayenin önü açılmış hatta bu alana yatırım için sektör teşvik edilmiştir. Bu politikalar ve teşvikler sonucu özel sektörün açtığı hastane sayısı hızlıca artmış ve sağlık hizmeti sunumlarındaki paylarını artırmışlardır.
Bütün bu gelişmelerin sonucunda hizmetin kolay sunulabilir ve alınabilir olması durumu devletin sağlığa aktardığı bütçe rakamını da yükselmesini sebep olmuştur. Hükümet bu artışı frenleyerek bütçe dengesini sağlamak amacı ile önceleri ilaç ve medikal malzeme firmalarının üzerine gitmiştir. En büyük alıcı olarak fiyatları tek taraflı azaltarak, giderlerini kısmaya çalışmıştır. Devletin izlemiş olduğu bu politika bu konuda gelen tüm tepkilere ve uğraşlara rağmen başarılı olmuştur.
Bu işin ikinci ayağı da mantar gibi kontrolsüz şekilde çoğalan özel hastanelerin önünü kapamak olmuştur. Şubat 2008 tarihli yönetmelik ile özel hastane açılışlarını kontrol ve denetim altına almış, Temmuz 2008 tarihli genelge ile de alınan farklara sınırlama getirmiştir. Bu planın hedefi kendi giderlerini kısma dışında; vatandaşı korumak, vatandaşa politik mesaj vererek oy artışını sağlamaktır. Bu zamandan sonra devlet denetimlere ağırlık vererek ödemelerini azaltmaya ve suiistimalleri engellemeye çalışmıştır.
Hükümet son yıllarda kendi sağlık yatırımlarını da artırmaya başlamıştır. Bunun için dev hastane şehirleri, hastaneler inşa etmeye başlamıştır. Yine küçük çaplı hastane inşaatları da oldukça fazlalaşmıştır.
Bütün bu gelişmeler ışığında özel sektör sıkıntılı günler yaşamaya başladı. Bu süreçte özel sektörün iki farklı çalışma modelini tercih şansı vardır. Bunlardan birincisi A sınıfı hizmet vererek devlet ile anlaşma yapmadan sadece özele hizmet etmek, tüm bu alınan ve alınacak siyasi kararlardan etkilenmemek, yani ülkede %5’lik bir kesime bu hizmeti sunmaktır. Diğer model ise devletle tam kapsamlı veya kısmi anlaşma yaparak devletin belirlediği kurallar çerçevesinde hizmet sunmaktır.
Bunlardan birinci tercihte az sayıda hastaya yüksek fiyatla kaliteli hizmet sunarak işletmeyi yönetmek, ikinci tercihte ise çok sayıda hastaya devletin belirlediği fiyatlar ve ölçüler çerçevesinde düşük fiyatta orta kalitede hizmet sunarak işletmenin devamlılığını sağlamaktır. Kısmi anlaşma işletme zorluğundan dolayı (hem özel hem anlaşmalı hastaya aynı anda hizmet verme zorluğu) pek tercih edilmeyen bir yöntemdir.
Her ikisi model de birer tercih meselesidir ve özel sektör bu tercihlerden birini seçmek durumundadır.
Tüm bu yukarıda sıraladığım gelişim ve şartlar içerisinde son yıllarda grup hastane mantığı artmaktadır. Buna çeşitli örnekler verilebilir. Rekabetin artması ile beraber hastanelerde verimli bir çalışma modeli geliştirilmeli ve vakit kaybetmeden uygulamaya konmalıdır. Artık hastaneleri birer işletme olarak görmek zorundayız. Hedef, bütçe, planlama, süreç yönetimi, verimlilik, otomasyon, grup mantığı ve sinerjisini kullanma, kontrat yönetimi, raporlama ve EBİTDA kavramları bilinmeli ve yönetimde uygulanmalıdır.
Tüm bunlar yeni bir yönetim anlayışını ve bu yönetim anlayışını özümsemiş ekipleri gerektirir. Özel sağlık sektöründeki profesyonel yönetici sayısı artmalıdır. Yeni aktörler bu alana girmelidir. Bunların sektöre katacağı yeni anlayış ve bakış açıları ciddi bir kazanımdır.
Eskiden beri var olan tek adamlık; ben yaptım, ben başardım, ben bilirim anlayışından sıyrılarak takım mantığına ve kurumsal yapıya geçilmelidir. Bunu başarabilen işletmeler ayakta kalacak, başaramayan işletmeler ise maalesef el değiştirmek zorunda kalacaktır. Son dönemlerde gruplarında el değiştirmelerle yeni oluşumlar içerisinde olduğunu görmekteyiz.
Tercih edilmek zorunda kalınan iki çalışma yönteminden tam kapsamlı anlaşma modeli gelecekte özel sektörü yoracaktır. Devletin yeni yatırımları, fiyat politikaları, tek taraflı kararları ve sıkı kuralları ve denetimleri bunun ana sebeplerindendir.
Temel gider kalemlerinden olan insan kaynağı, doktor ve malzeme giderleri tamamen özele çalışan hastanelerle aynı olmasına rağmen elde edilecek kazanımın arasındaki uçurum tam kapsamlı anlaşma ile çalışan hastanelerin dezavantajıdır.
Gelecek bu anlamda markasını, kalitesini belli bir yere oturtmuş, iyi bir algı oluşturmuş ve profesyonel anlayış ile yönetilen yüzde yüz özele çalışan kurumlarındır.
Toplumun gelir düzeyi artmaktadır. Çevre ülkelerde gelir düzeyleri değişimle beraber artmaktadır. Toplumun geliri arttığı zaman sağlığına daha fazla önem gösterir ve ayırdığı paranın miktarı da artar. Bu durum; kendi ülkelerinde istedikleri kalitede hizmet alamayan insanların en rahat ulaşabilecekleri ve kaliteli uygun fiyata hizmet sunumunun olduğu ülkeye gitmelerine sebep olur. Bütün bunların sonucunda sağlık turizmi ciddi bir gelişme gösterir.
Bu strateji üzerine kendini kurgulayan ve altyapısını, anlayışını ve büyümesini gerçekleştiren kurumların gelecek yıllarda şansı artmaktadır.
Devlete endeksli bağıl bir yapının riski çok büyüktür. Değişebilecek hükümet politikaları, kurumunuzu sarsabilir, hatta batırabilir. Devletin sektöre ciddi yatırımları, kaliteyi artırması, gücü tamamen elinde bulundurması sizin onunla rekabet etme şansınızı ortadan kaldırır.
Ülkemize son yıllarda giren ciddi bir yabancı sermaye var. Bu sermayenin anlayışı, bakışı yatırımı sağlam sağlıklı temellere oturmuş profesyonel yönetilen kurumlara yaparak, sermaye katkısı vererek daha da büyüterek belli bir yıl sonra satıp yatırımının getirisini almaktır.
Yabancı yatırımcının tercihi; kurumsal bir yapı, profesyonel bir yönetim anlayışı, bütçe bazlı bir yönetim, raporlanmaya ve ölçümlemeye imkân veren altyapı, riski yüksek olmayan, verimli ve karlı işletmelerdir.
Tam kapsamlı anlaşma ile çalışan hastanelerin durumu anlaşmasız çalışanlara göre çok daha zordur.
İşletmelerdeki gelir gider dengesi belirleyici olduğuna göre her iki modelde de temel gider kalemlerin maliyeti aşağı yukarı aynı olmasına rağmen gelirlerin ciddi farklılık göstermesi bu iki modelin anlaşmasız hastaneler lehine temel farkıdır. Bu fark iki şekilde kapatılabilir;
Birincisi; tam kapsamlı anlaşmalı hastanelerin baktığı hasta sayısının fazlalığı (yani sürümün fazla olması) ikincisi; bazı gider kalemlerinin(otelcilik hizmetleri vs..) maliyetinin daha düşük olması. Temelde şunu söyleyebiliriz anlaşmasız olan hastanelerin birinci önceliği hasta memnuniyeti, sunulan hizmetin kalitesi ve marka bilinirliği üzerine verirken; tam kapsamlı anlaşması olan hastanelerin birincil önceliği hasta sayısını ve verimliliği arttırmak, giderleri minimize etmek üzerinde olmalıdır. Bu her iki grubunda yapması gereken diğer temel fonksiyonları göz ardı edeceği anlamanı gelmez. Sadece işletme yönetimlerindeki yapılması gereken işlerin öncelik sıralamasındaki yerleri değiştirir.
İki temel kavram arasındaki fark:
Tam kapsamlı anlaşma ile çalışan hastanelerdeki büyüklük kavramı yatak sayısı ve bakılan hasta sayısı ile ölçülürken, anlaşmasız olan hastanelerdeki büyüklük kavramı verilen hizmetin kalitesi ile ölçülmektedir.
Kaliteli sağlık hizmeti sunacak sağlıklı kurumlar temennisi ile.
Yaşar GENÇ
Universal Hospitals Group
Genel Müdür Yardımcısı- İcra Kurulu Üyesi
[email protected]
Özel sağlık yatırımlarının geleceğine dair
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
- 18:58 - DSÖ, 17 endemik patojende acilen yeni aşıya ihtiyaç duyulduğunu açıkladı
- 18:43 - Güney Sudan'da iki haftada sıtmadan 36'sı çocuk 41 kişi öldü
- 18:13 - İsrail saldırılarında hastanelerin hizmet dışı kaldığı Lübnan'ın güneyinde Türk Hastanesi hizmet vermeye başladı
- 17:58 - Of'ta Organ Bağışı Haftası etkinliği düzenlendi
- 17:38 - Ordu Şehir Hastanesi koordinasyon toplantısı düzenlendi
- 17:38 - Babasının böbreğiyle yaşama tutunan Tolga Can'dan organ bağışı çağrısı:
- 17:28 - Kızılhaç, İsrail'in saldırıları altındaki Lübnan için acil yardım kampanyası başlattı
- 17:13 - Eskişehir Valisi Aksoy, İl Sağlık Müdürü Bildirici'yi kabul etti
- 17:03 - Ankara'da hastane polisi ve güvenlik görevlilerine saldırdıkları gerekçesiyle 9 kişi gözaltına alındı
- 16:53 - Ankara Aile Hekimliği Derneği üyesi hekimler, 3 günlük "iş bırakma eylemi" başlattı
- 16:48 - Kırıkkale'de "usulsüz sağlık raporu" operasyonunda 12 şüpheli yakalandı
- 16:48 - Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Hastanesi'nde organ bağışı standı kuruldu
- 16:28 - DSÖ: Gazze'de 12 bin ila 14 bin kritik hastanın tıbbı tahliyeye ihtiyaç duyduğunu tahmin ediyoruz
- 16:23 - Novo Nordisk'ten "İlaç Sahteye Gelmez" uyarısı
- 15:48 - UNICEF: Kosova'daki hava kalitesi, çocuklar için belirlenen güvenlik sınırının 25 kat üstünde
- 15:43 - CHP'li Pala, yeni aile hekimliği yönetmeliğini eleştirdi
- 15:28 - İl Sağlık Müdürü İnan, Altunhisar'daki sağlık kuruluşlarını ziyaret etti
- 15:08 - Emine Erdoğan ve Aygül Caparova, Kırgızistan'daki Ulusal Anne ve Çocuk Koruma Merkezi’ni ziyaret etti
- 15:03 - Kırşehir'de üniversite öğrencilerine "Sağlıklı Yaşam" eğitimi verildi
- 11:28 - Organ nakliyle hayata tutunup memur oldu, şimdi topluma hizmet ediyor
- 11:23 - Medicana'dan RSV enfeksiyonuna ilişkin değerlendirme
- 11:13 - Medipol Acıbadem Bölge Hastanesinde, hastanın kalbi durdurulmadan mitral kapak ameliyatı yapıldı
- 11:08 - Iğdır'daki gebe okulu İran ve Nahçıvan'dan anne adaylarına da hizmet veriyor
- 11:08 - Sağlığı tehdit eden hileli besinlerle mücadelede gıda okuryazarlığı önerisi
- 10:53 - Haliç Üniversitesi ile Şişli Memorial Hastanesinden afiliasyon anlaşması
- 10:38 - Ümraniye Belediyesinden yaşlılara evde temizlik desteği
- 10:33 - 02 Kasım 2024 Değişiklik Tebliğleri İşlenmiş Güncel 2013 SUT (SGK)
- 16:53 - Lübnan Sağlık Bakanı, Sayda'daki Türk Hastanesinde yeni bölümlerin açılacağını duyurdu
- 16:23 - Diyarbakır'da "Çocukla Adli Görüşmeci" sertifikalı eğitim programı başladı
- 15:48 - Batman'da Cudi Sağlık Kompleksi için temel atma ve çivi çakma töreni yapıldı
- 15:38 - İzmir'de organ bağışı ve nakli paneli düzenlendi
- 15:13 - Bursa'da organ bağışına dikkati çekmek için yürüyüş düzenlendi
- 14:48 - Niğde İl Sağlık Müdürü İnan'dan organ bağışı çağrısı
- 14:43 - Gelibolu'da Diyabet Okulu eğitimini tamamlayan hastalara sertifikaları verildi
- 14:43 - Eskişehir Yunus Emre Devlet Hastanesinde "mikrodalga ablasyon" tekniğini uygulanmaya başlandı
- 14:18 - Bakan Memişoğlu, organ bağışı için düzenlenen futbol etkinliğine katıldı:
- 13:43 - Tokat'ta organ bağışı bilgilendirme çadırı açıldı
- 12:58 - Çanakkale'de organ bağışına dikkati çekmek için stant açtılar
- 12:53 - Artvinli aynı aileden 6 kişiye Fethi Sekin Şehir Hastanesi'nde obezite cerrahisi uygulandı
- 12:23 - Soğuk algınlığında aile hekimine başvuran Iğdır Valisi, birinci basamağa dikkati çekti
- Pandemi Hastaneleri konulu duyuru
- Elektif İşlemlerin Ertelenmesi ve Diğer Alınacak Tedbirler konulu duyuru
- 3 Mart 2020 Değişiklik Tebliğleri İşlenmiş Güncel 2013 SUT (SGK)
- Sağlık Uygulama Tebliği EK-2/C değişen maddeler ve fiyat ve artış oranları-03.03.2020
- Sağlık Uygulama Tebliği EK-2/B değişen maddeler ve fiyat ve artış oranları-03.03.2020
- Sağlık personeli dinlenme odalarında düzenleme yapılması hakkında duyuru
- Ve burası da bir devlet hastanesi
- 14 soruda Koronavirüs hakkında kendinizi test edin...
- Gilaburu meyvesi kanserden koruyor
- Endonezya’daki deprem: Ölü sayısı bin 203'e yükseldi
12345678
Tüm Hakları Saklıdır © 2006 Sağlık Aktüel | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : (0216) 606 17 18 - (0224) 334 1 335 | Faks : (0216) 606 17 19 | Haber Yazılımı: CM Bilişim
Tel : (0216) 606 17 18 - (0224) 334 1 335 | Faks : (0216) 606 17 19 | Haber Yazılımı: CM Bilişim