Son birkaç aydır Türkiye’de yapılan organ nakilleri sadece ülkemizde değil dünyada da büyük yankı uyandırdı. Dünyanın dört bir köşesinde yaşayan Türkler böyle gelişmelerden büyük bir mutluluk duyuyorlar. Sadece Türkler değil Türkiye sempatisi olan milyarla dünya insanı bu gelişmeler karşısında seviniyor ve gurur duyuyor. Çeşitli vesilelerle dünyanın yakından takip etmekte olduğu Türkiye; ekonomi, dış politika, bölgesel sorunlar, Arap baharı, Suriye gibi konularda zaten en sık adı geçen ülkeydi… Şimdi buna bir yeni alan daha eklendi. Organ nakli.
Hacettepe’de yaşanan başarısız girişim ve kol nakli yapılan hastanın mantar enfeksiyonundan ölmesi bu yoldaki gelişmelerin durmasına neden olamayacak gibi görünüyor… Doğrusu da bu zaten… Nitekim bu ölümlerden sonra dünyada ilk kalp nakli yapılan hastanın ölmesinin örnek gösterilmesi, kalp nakillerinin başlangıcında pek çok sorunla karşılaşılması örnekleri önemlidir. Önemli atılımlarda bazı sorunların yaşanması normaldir. Türk hekimleri ve sağlık camiası doğru olan yolda ilerlemeye devam ediyor…
Bu süreçte pek de gündeme gelmeyen önemli kahramanlara dikkat çekmek gerekiyor… Şimdiye kadar organ nakillerinin yapılamayışından sorumlu olarak kanuni düzenlemelerin yanında organ nakli yapılması için gönüllü bağışçılara ulaşılamayışı gösteriliyordu. Yasal düzenleme sağ olsun Sağlık Bakanımız Prof. Dr. Recep Akdağ tarafından çözüldü. Bu sorun adeta dünya standartlarının üzerinde bir gayret ve yönetmelikle aşıldı. Daha sonraki aşamada en önemli sorun bağışçı bulmaydı. Bu sorun gelişmeler olmasına rağmen hala devam ediyor…
Uşak organ nakli koordinatörü Dr. Zafer Aydın’ın bu noktadaki başarı ve çabaları dikkat çekicidir. Bu başarının gizli mimarı Sağlık Bakanı ile birlikte kendisidir. Organ nakli konusunda en önemli handikap organ bağışını yapacak ailenin ikna edilme sürecidir. Beş yıl kadar önce İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü geniş bir kampanya yürütmüş pek çok gönüllü bulunmuştu. Fakat sağlıklı bağışçı bulmaktan çok o anda hastanede yatmakta olan ve beyin ölümü gerçekleşen hastaları değerlendirmek kuşkusuz çok daha önemlidir. İkinci yüz naklinin yine Uşak’tan çıkması bu bağlamda tesadüfi kabul edilemez…
Buradan kısaca şu sonuç çıkmaktadır. Organ nakli yapmak kadar organ naklinin yapılacağı kişiyi bulmakta önemlidir. Türkiye’de yapılan az sayıdaki yüz nakli operasyonu için ikinci defa organ bağışçısının Uşak’tan çıkması buradaki koordinatörün çok yoğun bir çalışma gösterdiğini ispatlıyor… Bu görevlerde elde edilen sonuç ve başarıların ödüllendirilmesi gerekir… Elbette kimse ödül için çalışmaz. Bu bir insanlık ve vatan görevidir. Faka bazıları için motive edici bir unsur olabilir. Bu fikrin Sağlık Bakanlığı yetkililerince değerlendirilmesi faydalı olacaktır.
Uşak Organ Nakil Koordinatörü Dr. Zafer Aydın, Uşak Devlet Hastanesi'nde 7 günlük yaşam mücadelesini kaybeden 19 yaşındaki Tevfik Yılmaz'ın organlarının ailesi tarafından bağışlandığını, bunun üzerine organ nakil merkezleriyle iletişime geçtiklerini belirtirken bunun arka planını düşündüm. Emek çok büyük olmalıydı. Kendimizi kandırmayalım. Hiçbir aile hastası o haldeyken sağlıklı düşünüp böyle ciddi bir kararı kendi başına veremez. Ailenin ikna edilme sürecinin ayrıntıları eğer anlatılsa şüphesiz nasıl zorlu bir süreçten geçildiği görülecektir. Bunun kolay bir iş olmadığını herkes bilmelidir.
Tüm organ naklinden sorumlu koordinatörlerin motive edilerek bu konuda daha fazla çaba göstermeleri sağlandığında ortaya büyük mucizeler çıkmaya devam edecektir. Basına ameliyatların fazlaca malzeme edilmesinin sonlandırılması da ayrıca her türlü övgüye değer bir karardır. Başta gizli mimarlara, ameliyatları gerçekleştiren Prof. Dr. Ömer Özkan ve diğer doktorlarla birlikte tüm ekip personellerine, Sağlık Bakanlığı bürokratlarına, bu konuda emek gösteren herkese teşekkürler. Organ nakli konusuna Uşak örneğinden bakıldığında elimizde çok büyük imkanların olduğu fakat bunların ne yazık ki tam kullanılamadığı gerçeğini görebiliriz…
Dr. Recai Yahyaoğlu