Muayenehaneler Üzerine Baskılar Azalmak Bilmiyor
Maalesef, muayenehaneler üzerine Sağlık Bakanlığı’nın yerel birimleri olan İlçe Sağlık Müdürlükleri elemanları tarafından uygulanan baskılar bir türlü son bulmuyor.
Bu yönde, çok sayıda şikayet duyuyoruz.
En son olarak, Afganistan ve benzeri ülkeler gibi üçüncü dünya ülkelerinden ithal edilmiş doktor ve sağlık personelinden oluşan, Türkiye’nin sağlık sisteminden bihaber denetim elemanlarının, bu ülkeye 30-40 yıl hizmet etmiş uzman hekim muayenehanelerini denetlemeye geldikleri, sanki sömürge ülkesi genel valisi edasıyla davrandıkları, rencide edici davranışlarda bulundukları belirtilmektedir.
Problem Sağlık Bakanlığı’ndan Kaynaklanıyor
Gerçekten problemin ana kaynağı, Sağlık Bakanlığı’nın çıkardığı akıl dışı yönetmeliklerdir. Maalesef, muayenehaneler yok edilmesi hedeflenen düşman kuruluşlar gibi algılanarak, onları yaşayamaz hale getirecek =maalesef saçma sapan demek zorundayım= yönetmelikler çıkarılmıştır.
Anayasa Mahkemesi ve Danıştay gibi yargı kuruluşları defalarca iptal etmesine rağmen, Sağlık Bakanlığı’nda muayenehaneleri hasım belirlemiş bir ekip, sürekli olarak benzer yönetmelikleri çıkarıp durmaktadır. Böyle olunca da, yerel birimler olan il ve ilçe Sağlık Müdürlüklerinde yer alan denetim elemanları da cesaret bulmakta ve kendilerini ilahi güçlerle donatılmış krallar gibi görerek, muayenehaneler üzerinde baskı uygulamaya çalışmaktadırlar.
Yani olay, Sağlık Bakanlığı’nın akıl dışı ve keyfi yönetmeliklerinden kaynaklanmaktadır.
Avukata, Mimara, Muhasebeciye Serbest Çalışmak Serbest,
Doktora Yasak
Öyle bir ortam oluşturuldu ki, tüm meslek mensupları serbest çalışabilir, ama doktor serbest çalışamaz. Ya devlet hastanesine girecek, yada çoğu yabancıların eline geçmiş olan hastane zincirlerinden birisinde ücretli işçi olacak. Kendi başına mesleğini icra edemeyecek.
Bu nedenle, merdivenlerinin genişliği 33 cm, yüksekliği 17 cm, kapılarının genişliği 110-120 cm olacak. Mutlaka asansörü olacak ve en az 80 cm genişlikte olacak. Muayenehanesinde en az 3 tuvaleti olacak. Mutlaka yangın merdiveni olacak. Mutlaka engelli tuvaleti olacak. Mutlaka bina girişi engellilerin girişine uygun, 8 dereceden fazla eğimli olmayacak. Falan filan.
Hangi meslek mensubuna bu koşullar dayatılıyor?
Bunların akıl ve mantıkla izahı var mıdır?
Bu keyfi ve akıl dışı kararları kimler, hangi bilgiyle, hangi gerekçelerle, neye dayanarak ve hangi cesaretle almaktalar?
Acemilik ve bilgisizliğin de bir sınırı olması gerekiyor.
Hangi ülke örnek alınarak, böylesine uydurma yönetmelikler çıkarılıyor?
Sağlık Giderlerini Muayenehaneler mi Artırıyor?
Maliye Bakanı açıkladı, kamu sağlık giderleri 69 milyar TL’yi aştı diye.
Sağlık giderlerini muayenehaneler mi artırdı, yoksa Sağlık Bakanlığı’nın akıl dışı uygulamaları mı?
Bunu herkesin iyice sorgulaması ve düşünmesi gerekir.
Muayenehanelerin, Kamuya Maliyeti Sıfırdır
Muayenehane hekimleri, devletten ücret almazlar. Kiralarını kendileri öderler. Üstelik işçi de çalıştırır, SGK’ ya katkı sağlarlar, istihdam yaratırlar. Üstüne üstlük bir de vergi öderler.
Yani kamuya maliyetleri sıfırdır. Artı olarak, vergi katkıları vardır. Yani yararlıdırlar, zararlı değil.
Yok edilmesi gereken değil, korunması gereken kuruluşlardır.
Bu basit gerçeği, herkesin ve de özellikle Sağlık Bakanlığı görevlilerinin anlaması gereklidir.
Akıllı Bir Devlet, Muayenehaneleri Teşvik Eder
Gerçekten akıllı bir devlet, muayenehaneleri korumak zorundadır.
Çünkü, bu model sayesinde kendi sağlık giderlerini düşürebilir.
Muayenehaneler ne kadar yaygınlaşırsa, sağlık giderleri de o kadar azalacaktır. Çünkü muayenehaneler, gelirlerini devletten sağlamıyorlar. Tamamıyla, kendilerine güven duyan ve tercih eden halktan sağlıyorlar. Bu sayede, halk da sağlık giderlerinin finansmanına üstelik de gönüllü olarak, dövmeden-sövmeden-mecbur bırakmadan katılmış oluyor.
Devlet için bundan daha akılcı bir yol olur mu?
Her kapanan muayenehane, devlete bir yük demektir. Çünkü hem devlet vergi gelirlerinden oluyor, hem halkın sağlığın finansmanına gönüllü katkısını kaybediyor, hem de hekimi kendi bünyesine alarak ücret ödemeye başlıyor.
Bunun neresi ülke yararınadır? Neresi akılcıdır?
Aksine, akıllı bir devletin muayenehane modelini teşvik etmesi gerekir. Koşulları basitleştirilmelidir. Hekimlerin serbest çalışması kolaylaştırılmalıdır. Var olan engeller ve pürüzler ortadan kaldırılmalıdır.
Akıllı bir devlet böyle yapar.
Sağlık Bakanlığı Tarafsız Olmayı Beceremiyor
Böyle olması gerekirken, Sağlık Bakanlığı neden ülke aleyhine, akılcı olmayan bir politika izlemektedir?
Maalesef, Sağlık Bakanlığı bu yönden kötü yönetiliyor. Bazı yöneticiler yanlış ve çarpık görüşlere sahipler ve bunu hukuk dışı yönetmeliklere yansıtıyorlar. Ülkenin genel çıkarlarını düşünmüyorlar, kendi kıskançlık ve kompekslerine yeniliyorlar.
Bu durum hem yönetmeliklere yansıyor, hem de sahadaki uygulamalara yansıyor.
Sağlık Bakanlığı Tarafsız Olmalıdır
Sağlık Bakanlığı, hem sağlık kuruluşu işletmecisi, hem de yöneticisi olamaz. Böyle olursa, tarafsız olamaz. Şu anda da bu rolün çıkmazındadır. İster istemez, kendine bağlı sağlık kuruluşlarındaki eksiklikleri görmezden geliyor, özel kuruluşları ise canından bezdiriyor.
Sağlık Bakanlığı, yalnızca standartları ilgili taraf kuruluşlarla birlikte ve onların da katılımıyla koyan ve yine onlarla birlikte denetleyen, yönetici bir kuruluş olmalıdır. İşletmecilikten çıkmalıdır.
Ancak o şekilde tarafsız olabilir. Başka türlü tarafsız olamaz. Aynen şu anda olduğu gibi.
Sağlık Bakanlığı’nı doğru, ülke için daha yararlı ve verimli bir role oturtmak için Sayın Başbakan’ a, Maliye Bakanlığı’na, SGK yöneticilerine ve diğer yönetici kuruluşlara büyük iş düşmektedir. Çünkü Sağlık Bakanlığı’nın hayalci politikaları, sağlık giderlerini daha da artırmaktan başka bir işe yaramayacaktır. Hatta öyle ki, tüm Türkiye bütçesini teslim etseniz, tamamını tüketebilecek potansiyele sahiptir.
Dr. Paşa Göktaş
e-mail: [email protected]