SGK’nın trafik kazası olgularının tedavi giderleriyle ilgili her türlü ödemeyi durdurma kararından sonra, trafik kazazedelerinin tedavi giderlerinin tahsiliyle ilgili olarak Üniversite Hastaneleri ciddi sıkıntılar yaşamakta ve verdikleri hizmetin karşılığını tahsil edememektedirler. Açık yaradan sürekli kan kaybeden bir organizma gibi, üniversite hastanelerinin bu sorunu mevcut haliyle uzun süre tolere edebilmeleri mümkün değildir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu; Karayolu Trafik Garanti Sigortası Hesabı Yönetmeliği; Hazine Müsteşarlığınca yayınlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları ile Hazine Müsteşarlığının konuyla ilgili farklı zamanlarda farklı sayılarla yayınladığı yazıları ve Sektör Duyuruları; konuyla ilgili Sayıştay Başkanlığının yazı ve Sayıştay denetçilerinin kararları; Sağlık Bakanlığının farklı birimlerinin (Müsteşarlık, Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Trafik Hizmetleri Döner Sermaye İşletme Müdürlüğü, Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğü; Hukuk Müşavirliği) farklı tarih ve sayı numaralarıyla yayınlanan çok sayıdaki yazıları incelendiğinde, trafik kazazedelerinin tedavi giderlerinin tahsiliyle ilgili olarak belirsizliklerin, farklı yorumların, birbiriyle çelişkili hükümlerin, boşlukların olduğu açıkça görülmektedir.
Sağlık Bakanlığı hastaneleri, Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü içerisinde yapılandırılan Trafik Hizmetleri Döner Sermaye İşletme Müdürlüğü vasıtasıyla bu faturaların tahsilinde profesyonel bir takım oluşturmuş olup, uzman desteği alabilmektedir. Ayrıca Sağlık Bakanlığı hastaneleri, SGK ile götürü usulü anlaşma yapmış olduğundan aldığı toptan ödeme ile bu olgulara ait tedavi giderlerini zaten tahsil etmiş bulunmaktadır. Oysa üniversite hastaneleri, bu konuda tamamen çaresiz bir durumdadırlar.
Trafik kazası olgularının tedavi giderlerinin, hastaların kendilerinden tahsil edilmesi, mükerrer genelge ve tebliğlerle yasaklanmış bulunmaktadır. Öbür taraftan SGK, trafik kazası provizyonu almış hiçbir olgu için ödeme yapmamaktadır. Oysa, altta sıralanan trafik kazası olgularının tedavi giderleri, zorunlu mali sorumluluk (trafik) sigortası kapsamında, özel sigorta şirketleri tarafından ödenmemektedir.
Kazaya neden olan aracın sürücüsü, işleteni, araç sahibi, eşi, usul ve furuu vekendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanlar ile birlikte yaşadığı kardeşlerinin kazada yaralanmaları halinde bu kişilerin tedavi giderleri
Kazanın nedeni tamamen yayanın kusuru ise, bu durumda yayanın tedavi giderleri
Aracın, işleteninin, sürücüsünün kusur oranı dışında kalan tedavi hizmetleri faturası
Sigortanın geçerli teminat miktarı dışında kalan tedavi giderleri
Adliyeye intikal etmiş olaylarda davanın uzamasıyla 2 yıllık zaman aşımı süresinin aşılması sonucu ortada kalan tedavi giderleri
Traktörlerin, karayolları dışında neden olduğu kazalar ile ilgili tedavi giderleri
Motorlu bisikletlerin, çarpma, yuvarlanmasıyla meydana gelen kazaların tedavi giderleri
Araç, sürücüsü ve işletenden bağımsız, mücbir sebeplerden (yol koşulları, sis, yağış, sel vb…) dolayı meydana gelen trafik kazalarıyla ilişkili tedavi giderleri
Peki bu durumda, yukarıda sıralanan olguların tedavi giderlerini kim ödeyecektir? Sorun, sadece bu olguların tedavi giderlerinin ödenmesiyle ilgili de değildir.
Sigorta şirketlerince ödenmesi gereken fatura ve eklerini tamamlayıp gönderebilmek için gereken evrakları (Olay yeri kaza tespit tutanağı, ifade tutanağı, adli rapor, bilirkişi raporu, sigorta poliçesi, aracın ruhsatı ile sürücünün kimlik ve ikametgah belgesi, vb) temin etmekte güçlükler vardır. Olay sonrası hastaneye başvuran yaralı ve hastalar, çoğu zaman kaza tespit tutanakları ibraz edememekte; taburcu edildikten sonra da bu tutanakları hastaneye getirmemektedir. Taburcu edildikten sonra hastaları, bu tutanakları hastaneye getirmeye zorlayacak bir yol (senet imzalatılması, eksik evrak kaldığında faturaların kendilerinden tahsili) izlenmesi de yasaklanmıştır. Bu tutanakların karakollardan, savcılıklardan temininde de güçlü çekilmektedir.
Temin edebildiğimiz kaza tespit tutanaklarının çoğunda kusur oranları belirtilmemekte, asli kusur, tali kusur ayrımı yapılmaktadır. Tedavi giderlerinin kusur oranında yansıtılması gerektiğinden, bu durumda bilirkişi raporunu beklemek, itiraz olduğunda da mahkeme sonucunu beklemek gerekmektedir. Bekleme süresi aylar-yıllar sürebilmektedir.
Bu sorun aşılsa bile, bir hastaya ait giderler, kazadaki sorumluluk oranına göre, nasıl ikiye bölünecek ve iki ayrı yere nasıl faturalanacaktır?
Özel sigortalar, doğrudan ödemeleri gereken, her türlü evrakı tamamlanmış dosyalara bile ödeme yapmayıp, itiraz edebilmektedirler. Mahkemeler uzamakta, zaman aşımı süresi dolarak, faturalar tahsil edilemeyebilmektedir.
Önerimiz: Trafik kazası olgularının tedavi giderlerinin SGK tarafından ödenmesidir. SGK, Sağlık Bakanlığının Trafik Hizmetleri Döner Sermaye İşletmesi benzeri özel bir birim oluşturarak, bu giderleri özel sigorta şirketlerinden geri tahsil edebilir. Veya yasal bir düzenlemeyle zorunlu mali sorumluluk (trafik) sigortası kapsamında toplanan primlerin bir kısmı SGK’ya aktarılarak bu giderler karşılanabilir.
Mutlaka sosyal güvenlik şemsiyesi kapsamında olması gereken trafik kazazedelerin tedavilerinin aksamaması, hastanelerin bu hastaları kabul edip, tedavi ettikleri için zarara uğramamaları ve sağlık kurumlarında defansif tutum gelişerek bu hastaların riske edilmemesi için, SGK’nın bu sorunları görerek, sosyal güvenlik kavramına uygun bir çözüm geliştirmesini bekliyoruz.
Prof. Dr. Tevfik ÖZLÜ
Karadeniz Teknik Üniversitesi Farabi Hastanesi Başhekimi