İstanbul Aile Hekimliğine yoğun bir şekilde hazırlanmaya devam ediyor. Sağlık Müdürlüğü’nün organize ettiği eğitimler tüm hızıyla sürüyor…
16. Grup 29 Temmuz 2009 tarihi itibarıyla eğitimlerini bitirerek sertifikalarını almaya hak kazandı. Bir grupta yaklaşık 40 kişi olduğu düşünülürse şimdiye kadar İstanbul’da epeyce bir hekimin sertifika aldığı söylenebilir…
Bu makalenin yazılma amacı 16. Grupta yaşadığımız bir haftalık eğitim deneyimi hakkında okuyucuları bilgilendirmek, eğitime katılmak isteyen hekim arkadaşlarımızı cesaretlendirerek onları teşvik etmek ve eğitimin muhteviyatı hakkında başlıklarını anarak da olsa kısmen bazı bilgiler vermektir…Aile Hekimliğinin geleceği ve ülkemiz için önemine dair ilerleyen zamanlarda farklı makaleler yazmaya çalışacağım…
Uzun zamandır ülkemizin gündeminde olan Aile Hekimliği pek çok hekimin ilgisini çekiyor…Hekimler her şeyden önce pratisyen tabirinden sıkıldılar…Toplum içinde daha usturuplu olan ve saygınlık ifade eden Aile Hekimi tabirini beğeniyorlar…Dünyada geçerliliğini kanıtlamış bu sitem içinde görev yapmayı ciddi olarak istiyorlar. Ak Parti Hükümeti ile başlayan Aile Hekimliği sürecinde önemli ölçüde mesafe alınmış durumda…Ülkemizde otuzdan fazla ilde bu sitem çalışmaya başladı ve İzmir gibi büyük şehirlerde bile Aile Hekimliği sitemine geçildi…
Her ne kadar İstanbul’da kısa zamanda bu sisteme geçilmesiyle ilgili bazı kaygılar bulunsa da çok da uzak olmayan bir gelecekte sağlıkta yapılan iyileştirici politikaların bir sonucu olarak olabildiğince kısa zamanda bu sistemin uygulamaya konulacağını şimdiden ön görebiliriz…Zira bu sistem hekim ve hasta arasında çok daha saygın bir sistem…Empatiyi ve psikolojik faktörleri olumlu yönde etkilemekte hekimle insanları bir ailenin bireyleri gibi yakınlaştırmaktadır…Sağlıkta hasta hekim ilişkisinin kalitesi memnuniyeti, memnuniyet ise beklenen sonucu ortaya çıkarmak için en önemli faktör durumunda…
İtiraf etmem gerekiyor ki bu eğitime başlarken eğitim sürecinden ve muhteviyatından bu kadar ciddi seviyede keyif alacağımı zannetmiyordum…Büyük ve 24 saat hizmet sunan bir sağlık kuruluşunun yöneticisi olmam ve benden önce tüm hekim arkadaşların bu eğitimi almaları ve en son bana sıra gelmesine kadar bu eğitimler hakkında pek çok övgü dolu sözler işitmiştim…Fakat maalesef bunların çoğunu ciddiye almamıştım…
Bir önceki eğitime katılan bir hekim arkadaşım; hocam hayatımda şimdiye kadar aldığım eğitimlerin içinde en harika eğitim buydu deyince ona tebessümle bakmış ve sonra içimden amma da abartıyor diye bir düşünce geçirmiştim…Bu kadar da abartmaya ne gerek var diye düşünmüştüm…Eğitime başladıktan sonra birkaç kez bu hekim arkadaşımızın bana söylediği sözler aklıma geldi ve böylelikle artık onun kesinlikle abartmadığına karar verdim...Bilirsiniz çoğunlukla görmediğimiz ve yaşamadığımız şeylere zor inanırız…
16.Grupta eğitim alan arkadaşlarımız şehrin farklı ilçelerinden gelmişlerdi.Bu arkadaşlar listeye göre şöyle sıralanmışlardı…Askeri Tümay, Cemile Sagun, Dilber Bilgen, Emine Müge Emen, Fatma Feyza Güder, Güngör Altay, Hayri Yazıcıoğlu, İbrahim Öğüt, Kıvanç Öztüzün, Meltem Erim, Niyazi Yıldız, Ramazan Altun, Recai Yahyaoğlu, Rüveyda Karayer, Serdar Bakıroğlu, Hüseyin Servet Akkitap, Tayfun Çağlayık, Zehra Gürsoy….
Eğitim kadrosu ise kendi belirledikleri sıraya göre şu doktor arkadaşlarımızdan oluşuyordu…Nurettin Canca(Grup Koçu), Dilek Korkmaz, Deniz Aşıcı Şerifsoy, Selma Sarışahin, Dursun Dinç, Ahmet Kemal Ersongur…
Eğitimi veren arkadaşlarımız konularına hakimlerdi ve son derece anlayışlıydılar…Aralarında kaprisli ve kibirli kimse yoktu…Grupta ilk günden sonra ciddi bir kaynaşma oldu ve hemen herkes birbirleriyle tanışarak ortak dostluklar oluşturmayı başardı…Bunda elbette eğitimi veren arkadaşlarımızın büyük rolleri oldu…Özel ve makul isteklerimize evet diyerek yardımcı oldular. Devamlılığa önem vererek grubu disipline ettiler. Onların içten ve samimi yaklaşımları eğitim sürecinin çok ciddi olarak verimli geçmesine katkıda bulundu…Hepimize Aile Hekimliğini sevdirmeyi başardılar…
Olayın ekonomik boyutunu düşündüğümde hem kendi aramızda yaptığımız son grup değerlendirmesinde hem de İl Sağlık Müdürümüz Doç.Dr.Ali İhsan Dokucu’nun ve Müdür
Yardımcımız Dr.Şeref Kara’nın huzurlarında tüm gruba düşüncelerimi aktarırken bahsettiğim değerlendirmenin önemsenmesi gerektiğini düşünüyorum…Bir emek varsa ortada ve buna pek çok insan katkıda bulunuyorlarsa kesinlikle bunun ekonomik kazancı ve masraflarının değerlendirilmesi gerekir…Çünkü artık günümüzde sadece özel şirketler değil belki onlardan daha fazla ve hassas bir şekilde kamu hizmetleri kar zarar yapılıp yapılmadığıyla direkt olarak ilgileniyorlar…Doğru olan yaklaşımda budur…
Eğitimin ortalarında on küsür yıl önce aldığım özel bir eğitim aklıma geldi…Bu eğitim o zamanlar ülkemizde yeni yeni yapılmaya başlanan “zaman yönetimi”ne dair bir eğitimdi…Özel bir şirket bu eğitimleri veriyor ve interaktif bir şekilde tüm katılımcıların ortak fikirleri ve katılımlarıyla yapılıyordu…O zamanlar kişisel gelişimime katkıda bulunması için böyle bir eğitim almış ve bin küsür dolar kadar para vermiştim…Şimdi Aile Hekimliği eğitimlerinde işlenen konulara bakıldığında bu konuların aynı zamanda hekimlerin kişisel gelişimlerine, kendilerine güven duymalarına, sosyal ve mesleki iletişimlerine kadar pek çok alanda katkıda bulunmaktadır. Bu eğitimlerin ekonomik kazanç boyutu değerlendirildiğinde ciddi rakamların ortaya çıktığını söylemek mümkündür…
Belki bazıları için abartılı gelebilir fakat bu eğitimlerin kurumuzun içinde kendi kurumlarımızda görev yapmakta olan hekimler tarafından verilmesi milyonlarca dolar tasarruf edilmesini sağlamaktadır…İstanbul’da bulunan binlerce hekimin bu eğitimleri alacak olduklarını düşündüğümüzde ve bu eğitim ölçeğinde/formatında verilen eğitimlerin özel firmalar tarafından fiyatlandırılmalarına bakıldığında söylediğim milyon dolarların abartılı olmadığı görülecektir…Bu yüzden İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü’nün bir personeli olarak kendi kurumumla bir kez daha gurur duyduğumu itiraf etmeliyim…Bunu konuşmalarımda da açıkça ifade ettim…
Hekimlerin akıllı ve yetenekli insanlar olmaları böyle bir organizasyonu kendi kurumları içinde başarılı bir şekilde yapmalarını kolaylaştırmaktadır…Zira başka bir meslek kuruluşunun bu organizasyonu biz hekimler kadar güzel yapabileceklerini zannetmiyorum.Hekimlerin kişisel birikimleri hakikaten çok yüksektir. Özellikle yaşı ilerlemiş olanlar bir süre sonra doğal olarak bilgeleşmeye başlarlar. Günde 150-200 civarında insanla bire bir iletişimde bulunan kaç insan vardır? Hayatı algılamaları ve değerlendirmeleri diğer meslek gruplarına göre bu yüzden çok daha yüksek seviyelerdedir. Bu görüşümden dolayı lütfen kimse alınmasın fakat gerçeğin tam olarak ifade edilişi bazı insanları ve meslek gruplarını üzebilir…Durum açıkça budur…
Eğitim sürecinde Aile Hekiminin görev ve sorumluluklarından başlayarak onun yapması gereken önemli çalışmaların neler olacağı hakkında ciddi sunumlar aldık…Bunları alırken uygulamada yapılacak ve sistemin nasıl gelişeceğine dair bazı arkadaşlarımız kafalarında oluşan sorulara her ne kadar cevap bulamamış olsalar da bunların zamanla şekilleneceğini ve sonucun hekimler ve hastalar için iyi olacağına inanmamız sağlandı…
İlerleyen eğitimlerde dünyada ve ülkemizde Aile hekimliğinin geçirdiği süreç, birinci basamak sağlık sistemlerinin örgütlenme ve finansman modelleri, iletişimin temelleri, hasta hekim görüşmesi, hasta eğitimi, biyopsikososyal yaklaşım, ayrışmamış hastaya yaklaşım, hasta merkezli klinik yöntem, periyodik hasta muayenesi, Aile Hekimliği pratiğinde araştırma ve konuları, aile doktorluğunda temel epidemiyolojik ve istatistiksel kavramlar, birinci basamakta kayıt tutma, elektronik tıbbi kayıt ve kodlama, bir makale nasıl okunur?, nasıl öğreniriz?, eğitim gereksinimlerinin belirlenmesi ve bireysel öğrenme planı gibi son derece önemli konular hakkında sunumlar aldık…Bunlarla ilgili her sunumun sonunda geri dönüşümünün tespiti için değerlendirmelerde bulunduk…
Bu konuların önemli bir kısmı hekim olmamıza rağmen ilk kez duyduğumuz konulardı ve artık modern dünya tıbbının yaklaşımlarını ifade ediyordu…Ülkemizde şimdilerde başlayan bu süreç bazı Avrupa ülkelerinde ve Amerika Birleşik Devletlerinde çok uzun yıllar önce başlanılmış olması dikkate değerdi…Sabah saatlerinde eğitimlere başlamadan önce yapılan ısınma çalışmaları hakikaten eğlendiri oldu…Üzerimizde olan sabah mahmurluğunu alınmasına katkı sağladı…
İlerleyen süreçte inanıyorum ki hekimlerin birbirleriyle olan paylaşımlarının ne kadar önemli olduğu daha ciddi olarak fark edilecektir…Örneğin Dr.Hayri Yazıcıoğlu’nun annesinin ameliyatını ve yaşadıklarını anlatması çok etkili bir paylaşımdı…Hekim hatalarının hekim yakınlarını da etkilemekte olduğunu öğrenince ateşin düştüğü yeri nasıl yaktığını daha iyi anlama imkanımız oldu. Ülkemizde malpraktis yasalarının ve yeni uygulamaların hakikaten gerekli olduğunu anlamak ancak böyle olayların var olduğunu öğrendikten sonra mümkün olabiliyor…
Yine aynı şekilde etkilendiğimiz Dr.Tayfun Çağlayık’ın 112 de bir nöbette karşılaşmış oldukları hastanın kendi bakış açılarında nasıl önemli bir değişim meydana getirdiğine tanık olduk…Hasta ve hekim arasında yaşanan komik ve bir o kadar da ibretlik olayları dinledikçe hekim olmanın ülkemiz şartlarında hem ne kadar zor ve hem de ne kadar kutsal bir meslek olduğunu daha derinlemesine anlama imkanı edindik.Hekimler çoğunlukla akıllı, yetenekli ve uyumlu insanlar olduklarını bu eğitimler vesilesiyle bir kez daha göstererek ispatlamış oldular…
Kısacası ve özetle İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü’nün organize ettiği bu eğitimler başarılıdır.İstanbul ili Aile Hekimliği sistemi eğitimlerini alan bu hekimlerle birlikte çok uzak olmayan bir zaman içinde hazır hale gelecektir…Bu eğitimlerde emeği geçen başta bizim kursu organize eden hekim arkadaşlarımız olmak üzere Sağlık Müdürlüğü yetkililerine, tüm emeği geçenlere teşekkür ve şükranlarımızı ifade etmek isteriz…
Dr.Recai Yahyaoğlu
www.tamtip.com