Son günlerde, SGK’nın aldığı kararlar nedeniyle ülkemizde ilaç konusunda önemli tartışmalar yaşanmaktadır.
Doğal olarak, her sektör konuya kendi konumu açısından yaklaşmaktadır.
Bizim için ise, bu gelişmeler hiç de sürpriz değildir. Tamamiyle beklenen gelişmelerdir.
Biz, konuyu objektif olarak ve ülke ekonomisi yönünden özetle ortaya koymaya çalışalım.
Dünyaya Göre Durumumuz
Yakında yapılan bir araştırma Türkiye’nin, ilaca ödenen giderlerin toplam milli gelire oranı yönünden dünya birincisi olduğunu göstermektedir. Türkiye, toplam gayri safi milli hasılasının %1.95’ini ilaca ödemektedir. Aynı oran Almanya’da yarısı kadar (% 0.95) Türkiye’ ye benzeyen ekonomisi ve kişi başı milli geliri olan Meksika’ da ise dörtte birinden az (% 0.45) durumdadır.
Demek ki, ülkemizde gelirimize oranla ilaca fazla para ödenmektedir.
Diğer bir ölçü ise, sağlık giderleri içinde ilacın oranının yüksek olmasıdır. Bu durum daha iyi bilinmektedir. İlaç harcamalarının oranı, toplam sağlık giderleri içinde % 42 dolayında bildirilmektedir. Aynı oran, çoğu ülkede % 13-14 civarındadır.
Demek ki, ilaç giderleri bu ölçüte göre de üç kat dolayında yüksektir.
Giderlerde Önlenemeyen Yükseliş
Durum böyle olduğu halde, sağlık politikasında getirilen aşırı popülist ve işletmecilik temelinden yoksun politikalar nedeniyle, sağlık giderlerinde önlenemeyen yükselişler yaşanmıştır. İlaç giderleri de, Türkiye’ nin kaldıramayacağı boyutlara ulaşmıştır.
Örneğin, 2000 yılındaki SSK’ nın toplam sağlık giderleri 1.2 milyar TL, ilaç giderleri ise 0.8 milyar TL’ dir. 2008 yılında ise onun yerini alan SGK’ nın toplam sağlık giderleri 28 milyar TL, ilaç giderleri ise 13 milyar TL civarındadır.
İlaç giderleri, önlenemez biçimde (aslında önlenebilir) yükselmiştir.
Bu dönemde, hangi sektör 15-20 kat büyümüştür ?
Önlemler Alınması Kaçınılmazdı
Alınan önlemler kaçınılmazdır. Aynı zamanda, ülkenin çaresizliğindendir. SGK, bu giderleri karşılayabilecek durumda değildir. Ülke bütçesinden, SGK bütçesine her yıl 35 milyar TL kaynak aktarılmak durumunda kalınmaktadır. SGK’ nın sağlık giderleri de bu miktara yakındır. Bu miktarın da, en büyük kalemini ilaç giderleri oluşturmaktadır.
Kim gelirse gelsin, yönetimde kim olursa olsun, benzer önlemler alacaktır. Çünkü ülke dışarıdan borç alıp, bunu içeride savurgan biçimde dağıtarak süren bir sistemi daha fazla götürebilecek durumda değildir.
Hangi Önlemleri Göreceğiz ?
1. Fiyat Baskısı Sürecektir
Şu andaki uygulama, fiyatların aşağıya çekilmesidir. Bu istem ve baskı devam edecektir. Çünkü referans alınan ülkeler Akdeniz ülkeleridir (Portekiz, İspanya, Yunanistan, Fransa, İtalya). Referans alınan ülkeler Bulgaristan, Slovakya, Polonya, Estonya, Romanya denilir ve bu ülkelerin fiyatları geçerli olursa, yeni indirim talepleri kaçınılmaz olarak gelecektir.
2. İlaç Kapsamı Daralacaktır
Türkiye’ de, ödeme kapsamındaki ilaç sayısının 7000 civarında olduğu bildirilmektedir. Aynı ilaç kapsamının, Avustralya gibi daha zengin ülkelerde bile 2000 civarında olduğu belirtilmektedir. Büyük olasılıkla, önümüzdeki dönemde ödeme kapsamı içindeki pek çok ilaç, ödeme kapsamı dışına çıkarılacak ve ödenmeyecektir.
3. Katkı Payı Artırılacaktır
Sağlık giderlerinin tamamını devlet ve SGK karşılayamaz. Bu giderlerin tümünü karşılayan bir devlet de yoktur. Bu mümkün de değildir. Sosyal devlet, enayi devlet demek değildir. Vatandaşların da belirli oranlarda katkıda bulunmadığı bir sağlık sistemi sürekli ve kalıcı olamaz. Çünkü sağlık hizmetleri tüm dünyada pahalı hizmetlerdir.
Bu nedenle, ilaçtaki katılım payı sürekli olarak artırılacaktır. Bazı ilaçlarda bu oranın, % 50’ lere çıktığını göreceğiz.
4. İlaca Erişim Zorlaşacaktır
İlaç tüketiminin artmasının baş nedenlerinden birisi, ilaca erişimin ve reçete yazdırmanın kolaylaştırılmasıdır. Muhtemelen getirilen önlemlerle, erişim kurallara bağlanacak ve şu andaki kadar kolay olmayacaktır.
5. Birinci Basamak Yetkileri Azaltılacaktır
Şu anda 1. basamak olarak adlandırılan Sağlık Ocağı, Poliklinik gibi yerlerde çok sayıda pahalı ilaç, pratisyen hekimler tarafından kolaylıkla yazılabilmekte ve bu reçeteler büyük toplamlar oluşturmaktadır. Önümüzdeki dönemde, bu yetkilerin sınırlanacağını, çoğu ilacın ilgili uzman tarafından yazılması kuralının getirileceğini, birinci basamaklarda yazılabilecek ilaçların azaltılacağını ve bunların daha ekonomik olan ilaçlarla ve kapsamlarla sınırlandırılacağını göreceğiz.
6. Verilen İlaç Miktarları Düşürülecektir
Muhtemelen, daha küçük ambalajlarda ve tane ile ilaç verilmesi dönemlerini de göreceğiz.
7. Denetimler Artırılacak, Suistimaller Azalacaktır
Şu anda, SGK’ nın tüm kuruluşları ve tüm hekimleri izleyebilecek donanıma ulaştığı bildirilmektedir. Hangi kuruluşlarda hangi ilaçların yazıldığı, hangi hekimlerin hangi ilaçları yazdığı kolayca izlenebilmektedir. Abartılı uygulamalar sorgulanacak ve suistimaller azalacaktır.
Bu Önlemler Hayal Midir ?
Siz olsanız başka türlü mü düşünürdünüz ?
Bu önlemler, dünyanın her tarafında uygulanan önlemlerdir. SGK, şu andaki konumu ve içinde bulunduğu koşullar itibariyle bu önlemleri adım adım yürürlüğe koymak durumundadır. Yoksa batışa gitmektedir.
Önlemler Nereye Kadar Gider ?
İlaç giderlerinin, toplam sağlık giderleri içindeki payının % 15’ ler düzeyine inişine kadar sürecektir. Bu da demektir ki, ilaç sektörü belki mutlak değer olarak büyümeye devam etse bile, oransal olarak küçülmeye devam edecektir.
Eczacıların Durumu Ne Olacaktır ?
Muhtemelen, yaşamları benzer şekilde devam edecektir. Satışlarının bir kısmı, eskiden olduğu gibi cepten nakit satışa dönecek, SGK üzerinden satışlarının oranı azalacaktır.
Tüm tarafların, yukarıda belirtilen muhtemel (ama kaçınılmaz) gelişmelere göre kendini konumlandırması yararlı olacaktır. Aslında bu gelişmeleri önceden görebilecek birikime sahip kesimler vardır (Başta yabancı üreticiler). Muhtemelen onlar da, şu ana kadar süregelen (onlar açısından verimli olan) tabloyu olabildiğince uzatmaya çaba göstermektedirler.
Önemli olan, ülkenin kendi öz çıkarlarını bilinçli olarak ortaya koyabilmesi ve sahip çıkmasıdır.
Acaba bu yönden tüm sağlık çalışanlarımız, bilim adamlarımız, işletmecilerimiz, yöneticilerimiz, basınımız olarak ne ölçüde yeterliyiz, ne ölçüde bilinçliyiz ve ne ölçüde görevimizi yerine getiriyoruz ?
03/12/2009
Doç. Dr. Paşa Göktaş
Tel/Fax : 0216-348 26 12
GSM : 532 243 84 74
e-mail : [email protected]