HEKİMLİK MESLEĞİNİN FARKLILIĞI VE
ANAYASA MAHKEMESİ KARARLARININ ANLAMI
Hekimlik mesleği, tüm diğer meslek gruplarından farklı bazı özellikler taşımaktadır. Bu özellikler şöylece sıralanabilir:
Hekimlik Mesleğinin Farklı Özellikleri
1. Hekimin mesaisi yoktur. 24 saat görevdedir ve göreve hazır olmak durumundadır.
2. Hekimlikte acil kavramı vardır. Hekim, hastalar ve görevler için erişilebilir ve her an ulaşılabilir olmak zorundadır. Fişi çekip, “Ben yokum” diyemez.
3. Bulunduğu her ortamda, toplumun hizmetinde olmak zorundadır. Bu durum, yasalarla da belirlenmiştir.
4. Kamu ya da özelde çalışmasının bir anlamı ve farklılığı yoktur. Bu özellik, görevinin niteliğini değiştirmez. Hekimlik, nerede yerine getirilirse getirilsin, baştan sona bir kamusal görevdir.
5. Hekimlikte memuriyet kavramı yoktur. Mesai kavramı yoktur. Hekim, zaten 24 saat boyunca toplumun memurudur.
6. Hekimlikte emeklilik diye bir kavram genellikle yoktur. Hekimler, çoğunlukla yaşamlarının sonuna kadar çalışırlar ve topluma hizmet verirler.
7. Hekimler, genelde kendileri için değil, mesleklerinin özelliği gereği, hastaları ve toplum için yaşamlarını sürdürürler. Uzun süreli tatil yapamazlar. Düzenli dinlenemezler. Programlarını, hastalarına göre düzenlemek zorundadırlar.
Yani hekimler, görevlerinin niteliği gereği, düz memur değildirler. Olamazlar da.
Anayasa Mahkemesi’ nin Verdiği İki Kararın Anlamı
Anayasa Mahkemesi, hekimlerle ilgili iki önemli karar vererek, hekimliğin bu niteliğini pekiştiren yorumlar yapmıştır.
1. Bu karalardan birincisi, hekimler aleyhine 2006 yılında açılmış olan bir dava konusundadır. Bu davada, bir Ankara Mahkemesi, hekimlerin mesken statüsündeki binalarda da muayenehane açabilmelerinin, diğer mesleklere karşı, eşitlik ilkesine aykırılık taşıdığı gerekçesiyle dava açmıştır. Anayasa mahkemesi, bu konudaki kararını, yakında 2010 yılı 24 Mart’ ta vermiş ve başvuruyu oybirliğiyle reddetmiştir. Karar gerekçesinde, hekimlik mesleğinin diğer mesleklerden farklı olduğu, toplumun yararına ve ihtiyacı olan bir meslek olduğu, toplum içinde işyeri ya da mesken ayrımı yapılmaksızın, her mekanda hizmet sunmasının kamu yararına bir nitelik taşıdığını belirtmiştir.
Gerekçede Anayasa Mahkemesi, hekimlik mesleğinin özelliğini çok iyi tarif ettiği gibi, toplumun hekimden beklentilerini de bir anlamda vurgulanmıştır.
2. Tamgün Yasası konusunda, Anayasa Mahkemesi’ nin verdiği karar da, aslında yukarıda verilen kararla benzerlik taşımaktadır.
Özetle bu kararın anlamı şudur:
· Hekimlik sürekli bir kamu görevidir. 8 saatlik memuriyet mesaisi ile sınırlandırılamaz.
· Hekimlerin çalışmasını 8 saatle sınırlandırmak toplumun yararına değildir.
· Hekimlerin 8 saatten sonra da çalışmaya devam etmelerini yasaklamakta kamusal bir yarar görülmemiştir. (Aksine, çalışmaları toplumun ihtiyacıdır ve çalışmaya devam etmeleri, toplumun yararınadır).
· Hekimlik zaten özü itibariyle bir kamu görevidir. Görev yapılan yerin adının devlet hastanesi, özel hastane ya da muayenehane olmasının bir önemi yoktur.
Hekimliği Sağlık Bakanlığı’ na Karşı
Savunmak Zorunda Kalmak Üzücüdür
Yukarıda verilen mesajlar gayet açıktır.
Tarih boyunca, hekimliğin yorumu da böyledir. Anayasa Mahkemesi, evrensel yorumu dile getirmiştir.
Böyle olduğu halde, Anayasa Mahkemesi’ ni suçlamak haksızlıktır.
Asıl üzücü olan, hekimliğin özelliği ve niteliklerini, onları en fazla anlaması ve koruması gereken Sağlık Bakanlığı’ na karşı savunmak zorunda kalmaktır.
Maalesef Sağlık Bakanlığı’ nın, son dönemde hekimlerle ilgili yorumları ve uygulamaları, evrensel yorumdan oldukça uzaktır. Hekimler, 8 saatlik düz memurlar olarak algılanmaktadır. Tümüne, Mao’ nun haki elbisesi gibi, tek elbise giydirilerek, sıradanlaştırılmak ve memurlaştırılmak istenilmektedir.
Bu zorlama, eşyanın tabiatına aykırıdır. Başarılı olmayacaktır.
Sağlık yönetiminin, hekimlere sahip çıkması gerekir. Onları, politikanın ve popülizmin ucuz sloganlarına feda etmemesi gerekir.
Maalesef hekimler bugün, kendilerine sahip çıkmalarını bekledikleri yöneticilerin, kendilerini basit politik sloganlara kurban ettiklerini düşünmektedirler ve hayal kırıklığı yaşamaktadırlar.
Sayın “Yöneticilerin” durumu tekrardan değerlendirmelerinde ve özlerine dönüşü hatırlamalarında yarar vardır. Onların çalışma ortamlarından birisi olan muayenehaneler konusunda, yerine getirilmesi olanaksız olan ve kendi hastanelerinde de bulunmayan hayali standartlar isteyeceklerine, aksine çalışma koşullarını daha da kolaylaştıracak özellikler sağlamaları gereklidir.
Bu durum, toplumun da yararına olacaktır. Anayasa Mahkemesi’ nin yorumu, bu konuda çok güzel bir rehber niteliğindedir.
10/08/2010
Doç. Dr. Paşa Göktaş
e-mail : [email protected]