Tüm Özel Sağlık Kuruluşlarını ilgilendiren bir Danıştay kararı ile yazıya başlamak yerinde olacaktır. Anayasa koyucu, hukuk devletinin bir gereği olarak kamu yararıyla kişi haklarını bağdaştırmaya çalışmış, hukuka uygun olarak kazanılmış hakları korumayı öngörmüştür. Demokratik hukuk devletinde, hangi amaçla olursa olsun, sınırlamalar belli bir özgürlüğün kullanılmasını bütünüyle kaldıracak düzeyde olamaz ve amaçla, sınırlama arasında adil bir orantı mutlaka bulunur. Bir sınırlama ölçütü olan kamu yararı kavramı, her ne kadar, soyut bir kavram ise de; “hakkına getirilecek sınırlama, cezalandırma sonucu doğuruyor ve devlete olan güveni sarsıyorsa, o sınırlamanın kamu yararına olduğundan söz edilemez.” (Danıştay 1. D. 13.9.1989, E.89/130, K.89/112 - Danıştay Dergisi 78-79.17).
Son Yönetmeliklerin tüm özel sağlık sektöründe yarattığı belirsizlik tüm ilgililerin malumudur , ancak bu aradaki bir kesimde "Güzellik Merkezlerimizdir" Bu merkezler de yine Sağlık Bakanlığı'nın yapmış olduğu uygulamalara güvenerek yatırımlar yapmış ve yükümlülükler altına girmiştir , "Sağlıkta Geri Dönüşüm Projesi" kapsamında , değerli Güzellik Merkezleri de nasiplerini almaktadırlar.
"Son yıllarda güzellik ve estetik alanına olan ilginin artmasıyla, bu alanda hizmet veren kuruluşların sayısında ciddi artışlar yaşanmıştır. Bu kuruluşlar bünyesinde yapılan işlemler her geçen yıl çeşitlenmiş ve hekimlerin de ilgi alanına girmiştir. Teknolojik cihazların artması da alanı önemli bir sektör haline getirmiş, saç ekimi, lazer uygulamaları, mezoterapi, botoxla kırışıklık tedavisi gibi işlemler oldukça yaygın şekilde uygulanmaya başlanmıştır. Hekimlerin bu alana yönelmeleriyle birlikte hekimlik uygulamalarında yeni bir alan tartışması gündeme gelmiştir. (Pratisyen Hekimlik Derneği)
Ancak çıkarılan yönetmelik ve yönergeler ile , verilen sertifikalar ile açılmalarına izin verilen merkezler , yeni yönetmelik ile bir anda yok sayılmaktadır , işte belgeleri ;
Sağlık Bakanlığından:
Güzellik ve Estetik Amaçlı Sağlık Kuruluşları
Hakkında Yönetmelik
BİRİNCİ KISIM
Genel Hükümler
BİRİNCİ BÖLÜM
Amaç, Kapsam, Hukukî Dayanak ve Tanımlar
Amaç
Madde 1 — Bu Yönetmeliğin amacı; insanların güzellik ve/veya estetik amaçlı olarak başvurdukları sağlık kuruluşlarının açılmalarına, faaliyetlerine ve denetlenmelerine dair usûl ve esasları, genel sağlığın korunması bakımından düzenlemektir.
Kapsam
Madde 2 — Bu Yönetmelik; bağımsız işyerleri şeklinde veya tıp merkezi, özel dal merkezi, özel hastane, otel, tatil köyü gibi kurum veya kuruluşlar bünyesinde güzellik ve/veya estetik amaçlı olarak açılan sağlık kuruluşları ile bu sağlık kuruluşlarının sahibi olan gerçek veya tüzel kişileri kapsar.
Tanımlar
Madde 4 — Bu Yönetmelikte geçen;
a) Bakanlık: Sağlık Bakanlığını,
e) Sertifika: Güzellik ve estetik amaçlı olarak kişilere uygulayacakları tıbbî işlemlerle ilgili olarak Bakanlıkça veya Bakanlık tarafından yetki verilen kuruluşlarca açılan eğitimi başarı ile tamamlayan tabipler adına düzenlenen belgeyi,
Merkezler
Madde 6 — Merkezler; tabip sorumluluğunda açılan ve bu tabiple birlikte başka bir tabibin veya güzellik uzmanının görev yaptığı, bünyesinde bulundurdukları birimlere göre gerekli asgarî standart donanım ve personel desteği ile güzellik ve estetik amaçlı olarak çeşitli uygulamalar yapılan özel sağlık kuruluşlarıdır.
Güzellik Merkezlerinde Yapılacak Tıbbı Uygulamalar İle İlgili Sertifika Eğitimi ve Eğitim Verecek Merkezlerin Nitelikleri, Tespiti, Çalışma Usul
Esaslarına Dair Yönerge
BİRİNCİ BÖLÜM
Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar
Amaç Madde 1- Bu Yönergenin amacı; Güzellik ve Estetik Amaçlı Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelik hükümleri gereği güzellik ve estetik amaçlı olarak tıbbı uygulama konusunda eğitim programı ve sertifika verilmesi ile bu eğitimi verecek merkezlerin nitelikleri, tespiti ve çalışma usul ve esaslarını düzenlemektir.
Eğitim Merkezlerinin Nitelikleri Madde 8- Bu Yönergenin 6 ncı maddesinde belirtilen sağlık kuruluşları bünyesinde eğitim merkezi açılması ve eğitim programı düzenleme yetkisi verilebilmesi için;
a) Yönetmelikte belirtilen güzellik merkezi uygunluk belgesine sahip olması gerekir.
e) Eğitimci olarak; I. Dermatoloji uzmanı,
II. Plastik, rekonstrüktif ve estetik cerrahi uzmanı
III. Kozmetik ve estetik alanında deneyimli tabip,
IV. Güzellik uzmanı, V. Beslenme ve diyet uzmanı,
VI. Fizyoterapist veya beden eğitimi konusunda eğitimi bulunan kişi,
VII. Psikolog,
VIII. Kullanılan cihaz ve ekipmanlar konusunda bilgili teknik eleman bulunur.
f) Eğitim materyali olarak yazı tahtası, tepegöz cihazı, TV-video bulunması gereklidir.
Sertifikalandırma Esasları Madde 24- Eğitim dönemi sonunda; eğitim merkezince, başarılı bulunan kursiyer için düzenlenen eğitim formu, sınav tutanağı ile nüfus cüzdanı örneği, diploma/uzmanlık belgesi örneği ve 2 adet vesikalık fotoğrafı Bakanlığa gönderilir. Bu şekilde gönderilen bilgi ve belgeler incelenerek Genel Müdürlükçe Yönerge ekindeki Ek-2 sayılı Sertifika Belgesi tanzim edilir. Düzenlenen sertifika eğitim merkezi kanalıyla ilgili kişiye verilir. Yönerge hükümlerine göre verilen sertifika belgelerine ilişkin bilgiler Genel Müdürlükçe kayıt ve muhafaza edilir.
MEDİKAL ESTETİK EĞİTİM MERKEZİ YETKİ BELGESİ
Yukarıda adı, adresi belirtilen ...................................................... güzellik merkezinin, medikal estetik eğitim merkezi olarak yetkilendirilmesi Genel Müdürlüğümüzce uygun görülmüştür.
MEDİKAL ESTETİK UYGULAMA SERTİFİKASI
Yukarıda açık kimliği yazılı hekim, belirtilen eğitim merkezinde .............................tarihleri arasında medikal estetik programını başarıyla tamamlamış olup, Güzellik ve Estetik Amaçlı Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre kendisine bu sertifika düzenlenmiştir.
26788 numaralı AYAKTA TEŞHİS VE TEDAVİ YAPILAN ÖZEL SAĞLIK KURULUŞLARI HAKKINDA YÖNETMELİK ’deki Güzellik Merkezleri açısından ihlal düşünceleri :
1 numaralı ihlal:
GEÇİCİ MADDE 4 – (1)
39 uncu maddenin birinci fıkrasının (b) bendi ile yürürlükten kaldırılan Yönetmeliğe göre açılan merkezlerin ve ünitelerin uygunluk belgelerinin geçerlilik ve faaliyet süresi, 1/1/2010 tarihinde sona erer.
Geçici madde 4- (1) hakkında:
Güzellik Merkezi alanında yatırım yapmış şahıslar, Tıp Doktorları, Sağlık Şirketleri ve diğer şirketler 2003 yılında yayınlanmış, oldukça yeni olan bir yönetmeliğe dayalı olarak bilhassa tıbbi cihazlara çok ciddi yatırımlar yapmış durumdadırlar. Bir lazer epilasyon cihazı fiyatının 80.000 USD civarı olduğu ve 5 yıl süren Leasing ödemeleri ile alındıkları düşünülürse sayısı 800’e yaklaşan bu kuruluşların mağduriyeti ve atıl kalacak binlerce tıbbi cihaz sayısı göz önünde tutulmalıdır. Yatırımcı kişileri ve bu konuya kariyer ve yaşamlarını yönlendiren vatandaşlarını devlet zaruri nedenler olmadan ve onlar için gerekli düzenlemeleri yapmadan mağdur edemez.
2 numaralı ihlal:
Geçici madde 2- (2)
(2) 39 uncu maddenin birinci fıkrasının (a) bendi ile yürürlükten kaldırılan Yönetmeliğe göre açılmış olan sağlık kuruluşları, 38 inci maddenin birinci fıkrasında öngörülen tebliğin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren en geç dört yıl içinde, tabip sayısı hariç olmak üzere bu Yönetmeliğe uyum sağlamak ve ruhsat almak zorundadır.
Geçici madde 2- (2) hakkında:
Aynı yönetmelikte yeni statüye geçiş için diğer sağlık kuruluşlarına 4 sene süre sağlanırken Güzellik Merkezlerine 22,5 ay süre tanınmıştır. Cihaz, personel tanıtım vb. tüm açılardan bu merkezler arasında yatırım açısından hiçbir fark olmayıp, tıbbi cihaz açısından Güzellik Merkezlerinin daha fazla maddi yatırım ile kurulmuş oldukları düşünülürse bu durum hakkaniyete uygun değildir.
3 numaralı ihlal:
Geçici madde 4- (2)
2) Sağlık kuruluşu statüsü sona eren ve işleteni tabip olan müstakil merkezler, güzellik salonuna veya ilgili mevzuat ile belirlenen şartlar ve standartlar sağlanarak muayenehane veya polikliniğe dönüştürülür.
Geçici madde 4- (2) hakkında:
Yönetmelik bu madde ile Güzellik Merkezlerinin muayenehane veya polikliniğe dönüştürülmesine izin vermiş gibi görünse de;
a-Bu merkezlerin büyük yatırım yaparak halen kullandıkları tıbbi cihazların muayenehanelerde kullanımını aynı yönetmeliğin 7 maddesi b fıkrasında: (Muayenehane, bir tabip tarafından mesleğini serbest olarak icra etmek üzere açılan, cerrahi ve girişimsel tıbbi işlemlerin yapılmadığı işyeridir) diyerek imkansız hale getirmiş ve kendi içinde bir çelişki yaratmıştır. Ayrıca tabipler ve bilhassa uzman tabipler açısından bu kısıtlama kabul edilemez; bu maddeye göre ihtisas ile birlikte 10 yıldan fazla eğitim görmüş bir Cerrah muayenehanede apse bile açamazken, bir Dermatoloji uzmanı cilt biyopsisi alamazken, tıp doktoru dahi olmayan, 5 yıl eğitim almış bir diş hekimi muayenehanede diş çekebilmekte hatta çene kemiğinde cerrahi girişim yapabilmektedir !
b-Yönetmeliğin 12. Maddesi 4-a Fıkrasında: (Müstakil binada değil ise, mutlaka ayrı poliklinik girişi olmak zorundadır) ifadesi ile mevcut Güzellik Merkezlerinin %99 dan fazlasının bir binanın giriş katı olmayan yerde olduğu gerçeğini göz ardı etmiş, ruhsatlandırıldıkları yerde uyum sağlayarak çalışmaya devam etmelerini imkansız hale getirmiştir. Ayrıca Polikliniklerde hangi müdahalelere izin verileceği de henüz tebliğ yayınlanmadığından belirsizliğini korumaktadır. (Polikliniklerde de muayenehaneler gibi girişimsel tıbbi işlemin yasaklanacağı yetkililer tarafından ifade edilmiştir.)
Binlerce uzman ve pratisyen hekim, sağlık personeli ve yardımcı personelin görev yaptığı, milyonlarca dolarlık yatırımın 2008 Ocak ayına dek yapılarak Sağlık Bakanlığı tarafından ruhsatlandırıldığı, değil kara geçmek, yıllarca ödenecek leasing vb. yatırım ve borçların bulunduğu bir sektörün tek bir yönetmelik ile infaz edilmesi mantıken, vicdanen ve hukuken mümkün olamamalıdır.
Güzellik Merkezleri hakkında makul düzenlemeler yapılmalı, fakat bu bahane ile sektörün hiçbir açık kapı bırakılmadan, sadece göstermelik, pratikte uygulanması imkansız, sözde uyum hakları ile yok edilmesinin önüne geçilmelidir.(Bir güzellik merkezi maili)
Tüm GÜZELLİK MERKEZLERİ fatura kesmekte ve vergi ödemektedir. Uzun yıllardır bu şekilde süregelen bu durum artık çok net bir şekilde yeni yasa ve yönetmelik karşısında “Kazanılmış Hak” haline gelmiştir.
Bu haklar artık Güzellik Merkezleri açısından tamamen kişiselleşmiş, yaptıkları iş ve faaliyetlerle bütünleşmiştir. Zaten bunun aksi düşünülürse bugüne kadar tüm sağlık kurum ve kuruluşlarının yaptıkları işlerin yasadışı olması gerekirdi.
Bunun böyle olmadığını ve yıllardır süren bu faaliyetlerin Bakanlıkça ve yargı organlarınca da kabul edildiğini biliyoruz. Bunda hukuken hiçbir şüphe duyulmamalıdır. Saygılarımla ;
Av.Bülent Özer
www.bulentozer.av.tr