Nihayet uzun zamandır ayrılacağı konuşulan ve Bakan’la bir türlü yıldızı barışmayan İstanbul İl Sağlık Müdürü Uz. Dr.Mehmet Bakar bugün itibarıyla 19 Haziran 2009 Cuma günü mesai bitiminden sonra görevinden ayrıldı…Gelişi sessiz ve derindendi fakat gidişi biraz gürültülü ve buruk oldu…Olsun…
Tüm gelişlerde yaşandığı gibi tüm gitme eylemlerinde de pek çok anlamlar yaşanır. Bunlar ruhsal boyutta eylemin kendi içinde barındırdığı güçten köken alarak ruhsal tekamülümüzde bize artı değerler kazandırır. Müdürlük, müdür yardımcılığı bu bağlamda değerlendirildiğinde insana hakikaten büyük deneyimler kazandırır. Bu yüzden Gitmenin psikolojisi(1) bir kitap çalışması olmuştur…
Müdür beyin veda konuşması olan doyumlu, bilgilendirici, etkileyici ve duygulu konuşması alkışlarla sık sık bölündü…Alkışlamaktan bazı insanların elleri ısındı ve hatta terledi bile…Her ne kadar konuşmasına mütevazi başlasa da konuşmanın içinde yenilir yutulur olmayan erkekçe/mertçe pek çok ifadeler vardı…Zaten müdür beyin hem bunca yıl bu makamda kalmasını sağlayan ve hem de şimdi ayrılmasına neden olan bu orijinal tavır ve tarzıdır…
Özgür ve kendisine güvenen insanlar böyledirler…Konuşurlar veya yazarlar…Konuşanlar lider, yazanlar ise şair ruhludur…Şair ruhlu yazarlar bu ortamlarda uzun süre kalmaya katlanamazlar…Lider olanlar ise sanki böylesine ortamlarda mücadele edip çalışmak için yaratılmışlardır. Hekimlerin içinde bu tarz sıra dışı pek çok insan vardır…Hekimlerin lider ve şair olanları bazıları için hakikaten anlaşılması zor insan olabilirler…Bu tarz insanlardan hoşlanmayanlara saygı duymak gerekir…Hiç birimiz diğerini tam olarak benimsemek mecburiyetinde değilizdir…Her yiğidin ayrı bir yoğurt yeme tarzı vardır…Veda eden müdürümüz sıra dışı bir yiğitti…
Lider ve şair ruhlu olanlar kimsenin hizmetkarı olmazlar. Dr.Mehmet Bakar’da kimsenin hizmetkarı olmadı ve kimseden aman dilemedi…Sürekli konuştu ve kimseden korkmadığını defalarca gösterdi…Bu tavır maalesef siyasetle/politikacılarla uyuşmayan pek çok problemi içinde barındırır…Bürokrasiye uymaz…Bürokrasi ve siyaset ‘başkasına tutunma sendromu’(2) içinde olanları çok sever…Onlar kendilerine karşı hayır diyenlerden hoşlanmazlar…Kişilik sahibi insanlar ve makamlarının halsiyetini her şeyin üstünde tutanlar; onların adaletten uzak istekleri karşısında el pençe divan durmayı kabullenmezler…
Kim ne derse desin bunca yıl hizmet vermiş onurlu ve şerefli bir insanın ayrılışı böyle olmamalıydı. Buna sebep olanlar hatalıdırlar. Bu işin daha usturuplu bir şekilde yapılması gerekirdi...Kırmadan dökmeden incitmeden…İnsanoğlunun makamlarla olan ilişkisi tarihler boyunca hep sıkıntılı olmuştur…Bu makamlara bakıp özenenler çok ciddi hata içindedirler…Oralar sıkıntılara göğüs gerilen, uykusuz ve aileden uzak kalınan gecelerde sürekli çalışılan yerlerdir…Şerefli ve idealist insanlar ancak buralarda hizmet ederek mutlu olabilirler…Onlar için başka ciddi mutluluk kaynağı yoktur zaten…
Sağlık Bakanlığı’nın yapmakta olduğu ‘sağlıkta dönüşüm projesi’ en güçlü ve disiplinli şekilde İstanbul’da hayata geçirilmiş, bu başarıda olağan üstü çabalarıyla Dr.Mehmet Bakar’ın önemli katkıları olmuştur. Bunu kimse inkar edemez…Bir çok siyasetçi belki de evinde mışıl mışıl uyurken bu insanlar gece yarılarına kadar müdürlük makamında çalışmalarına devam ettiler…Uykusuz ve yorgun geceler geçirdiler…Ak Parti’nin İstanbul’da bu kadar çok başarılı olmasının altta yatan en önemli nedenlerinden birisi de sağlıkta yapılan bu hizmetlerdir…
Onun zamanında İstanbul kenti tarihinde hiç görmediği kadar ciddi sağlık yatırımları gördü. Hatta Cumhuriyet tarihinin en ciddi yatırımları bu dönemde hizmete girdi denilebilir. Bunları İstanbul’da yaşamakta olan halkımızda tüm açıklığıyla net olarak gördüler.…Bunların sayılması kolay değildir fakat kısaca bazı notları burada ifade etmek faydalı olacaktır.
Hastaneler modernleşti. Bilgisayarlı tomografiler, manyetik rezonans cihazları bir çok hastanede hizmete girdi. İnternet üzerinden randevu sistemi getirildi. Sağlık ocakları ciddi bir çalışma performansına ulaştılar. Bu dönem içinde sağlık ocağı sayısı 217 iken şimdi 520 oldu. 17 hastane bitirildi. 64 olan yoğun bakım yatak sayısı 414’e ulaştı. 22 olan yeni doğan yoğun bakım yatak sayısı 187’ye çıktı. Ambulans sayısı 17 iken şimdi 120 oldu ve Avrupa Birliği standardı olan yüz bin kişiye bir ambulans sayısı elde edildi…Tedavi olan hastaların poliklinik sayıları ciddi sayıda artış gösterdi. Yapılan ameliyatlar 6-7 kat arttı. Şu anda İstanbul’da pek çok devlet hastanesinde özellikle varoşlarda bulunan hastanelerde çocuklara ücretsiz sünnet yapılmaya başlandı…Tüm kurumlarda yaşlılara öncelik verildi.Sıra bekletilmeden hizmet almaya başlamaları sağlandı.
İstanbul İl Sağlık Müdürlüğünün disiplinli çalışmaları sayesinde organ bağışında rekor kırıldı. Aşılama oranlarında yüzde doksan beşlere varan iyileşme sağlandı. Gebliz gibi internet üzerinden gebe, loğusa, bebek takipleri başladı ve bu takipler sırasında pek çok yeni doğan hastalıkları tespit edildi. Evlere sokak sokak dolaşılarak ziyarete çıkıldı. Loğusalar ölümden kurtarıldı. Tüm bunlar gözle görülemeyen ama sonuçta dev hizmetler olarak tarihe geçti… Diğer hizmetleri ve başarıları saymak bırakın makale boyutunu neredeyse ayrı bir kitap konusu olacak kadar fazladır…Hangi birini yazalım?
İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü geçmiş tarihinde hiç bu kadar ciddi ve güçlü bir şekilde yönetilmedi. Birçok müdür yardımcısı bu yoğunluğa dayanamadı. Bu süreçte yoğunluğa dayanamayanlar maalesef yarı yolda döküldüler…Bazıları verimli olamadıkları için ayrılmak zorunda kaldılar. Müdürlükten ayrılan hemen hemen tüm müdür yardımcıları veda töreninde hazır bulundular. Bazıları eski müdürlerine kırgın olsalar da hiç birisi ona küsmediler…Zira herkes onun adaletli bir şekilde davrandığı konusunda asla bir şüpheye kapılmadı…
Başında bulunan müdürüyle adeta efsaneleşen bu hizmetler Sağlık Bakanımız Recep Akdağ’dan defalarca teşekkür almayı hak etmesine rağmen, Bakanımız İl Sağlık Müdürü Uz.Dr.Mehmet Bakar’a birazda kişisel anlaşmazlıklardan kaynaklanan mesafeli duruşuyla teşekkür etmeyi başaramadı…Oysa ki teşekkür etmek bir büyüklüktür…
Olsun…Onlarda zaten teşekkür almak için hizmet etmediklerini her defasında tekrarladılar…
Lider ruhlu hekimler veya yöneticiler teşekkür almak için çalışmazlar…Onlar gerçekten böyle davranmanın doğru ve gerekli olduğu düşüncesiyle çalışırlar.Samimi ve içten çalışmanın hizmet etmenin verdiği iç huzur onlara yeter..Onlar için bu durum ülkeye artı değer kazandırma çalışmasıdır…
Gelen gideni aratır…Atasözü bir kez daha gerçeğe yakın gibi duruyor…İnşallah biz yanılmış oluruz…Giden müdürümüz adaletinin keskinliği ve disiplini ile efsaneleşti…Gelen ise çok çalışmaya mecbur olduğunu bilerek gelmeli…Onun yanlış yapma lüksü de bulunmayacak…Zira müdür bey Haseki Hastanesi’ndeki odasından gelişmeleri takip edeceğini söyledi…Yapar mı? Yapar…Dediğini hep yaptı çünkü…Yapamadıkları için değil, yapmadıkları için gitti aslında…Boyun eğmediği için, dik durduğu için…Siyasetçilerin kendisinden olmasını istedikleri bir bürokrat olamadı…Olabilir di fakat o böyle bir bürokratlığı kendi nefsine ve personeline zulüm saydı…
O, mazoşitler tarafından değil iyi insanlar tarafından sevilen bir müdürdü…İyi insanlar onu iyi tanıdılar…Ve hep müdür olarak bu insanların yüreklerinin en kıdemli köşesinde kalmaya devam edecek…Kimseye makamlar kalıcı değildir…Yeni gelen müdüre de kalıcı olmayacak…Fakat yeni gelen müdürün, kendisini sevdirmek ve başarılı olmak için çok mücadele etmesi gerekecek…
Kim olursa olsun, Dr.Mehmet Bakar kadar çalışabileceğine, personelinin arkasında durabileceğine ve hizmet üretebileceğine inanmak istiyoruz….
(1) Gitmenin Psikolojisi, Rahmetli Eski Sağlık Müdür Yardımcısı Dr.Mehmet Zeki Kaplan’a ithaf edilerek yazılmış bir kitap, Dr.Recai Yahyaoğlu, Nesil Yayınları, 2. Baskı İstanbul
(2) “Başkasına Tutunma Sendromu”, Dr.Recai Yahyaoğlu’na ait bir makale….İnternet ortamında var…Okunması tavsiye edilir…
Dr.Recai Yahyaoğlu
www.tamtip.com