• BIST 9916.22
  • Altın 2962.961
  • Dolar 35.2472
  • Euro 36.7735
  • Ankara 6 °C
  • İstanbul 11 °C
  • Bursa 12 °C
  • Antalya 8 °C
  • İzmir 9 °C

Diyette Antep fıstığı ve insan sağlığına etkileri

Diyet Köşesi

Dünyada erkeklerde ve postmenopozal kadınlarda koroner kalp hastalıkları en sık görülen ölüm sebeplerindendir. Kardiyovasküler sistem hastalıklarının önemli nedenlerinden birisi de beslenme alışkanlığıdır. Bugün serum kolesterol düzeyleri yükseldikçe koroner arter hastalığı insidansının arttığı bilinmekte ve buna karşın çabalar kolesterol seviyelerinin düşürülmesi üzerine yoğunlaşmaktadır. Çeşitli besinler kolesterolü düşürmekte ve ateroskleroz kalp ve damar hastalıklarını önlemektedir. Son yıllarda yapılan çalışmalar sert kabuklu yemişlerin koroner kalp hastalığı için lipit risk faktörlerini hafifletici olumlu etkilerini kanıtlamaktadır. Antep fıstığının da kan lipit profili üzerine olumlu etkileri hakkında kanıtların olmasına rağmen, yapılan çalışmalar daha çok fındıkla ilişkilendirilmiştir. Ancak bunların kullanımı genel populasyonda kabul görmüş sağlıklı faydalarına rağmen henüz hiperlipidemili hastalarda standart tavsiyeler arasında değildir. Bu makalede 2009 yılında Gaziantep Üniversitesi Fizyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Cahit Bağcı ve arkadaşlarının yapmış olduğu çalışmadan ayrıntılı şekilde bahsedilmiş ve bu çalışmaya göre antep fıstığının kan lipit parametreler üzerindeki anlamlı olumlu etkilerinin yanı sıra daha önceki sert kabuklu meyve çalışmalrından farklı olarak kan glukoz değerlerindeki olumlu etkileri saptanmıştır.

Antepfıstığı (Pistacia vera) ilk olarak Etiler zamanında Anadolu’da bitki kültürüne alınmıştır. Efsaneye göre kraliçe Shaba’nın fıstığı, krallığın yiyeceği olarak açıkladığı halktan olanların onu yetiştirmesini ve tüketmesini yasakladığı söylenir. Daha o çağlarda kral sofralarına girmiş olması, antep fıstığının besleyici değerinin bilindiğini göstermektedir. İlk olarak Etiler’in yerleştiği Güney Anadolu’dan M.S. 1.yüzyılda (yy) Roma’ya, oradan Akdeniz Havzası’na götürülmüş ve oradan da İspanya, Kuzey Afrika, Sicilya, Güney Fransa’ya yayılmıştır. İran, Afganistan, Hindistan’da yabani türleri vardır. 19. yy’nin ikinci yarısında Amerika Birleşik Devletleri (ABD)’ne yayılmıştır. Antep fıstığının, dünya üzerindeki yayılışı ise Yakındoğu’da Anadolu-Irak, Kafkasya, İran’dır. Orta Asya’da Kuzeybatı Hindistan, Afganistan, Türkistan, Özbekistan, Akdeniz Havzası’dır. Uzakdoğu’da ise Kuzey Amerika’da yayılmıştır.

 

ANTEP FISTIĞININ İNSAN BESLENMESİNDEKİ ÖNEMİ 

Antep Fıstığı, dünyada yeni yeni tanınmaya başlayan önemli bir tarımsal üründür. İçerdiği besin bileşenleri, lezzeti ve artık ürünleri ile geniş bir kullanım alanı vardır. Türk mutfağında ve Yunan mutfağında sık sık rastladığımız Antep fıstığı protein, karbonhidrat ve yağ açısından oldukça zengin bir içeriğe sahiptir. Ayrıca antepfıstığının kavrulması, fıstıklarda afla toksin içeriğinin ortadan kaldırılması veya azaltılması için etkili bir fiziksel metot olup, Antep fıstığının kullanımını arttırmıştır. Antepfıstığı temel bileşenleri tablo 3’teki gibidir. (7)

 

Tablo3:Antep fıstığının besin bileşenleri

 

Antepfıstığı

Fındık

Ceviz

Sığır eti

Protein (gr)

19,3

12,6

14,8

13,6

Yağ (gr)

53,7

62,4

64,0

41,0

Karbonhidrat  (gr)

19,0

16,7

15,8

-

Krom (mg)

131,0

209,0

99,0

8.0

Fosfor (mg)

500,0

337,0

380,0

124,0

Demir  (mg)

7,30

3,4

3,1

2,0

Potasyum (mg)

972,0

704,0

450,0

355,0

Kalori (kkal)

597,0

634,0

651,0

428,0

 

Antepfıstığı, besin öğeleri bakımından sert kabuklu yemişlerden fındık ve ceviz ile karşılaştırıldığında;  protein açısından 19.3 gram ile en yüksek değere sahip olduğu, ayrıca sığır etinden daha fazla protein içerdiği tablo 3’te görülmektedir. Protein kalitesi açısından değerlendirdiğimizde; proteinden zengin hayvansal bir besin olan sığır etinin insan vücudunda sindirilebilirliği % 91-100 değerleri arasında iken, bitkisel kaynaklı bir besin olan antepfıstığının sindirilebilirliği  %69-90 değerlerine sahiptir.(8)

Antepfıstığı ve diğer sert kabuklu yemişlerin hem içerdikleri protein miktarı hem de protein kalitesi olarak düşünüldüğünde sağlıklı beslenme rehberlerinin oluşturulmasında kullanılan besin grupları içinde et vb. grubunda yer alması gerektiği beslenme otoriteleri tarafından ileri sürülmüştür. Özellikle Lakto-Ovo vejetaryenler (beslenmesinde hiçbir et ürününe yer vermeyen ancak hayvansal gıda olan süt, yumurta gibi besinleri tüketen vejetaryen tipi) için sert kabuklu meyvelerin, et, tavuk ve balık yerine kullanılabileceği belirtilmiştir. (9) Tablo 3'ten de görüldüğü üzere Antep fıstığı içerdiği 19,3/100gr proteinle grubunda en zengin proteine sahip olan sert kabuklu yemiştir. Dolayısıyla Lakto-Ovo vejetaryenlerin beslenmesinde mutlaka yer verilmelidir.

Antepfıstığı, insan ve hayvanların temel enerji kaynağı olan ve proteinlerin enerji kaynağı olarak kullanımını kısıtlayan karbonhidratlar açısından diğer sert kabuklu meyvelerle benzer oranda olup yaklaşık miktarı  15.5-19.0  / 100g  arasında değişmektedir. (10,11,12)

 Tablo 4. Antepfıstığının Yağ Asidi İçeriği

Palmitik asit

% 11.4.–25.3

Palmitoleik asid

% 0.71- 0.85

Stearik asit

% 1.2–2.5

Oleik asid

% 55.4–65.5

Linoleik asid

% 14.7–17.8

Linolenik asid (omega3)

% 0.89-0.93

 

Doymamış yağlar tekli (monoansatüre) ve çoklu (poliansatüre) yağlar olarak ikiye ayrılırlar.Tekli doymamış yağ asitleri insan vücudunda sentez edilebilir.Tekli doymamış yağların günlük kalori gereksiniminin maksimum % 15 ini, çoklu doymamış yağ asitlerinin ise maksimum % 10'unu karşılayacak şekilde alınması önerilmektedir.

Kavrulmuş Antep fıstığının tekli doymamış yağ asidi olan oleik asit ve çoklu doymamış yağ asidi olan linoleik asit (omega 6) içeriği yüksektir. (13)

Tablo 5. Antepfıstığı ve diğer sert kabuklu yemişlerin ve yağ asitleri örüntüsü (*)

 

Total yağ

(g)

Doymuş yağ (g)

Tekli

doymamış

yağ (TDY)(g)

Çoklu

doymamış yağ (ÇDY)(g)

Doymamış/

doymuş yağ

oranı

Badem(24 adet)

14.5

1.5

10

3.0

8.7

Fındık (12 adet)

18

1.0

15.0

2.0

17.0

Pistachios (47 adet)

14

2.0

8.0

4.0

6.0

Ceviz  (14 yarım)

18

2.0

5.0

11

8.0

Ortalama

17

2

10.1

4.7

6.2

(*) Kuru ve fırınlanmış ürünlerdeki değerlerdir.

 

ANTEPFISTIĞI VE VİTAMİNLER

Antepfıstığı, vitaminler açısından oldukça zengin bir içeriğe sahiptir. Antepfıstığı doyuruculuğu yüksek olan vitamin E açısından ceviz ve pikan fıstığından daha zengindir. Günlük A vitamini gereksinmesi minimum değeri 750 IU olmalıdır. 100 gr Antepfıstığı içerdiği A vitamini değeriyle bu gereksinmenin %15-30’nu karşılamaktadır. Ayrıca Antepfıstığı sığır etiyle karşılaştırıldığında B1 vitamini açısından 11 kat daha zengindir. Antepfıstığının vitamin değerleri tablo 6’daki gibidir. (10)

Tablo 6. Antepfıstığının Vitamin Değerleri (100gr)

E vitamini (tokoferol)

2.7-5.3 mg/100g

Vitamin A (retinol)

100-230 I.U.

B1 vitamini

0.67-0.80 mg/100g

B2 vitamini (riboflavin)

0.24 mg/100g

B6

1.4-1.5 mg/100g

  

ANTEPFISTIĞI VE MİNERALLER

Antepfıstığı, vücut için önemli bileşenler olan mineraller bakımından zengindir ve ortalama %2.2-2.6 oranında kül içerir. Gıdada kül içeriği mineral içeriği demektir. 100 gr Antep fıstığında ortalama 972mg potasyum (K), 500mg fosfor (P), eser miktarda da folat ve selenyum bulunur.(10) Minerallerde diş ve kemik yapısı açısından büyük öneme sahip olan kalsiyum, magnezyum, potasyum içeriği yüksek ve sodyumu az olan Antep fıstığının; kemik gelişimi ve sağlığı ile kan basıncının düzenlenmesinde büyük önemi vardır. (12)

 

ANTEP FISTIĞINDA FİTOKİMYASAL VE FLAVONOİD İÇERİĞİ

Flavonoidler (proantosiyanidinler) çeşitli sebze, meyve ve otlarda bulunan polifenol grubu doğal kimyasallardır (fitokimyasal). Doğada dört binden fazla flavonoid vardır. Bu flavonoidler antioksidandırlar. Karatenoidler de tıpkı flavonoidler gibi antioksidandırlar. (13)

Antep fıstığının fitokimyasal içeriği tablo 7’de ki gibidir.

 

Tablo 7. 100 g Antepfıstığının Fitokimyasal İçeriği (13,14)

KAROTENOİDLER

 

FLAVONOİDLER

 

Beta Karoten

23µg

Flavanoller

 

Lutein + Zeaksantin

362.03µg

Kateşin (C)

1.00mg

TOKOFEROLLER

 

Epikateşin (EC)

0.20mg

Gama Tokoferoller

6.36µg

Epigallokateşin (EGC)

0.60mg

STİLBENLER

 

Epigallokateşin galat (EGCG)

0.10mg

Resveratrol

39.84µg

Flavonoller

 

FİTOSTEROLLER

 

Kuersetin

0.40mg

Toplam Fitosteroller

61mg

Antosiyandinler

 

Stigmasterol

1.00mg

Siyanidin

2.10mg

Kompesterol

3.00mg

Proantosiyanidinler

67.30mg

Beta-sitosterol

56.00-58.13mg

 

 

 

Batı toplumları sitosterol, campesterol ve stigmasterol gibi çok az bitki sterolleri tüketmektedir. (günlük ortalama 250 mg.) Akdeniz populasyonu günlük 2.5–3 gr bitki sterolleri almaktadır ancak emilim günlük 5-10 miligramdır. Günlük 2 gr üzerinde fitosterol ya da fitostenol alınması, bağırsaklardan kolesterol emilimini ve plazma, kolesterol düzeyini %10 oranında azaltır. Malabsorbsiyona neden olmadan ve HDL de minimal bir değişiklik yaparak LDL kolesterol düzeyini %10-15 azaltır. (15) 

Ulusal Kolesterol Eğitim Programı'nın (UKEP) yayınlamış olduğu üçüncü raporunda (ATP III) HDL-K düşüklüğüne dikkat çekilmiştir. (16) UKEP ATP III' e gore LDL kolesterol düzeylerine göre tedavinin planlanması Tablo 8’de belirtilmiştir.

 

Tablo 8. LDL Kolesterol Düzeylerine Göre Tedavinin Planlanması (16)

HASTANIN DURUMU

DİYET TEDAVİSİNİN BAŞLANMASI

İLAÇ TEDAVİSİNİN BAŞLANMASI

LDL HEDEFİ

Koroner arter hastalığı veya diğer ateroskleroz rahatsızlıkların mevcut durumu (periferik arter hastalığı, abdominal aort anevrizması, diyabetes mellitus)

  

  

     LDL>100mg/dl

 

   

     LDL>130mg/dl

 

    

     LDL<100mg/dl

Koroner arter hastalığı yok ancak 2 risk faktörü var ise

 

 LDL>130mg/dl

 

 LDL>160mg/dl

 

 LDL<130mg/dl

Koroner arter hastalığı yok ve 2'den az risk faktörü var ise

 

 LDL>160mg/dl

 

 LDL>190mg/dl

 

 LDL<160mg/dl

Oldukça düşük riskli kişiler

LDL>160mg/dl

LDL>220mg/dl

LDL<160mg/dl

 

·       Fizik aktivitenin artırılması: Egzersiz yapan bireylerde HDL-K'ün egzersiz yapmayanlara (sedanter bireylere) göre en az %20 daha fazla olduğu saptanmıştır.

·       Kilo verilmesi: Framingham çalışmasında beden kitle indeksi (BKi) 30'un üzerinde olan erkeklerin yaklaşık %25'inde HDL-K 35 mg/dl'den düşük saptanmıştır. Kadınlarda da benzer bir eğilim olmasına rağmen bu kadar net bir veri saptanamamıştır. BKi 30'un üzerinde olan kadınların yalnızca %7'sinde HDL-K 35 mg/dl'nin altında saptanmıştır.(17) Burada dikkate alınması gereken asıl nokta obez popülasyonda insülin rezistansının sık görülebildiği ve bu durumun HDL-K fraksiyonu üzerine olumsuz etkilerinin olabileceğidir. 70 çalışmanın metaanalizinde her 4-5 kg'lık ağırlık azalımında  HDL-K'de 2 mg/dl artış, LDL-K'de 4 mg/dl azalma olduğu saptanmıştır.(18)

·       Sigaranın bırakılması: Düzenli sigara kullanımı erkek bireylerde HDL-K'de 4 mg/dl, kadın bireylerde ise 6 mg/dl düşmeye neden olmaktadır. Bireyin tükettiği sigara sayısı ile HDL-K düzeyleri arasında anlamlı ters ilişki mevcuttur. Sigara kullanımı bırakıldıktan 1 yıl sonra HDL-K düzeyleri sigara tüketmemiş bireylerle benzer ölçülerde saptanabilmektedir. (19)Yüksek riskli lipid parametrelerine sahip çocuklarda pasif sigara içiminin lipoprotein düzeyleri üzerine etkisinin araştırıldığı bir çalışmada evde sigara içen ebeveynlerin çocuklarında ortalama HDL-K düzeylerinin, sigara dumanına maruz kalmayan çocuklara oranla anlamlı ölçüde düşük olduğu saptanmıştır .(20)

·       Diyet: Sağlıklı diyet olarak belirlenen yağ oranı düşük diyetler, paradoks olarak HDL-K'de düşmeye yol açmaktadır. UKEP I ve II basamak diyetinin lipoprotein düzeylerine etkisinin araştırıldığı 37 çalışmanın metaanalizinde I ve II basamak diyet uygulaması ile total kolesterol, LDL-K ve trigliserit düzeylerinde belirgin bir düşme yaşanırken, HDL-K düzeyinde I. basamak diyet ile %1.5' lik anlamlı olmayan, ancak II. basamak diyet ile %7'lik anlamlı düşme olduğu görülmüştü (21). Diyet uygulamasına egzersiz eklendiğinde ise  trigliserit düzeylerindeki düşme kendini daha çok göstermekte ve HDL-K'deki düşme önlenmektedir. Genellikle diyetteki yağ oranı düşük tutulduğunda mecburi olarak diyetteki karbonhidrat oranı yani dolayısıyla karbonhidrat tüketimi artırılmaktadır. Burdan da anlaşılacağı gibi bu durumda HDL-K düzeyini en olumsuz etkileyen faktörün basit karbonhidratlar olduğu saptanmıştır. Buna karşılık diyetteki karbonhidrat oranı düşük tutulup tekli doymamış yağ asidi oranının artırılması HDL-K'u olumsuz etkilememektedir. Dolayısı ile HDL-K' u düşük ve trigliserit düzeyi yüksek olan olgularda:

·         Total yağ oranı total kalorinin %30'u olacak şekilde,

·         Tekli doymamış yağlardan zengin,

·         Karbonhidrat oranı düşük modifiye bir diyet uygulanması yararlı olacaktır.

Yapılan bazı araştırmalarda yağ oranı düşük diyet ile normal HDL-K düzeyine sahip olgularda HDL-K düzeyinde anlamlı düşme olurken, düşük HDL-K düzeyine sahip olgularda HDL-K' deki düşmenin minimal olduğu görülmüştür (22).

 

ANTEPFISTIĞI İLE KORONER ARTER HASTALIĞI 

Epidemiyolojik ve klinik çalışmalar, ara öğünlerde tüketilen sert kabuklu meyveleri,  yağlı imajından kurtararak kalp sağlığını koruyucu hale getirmiştir (23,24). 2001 Ulusal Kolesterol Eğitim Programı kardiyovasküler hastalık (KVH) riskini azaltmak için “tedavi edici hayat tarzı değişikliği” yaklaşımını önermiştir (25). Hayat tarzı değişikliğini öneren bu yaklaşım şöyledir:

·       Doymuş yağ asitleri ve trans yağ asitleri (total kalorinin %7’si) ve kolesterol alımının azaltılması (günde 200 mg’dan az).

·       Total yağı, kalorinin %25-35 oranında tutarak doymuş yağ asitlerinin ve trans yağ asitlerinin önerilen miktarda azaltılması ve tekli doymamış yağ asitlerinin (total kalorinin %20’sinden fazla) ve çoklu doymamış yağ asitlerinin (total kalorinin %10’undan fazla) arttırılması.

·       Karbonhidrat alımının (total kalorinin %50-60’ı) tam tahıllar, meyve ve sebzeler vb. kompleks karbonhidratlı kaynaklardan sağlanması. Diyet posasının 20-30 gram/gün alınması önerilir. Diyet posasının, LDL-Kolesterolü %3-10 oranında azalttığı belirlenmiştir. Amerikan Kalp Birliği, total diyet posasının 25-30 g/gün alınmasını önermektedir.

Bu şekilde amaç; hafif şişman ve şişman kişilerin kilo vermesi, yağ ve yağ olmayan risk faktörlerini değiştirerek, LDL ‘deki azalmayı sağlamaları ve LDL’yi düşüren diğer tedavi edici faktör, bitki stenol/sterollerinin (2 gram/gün) ve çözünebilir posanın (10-25 gram/gün) artırılmasıdır. Çözünebilir posa, total kolesterol ve LDL-kolesterolü yaklaşık 0.13 mmol düşürmektedir (26). 

Öte yandan antep fıstığının da kalp koruyucu etkileri çalışmalarla açığa çıkarılmıştır (27). Sert kabuklu meyveler, yüksek oranda yağ içermelerine rağmen bu yağın tekli ve çoklu doymamış yağ asidi içermesi nedeniyle kronik dejeneratif hastalıklardan koruma özelliği ve kardiyovasküler hastalıklara bağlı ani ölüm ve morbidite oranlarını azaltmaktadır. Ayrıca  antiinflamatuar, antitrombotik, antiaritmik, hipolipidemik ve vazodilatör gibi özelliklere sahip olmaları nedeniyle oldukça yararlı etkileri vardır. Yararlı sert kabuklu meyveler; badem, brezilya fıstığı, yer fıstığı, ceviz, pistachios (Antep fıstığı) ve pecan (cevizin    Güney Amerika’da yetişen bir türü) dır. Antep fıstığında yüksek oranda omega-3 linoleik asidin bulunması KVH’lar adına yararlı etkisini artırır (9,28). Yer fıstığı, ceviz ve bademle yapılan çok sayıda çalışmada LDL-K'de anlamlı düşmeler ve total kolesterol/HDL kolesterol oranında azalmalar olduğu saptanmıştır (Tablo 9).

 

Tablo 9. Diyetin LDL düşürülmesindeki etkisi (29)

 

Diyet Bileşeni

Diyetteki Değişiklik

LDL Azalması

Doymuş yağ

< %7 kcal

%8-10

Kolesterol

<200 mg/gün

%3-5

Kilo kaybı

0.5 kg kayıp

%5-8

Çözünebilir posa

5-10 g/gün

%3-5

Sterol/stenol esterleri

2 g/gün

%6-15

Toplam

 

%20-30

 

Sert kabuklu meyve tüketiminin, kan glikozunu düzenleyerek, hiperglisemi gelişimini önlediği ve tip 2 diyabet hastalığının oluşmasını da önlediği ileri sürülmüştür (26).  

Diyette alınan antepfıstığı tüketimi ile doymuş yağların yerini doymamış yağlar aldığından mevcut Amerikan Kalp Birliğinin ilkeleri ile uyumludur . Ve HDL Kolesterolü arttırma özelliğiyle de total yağ alımını daha serbest hale getirmektedir. Amerikan Kalp Birliği’nin, besine dayalı diyet önerileri, 4 ana hedeften oluşur: 

1. Bütün besin gruplarını içeren sağlıklı bir beslenme modelini benimsemek,

2. Sağlıklı vücut ağırlığına ulaşmak,

3. İstenilen kan kolesterolü ve lipoprotein profilini sağlamak,

4. İstenilen kan basıncına ulaşmak. 

Vejetaryenler; kolon, prostat kanserleri ve kalp hastalıkları açısından düşük risk grubundadırlar. Bu durum vejetaryenlerin beslenmesinde etin yer almaması, öte yandan posa, mineral, antioksidan içeriği zengin olan sebze, meyve, tahıl ve sert kabuklu meyvelerin diyetlerinde yüksek oranda yer almasından kaynaklanmaktadır. 

Kanser ile ilgili yapılan çalışmalar, kalp hastalıklarında risk faktörü olan kolesterol gibi önemli bir kanser tanımlayıcısı (markerı) henüz belirleyemedi (9,30). Antep fıstığı total antioksidanlar yönünden zengindir ve ortalama değerleri 1.3 mmol/100gr’dır. Fıstığın yaygın bir tüketim türü olan fıstık ezmesi, fıstığın içerdiği total antioksidanların yaklaşık dörtte birini içerir. Kabuk içermeyen fıstıklar, kabuklu fıstıkların içerdiği antioksidanların %50’sinden daha az antioksidan içerirler. Ayrıca sadece iç şeklinde satın alınan Brezilya fıstığı ve Antep fıstığı ise kabuklu satın alınanlara nazaran çok daha az antioksidan içerir. Fıstık antioksidanlarının önemli bir kısmı kabukda (pelikül) yer alır ve dış kabuğu açılmadan saklanan fıstıklar, kabuğu kırılıp iç şeklinde saklanan fıstıklara kıyasla daha fazla antioksidan içerirler.(31,32) 

Sert kabuklu yiyecekler fonksiyonel besin kapsamındadır. Genel olarak Antep fıstığının yüksek antioksidan değerlerine sahip olması özelliğinden dolayı diğer antioksidan oranı yüksek bitkisel besinlerde olduğu gibi Antep fıstığının da kanserden koruyucu bir etkisi olabilir.(33) Ki zaten diyetle alınan doymamış yağ asitlerinin kansere karşı koruyucu etkilerinin olabileceği yapılan çalışmalarda belirtilmiştir.(34) Antep fıstığı E vitamininden zengin olup, doygunluk hissi oluşturur. Dolayısıyla Lakto-Ovo vejetaryenler için hem bu yönüyle hem de antep fıstığının yüksek oranda içerdiği bitkisel protein sebebiyle de et, tavuk ve balık yerine kullanılabileceği belirtilmiştir.(9)

Kardiyovasküler açısından değerlendirdiğimizde sonuç olarak: 

Antep fıstığının içerdiği bitkisel protein, doymamış yağ asitleri, antioksidan flavonoidler ve posa nedeniyle, tokluk kan şekerinin yükselmesini önlediği, karbonhidrat toleransını düzelttiği ve diyabetik komplikasyonları önlediği yapılan çalışmalarda belirtilmiştir.(35) Kadınlarda sık sert kabuklu meyve tüketiminin safra taşı riskini de azalttığı belirtilmiştir.(36) 

Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim dalı ile Kardiyoloji Anabilim Dalının ortak bir çalışmasıyla, 33 sağlıklı Gaziantep Polis Meslek Yüksek Okulu öğrencilerinde yapılan bir çalışmada bu öğrencilere günlük diyetlerindeki kalori alımının %20’si Antep fıstığından karşılanacak şekilde yaklaşık 3000 kalorilik diyet, araştırmacı diyetisyenler tarafından uygulanmıştır.  Ve önceden kavrulmuş paketlenmiş tuzsuz antepfıstığı (100 gr) çerez olarak 4 hafta boyunca besin tüketimine eklenmiştir.

Bu öğrencilerin bu çalışma süresince Akdeniz diyetine benzer bir diyetle beslenmesi sağlanarak bu dönemde uygulanan diyetlerin birleşimi % 12-15 protein, % 55-60’ı karbonhidrat ve %25-30 birleşimi yağ olarak düzenlenmiştir. Ancak diyete Antep fıstığının eklenmesi ile artan yağ miktarı nedeniyle artan enerji (kalori) diyetin karbonhidrat miktarında % 5- 10 oranında azaltılması ile dengelenmiştir. Akdeniz tipi diyet doğal gıda kaynaklarından oluşmaktadır.

Antep fıstığı diyeti Akdeniz tipi diyete benzemektedir ancak, antep fıstığı kısmen MUFA ile zengin ürünlerle yer değiştirilerek denge sağlanmıştır.

Çalışma periyodu boyunca; yemekler bir diyetisyen denetiminde hazırlanmış ve kişisel yemeklerin tamamının alınması sağlanmıştır. Katılımcıların kahvaltıları, öğle yemekleri ve akşam yemekleri aynı yerden sağlanmış, artan yemekler toplanmış ve diyetisyen tarafından tartılarak, diyete uyum kontrol edilmiştir. Araştırma boyunca çalışma protokolünde görülen herhangi bir sapma kaydedilmiş ve yeniden gözden geçirilmiştir.      

Endotelyal fonksiyon, kan örneği toplama, vücut ağırlığı ve kan basıncı ölçümleri;

üÇalışmanın 1.günü

ü4 haftalık kontrol diyetinden sonra

ü4 haftalık Antep fıstığı diyetinden sonra olmak üzere 3 kez gerçekleştirilmiştir.

Bireylerin okul programları ve aktiviteleri eğitim yılının başında planladığı için çalışma periyodu içinde günlük aktivitelerde değişiklik olmamıştır.
 

33 katılımcı ile başlayan çalışma katılımcılardan birinin ürolojik bir operasyon geçirmesi sebebiyle 32 kişi (yaş ortalaması 22, yaşları 21-24 arası değişen) ile tamamlanmıştır. Katılımcıların her diyet sonundaki vücut ağırlığı (Tablo 10), kan basıncı, glikoz ve lipit parametreleri Tablo 11 ve Tablo 12’de görülmektedir. Katılımcıların vücut ağırlığı ve kan basıncı çalışma boyunca değişmemiştir. Kontrol diyetine kıyasla antepfıstığı diyeti glikoz düzeyinde önemli bir azalmaya sebep olmuştur (p<0.001, -8.8± %8.5). Antepfıstığı LDL ‘de (p<0.001, -23.2± %11.9), TK’de (P<0.001-21.2±%9.9) ve TG ‘de önemli bir düşüşe sebep olmuştur (p=0.008,-13.8±%33.8) ve kontrol diyetine kıyasla HDL’de önemli bir değişikliğe sebep olmamıştır (p=0.0069, -3.1±% 11.7) (30). 

Tablo 10. Başlangıçta ve her diyetin sonundaki vücut ağırlığı parametreleri

Parametreler

Başlangıç

Kontrol Diyeti

Antepfıstığı Diyeti

p

Ağırlık(kg)

69.3± 4.9

69.7± 5.0

69.5± 5.1

0.1

 

Tablo11. Başlangıçta ve her diyetin sonundaki kan basıncı parametreleri

Parametreler

Başlangıç

Kontrol Diyeti

Antepfıstığı Diyeti

p

Sistolik Basınç

(mmhg)

117± 8

119± 8

117± 6

0.1

Diastolik

Basınç (mmhg)

73± 8

74± 7

73± 7

0.1

 

Tablo 12. Başlangıçta ve her diyetin sonundaki glikoz ve lipit parametreleri

Parametreler

Başlangıç

Kontrol Diyeti

Antepfıstığı Diyeti

p

Glukoz (mg/dl)

91± 8

92± 8

84± 6

0.001

HDL (mg/dl)

43.3± 9.7

43.5± 9.2

41.7± 7.38

0.069

LDL (mg/dl)

142.0± 37.4

124.5± 24.5

95.0± 23.2

0.001

TK (mg/dl)

199.6± 41.8

190.7± 30.1

149.4± 26.5

0.001

TK/HDL

4.86± 1.0

4.40± 0.8

3.78± 0.7

0.001

LDL/HDL

3.39± 0.9

2.88± 0.7

2.30± 0.6

0.001

TG, (mg/dl)

91.2± 39.7

112.1± 45.5

91.1± 38.1

0.008

 

6. SONUÇLAR VE ÖNERİLER

Anlaşıldığı gibi antepfıstığı yüksek oranda doymamış yağ asidi içermektedir. Doymuş yağların yerine hipolipidemik diyetlerde antepfıstığı ve diğer sert kabuklu yemişler alternatif bir yiyecek olabilir. 

Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı Başkanı Cahit Bağcı ve kendisinin öğrencisi olan Uzm. Dr. Yasemin Baltacı’nın uzmanlık tezi için birlikte yürüttükleri yukarda bahsetmiş olduğum çalışmalarında; total kolesterol ve LDL’ deki düşüş, yüksek oranda tekli doymamış yağ asidi içeriği nedeniyle olabilceği düşünülerek ve dolayısıyla yüksek plazma total kolesterolü ve yüksek LDL’ si olan kişilerde fıstığın kolesterol düşürme potansiyeline katkıda bulunabileceği vurgulanmıştır.

Fındık, ceviz, badem, yer fıstığı gibi sert kabuklu meyvelerin kalp hastalıkları, kan basıncı düzeyi, diyabet, safra taşı oluşumu ve kansere karşı koruyucu etkisi olduğu yapılan araştırmalarla kanıtlanmıştır. Ülkemizdeki kadınlar ve çocuklarda önemli bir problem olan aneminin önlenmesinde, osteoporozun korunmasında; zengin demir, B vitaminleri ve kalsiyum içeriği ile antepfıstığı, güzel bir seçim olabilir ve sağlıklı beslenmenin bir parçası olarak tüketilebilir. Çocuklar, gençler ve yetişkinlerin günde bir avuç (100 gram) antepfıstığı tüketmeleri sağlıklarına olumlu katkı yapacaktır. 

Bağcı ve arkadaşlarının yaptıkları çalışmanın en ilginç sonucu antepfıstığı diyeti ile kan glikoz değerlerinin önemli bir düşüş göstermesidir ve bu sebeple de diğer antepfıstığı çalışmalarından farklı bir sonuç elde edilmiştir. 

Sonuç olarak; Antepfıstığının da insan sağlığına etkileri açısından diğer sert kabuklu yemiş türleriyle yapılmış olan önceki çalışmalarla aynı doğrultuda özelliklere sahip olduğu görülmektedir.  Dolayısıyla fıstık belki de kardiyovasküler sistem hastalığı riski olanlarda ve diyabet hastalığında en etkili favori diyet olabilir. Ayrıca antep fıstığı diyette tüketilebilirlik açısından da oldukça zengin alana sahiptir. Sütlü tatlıların üzerinde toz halinde tüketilebilir olması hem lezzet açısından hem de tüketiminin kolaylığı açısından büyük avantajdır.

Dyt. Seda GÜLER

 

KAYNAKLAR

1) Kashaninejad M, Mortazavi A, Safekordi A, Tabil LG. Some physical properties of pistachio (Pistacia Vera) nut and its kernel. Journal of Food Engineering (2005).

2) Özçağıran RA, Ünal E, Özeker M. İsfendiyaroğlu. Ilıman İklim Meyve Türleri: Sert Kabuklu Meyveler, Ege Üniversitesi Basımevi, Bornova-İzmir

3) http://tubitak.gov.tr/togtag. Ilıman İklim Meyve Türleri: Yumuşak Çekirdekli Meyveler web.adu.edu.tr/akademik/zdalkilic/dersler.

4) Food and Agriculture Organization of the United Nations 2010, http://faostat.fao.org

5) http://www.ibp.gov.tr/pg/sektorpdf/tarim/antep_fistigi_2012.pdf)

6) TC calculations based on UN COMTRADE statistics

7) Gaziantep Tarım İl Müdürlüğü İstatistikleri Gaziantep 1997.

8) Prof. Dr. Ayşe Baysal Beslenme Kitabı, Hatimoğlu Basın ve Yayın San. Tic. Ltd. Şti.

9) Prof. Dr. Emel Alphan Sert Kabuklu Meyvelerin Sağlığa Etkileri Diyabet Yıllığı

10) Aslan M, Orhan I, Sener B. Comparison of the seed oils of Pistacia vera L. of different origins with respect to fatty acids. J Food Science and Technology.

11) Agar IT, Kaska N, Kafkas S. Effect of different ecologies on the fat content and fatty acid composition of different Pistacia vera varieties grown in different parts of Turkey. Acta Hortic.

12) Satil, N Azcan. Baser Fatty acıd composıtıon of pıstachıo nuts ın turkey chemistry of natural compounds.

13) Tokuşoğlu Ö, Alakır i. Quality Characteristics, ,B-sitosterole and Fatty Acid Profiles of Turkish Pictachios (Pistacia vera L.) Grasasy Aceties In Pre.

14) USDA Ulusal Nutrient Veri Tabanı; http://www.nal.usda.gov/fnic/cgi-bin/nut_search.pl

15) Simons LA. Diet and blood cholesterol. Role of Plant Sterol-Enriched Spreads. Curr Therapeutics.

16) National Cholesterol Education Program, National Heart Lung and Blood Institute, National Institute of Health, NIH Publication. 2001;01:3670-76.

17) Lamon-Fava S, Wilson WF, Scaefer E. Impact of body mass index on coronary heart disease risk factors in men and women: The Framingham OffspringStudy. Arterioscler ThromVasc Biol. 1996;16:1509-1515.

18) Dattilo AM, Kris-Etherhan PM. Effects of weight reduction on blood lipids and

lipoproteins: a metaanalysis. Am J Clin Nutr. 1992;56:320-328.

19) Nergis Domaniç lipit gündemi postprandial lipemi. Türkiye kardiyoloji derneği Ocak

2002.

20) Neufeld EJ, Mietus SM, Beiser AS, Baker AL, Newburger JW. Smoking and reduced HDL-C levels in children with high risk profiles. Circulation. 1997;96:1403-1407.

21) Yu-Poth S, Zhao G, Etherton T, Naglak M, Jonnalagadda S, Kris-Etherton PM. Effects of the National Cholesterol Education Program's step I and stepII dietary intervention programs on cardiovascular disease risk factors: a meta-analysis. Am J Clin Nutr. 1999;69:632-46.

22) Asztalos B, Lefevre M, Wong L, Foster TA, Tulley R, Windhauser M. et al. Differantial response to low-fat diet between low and normal HDL-cholesterol subjects. J Lipid Res. 2000;41:321-328.

23) Fraser GE, Sabate J, Beeson WL, Strahan TM. A possible protective effect of nut consumption on risk of coronary heart disease: the Adventist Health Study. Arch Intern Med.

24) Alper CM, Mattes RD. Peanut consumption improves indices of cardiovascular disease risk in healthy adults. Journal of the American College of Nutrition.

25) LSRO Report: The Scientific Evidence for a Beneficial Health Relationship Between Walnuts and Coronary Heart Disease. Journal Nutrition.

26) Sabate J, Haddad E, Tansman JS, Jambazien P, Rajaron S. Serum lipid response to the graduated enrichment of a step I diet with almond: a randomizefeeding trial.

27) Jiang R, Manson JE, Stampfer MJ, Liu S, Willett WC, Hu FB. Nut and Peanut Butter Consumption and Risk of Type 2 Diabetes in Women. JAMA.

28) Tim Byers The role of epidemiology in developing nutritional recommendations: past, present, and future. Am J Clin Nutr.

29) Charles H Halsted. Dietary supplements and functional foods: 2 sides of a coin? Am J Clin Nutr.

30) Functional Foods Fact Sheet: Antioxidants. Check out the IFIC Foundation website for other International Food Information Council Foundationwww.interpharmaeg.com/pdf/selenium_macular_diseases/macular%20diseases%20and%20antioxidants.

31) Frison-Norrie & Sporns P. Identification and quantification of flavonol glycosides in almond seedcoats using MALDI-TOF MS. J Afric Food Chem.

32) Diyete Antepfıstığı Eklenmesinin Lipit Parametreleri, Oksidan-Antioksidan Sistem Ve Endotel Fonksiyonları Üzerine Etkisi-Uzmanlık Tezi Dr. Yasemin Baltacı Fizyoloji Anabilim Dalı. Tez Danışmanı Cahit Bağcı.

33) Larsson SC, Kumlin M, Ingelman-Sundberg M, Wolk A. Dietary long-chain n_3 fatty acids for the prevention of cancer: a review of potential mechanisms. Am J Clin Nutr.

34) Kepekçi Y, Boğa C, Yılmaz M. Diabetes Mellitus’ta antep fıstığına karşı kan glikoz cevabının glisemik indeks ile araştırılması. Beslenme ve Diyet Dergisi.

35) Tsai CJ, Leitzmann MF, Hu FB, Willett WC, Giovannucci EL. Frequent nut consumption and decreased risk of cholecystectomy in women. AmJ Clin Nutr.

36) 197-Wu X, Beecher GR, Holden JM, Haytowitz DB, Gebhardt SE & Prior RL Lipophilic and hydrophilic antioxidant capacities of common foods in the United States. J Agric Food Chem.

 

 

Bu yazı toplam 67648 defa okunmuştur.
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
Tüm Hakları Saklıdır © 2006 Sağlık Aktüel | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : (0216) 606 17 18 - (0224) 334 1 335 | Faks : (0216) 606 17 19 | Haber Yazılımı: CM Bilişim