7. Akılcı Bir Sağlık Sisteminde, Üniversite Hastaneleri
Ne Durumda Olurdu ?
Şu anda, ülkemizdeki üniversite hastanelerinin çoğunluğu borç batağında, bazıları fiilen iflas etmiş durumdadır.
Halbuki üniversite hastaneleri, bundan 7-8 yıl öncesine kadar, fazla ekonomik sorunu olmayan bilimsel olarak itibarlı ve sağlık sisteminde en ileri halkada yer alan hastaneler durumundaydı.
Şimdi ise, giderek bu konumlarını kaybetmekteler. Ekonomik çıkmaz, ellerini kollarını bağlıyor. Birçok işlemi yapamaz hale geliyorlar. Giderek düz hastaneler durumuna dönüşüyorlar. Bu ortam, kaliteli kadroların ayrılmasına neden oluyor. Son olarak, KHK ile getirilen düzenlemeler, bu süreci daha da anlamsız hale getirmiş durumdadır.
Üniversite hastanelerinin bu duruma getirilişinin nedenlerinden birisi, fiyat politikasında özgürlüklerinin ellerinden alınışıdır. Ve düz hastanelerle bir tutuluşlarıdır. Halbuki, üniversite hastaneleri özellikli ve her yerde yapılmayan işlemleri yapmaktadırlar ve bu işlemlerin bedelleri, rutin işlemlerden farklıdır. Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) fiyatları, bu özellikli işlemlerin bedellerini yansıtmaktan oldukça uzaktır, ya da bu tür işlemler, SUT fiyatlarında yer almamaktadırlar. Üniversitelerin, bu tür özellikli işlem bedellerini farklı olarak tayin edebilmelerine ve bir fark alabilmelerine olanak tanınsaydı, bugün borç batağında ve iflas sınırında olmazlardı.
Üniversitelerde kan kaybına yol açan diğer faktörlerden birisi de, hekimlerle ve öğretim üyeleriyle uzlaşmazlık ve kavga politikasıdır. Yürütülen sağlık politikasında, üniversite öğretim üyeleri ile, eğitim hastanelerindeki şefler hasım gibi algılanmakta, ve hizaya getirilmeleri gerektiğine inanılmaktadır. Bu uzlaşmazlık ve kavga politikası, onların tüm faaliyetlerini sınırlama ve neredeyse, durdurma noktasına getiren yasa ve yönetmelikler çıkarılmasına neden olmuştur. Türkiye’ nin en deneyimli ve birikimli kadrolarından bir kısmı, bu huzursuzluk ve yıldırma ortamından rahatsız olarak, ayrılma yolunu seçmektedirler.
Halbuki, üniversitelerin fiyat politikalarında, onlara tanınacak belirli bir özgürlük, ve kadroları yönünden de hekimlere tanınacak, isteyenlerin belirli süreli üniversiteye, belirli sürede başka kuruluşlarda çalışmalarına olanak tanıyacak düzenleme, onları bugün çok daha az sorunlu, çok daha huzurlu ve ekonomik olarak da, ayakları üzerinde duran bir konuma getirebilirdi.
04.10.2011
Doç. Dr. Paşa Göktaş
e-mail: [email protected]