6 Ocak 2011 Tarihli Ayakta Teşhis ve Tedavi Yönetmeliği :
UYGULANABİLİR OLMAKTAN UZAKTIR, ACİLEN DÜZELTİLMELİDİR
Bilindiği üzere, Sağlık Bakanlığı tarafından, 6 Ocak 2011 tarihinde Ayakta Teşhis ve Tedavi Yönetmeliğinde değişiklikler yayınlandı. Bu değişiklikle, laboratuvar ve radyoloji hizmetleri de planlama kapsamına alındı.
Uyum süresi olarak da, kuruluşlara yalnızca iki ay, 6 Mart 2011’ e kadar süre tanındı.
YÖNETMELİĞİN DOĞURDUĞU PROBLEMLER
1. Uygulanabilir Olmaktan Uzak
Sahadaki gerçek durumu göz önüne almıyor ve yansıtmıyor. Maalesef masa başında hazırlanmış, pratikten kopuk bir yönetmelik niteliğinde.
2. Sorun Çözmüyor, Sorun Oluşturuyor
Laboratuvar ve radyoloji alanında, zaten kendiliğinden, piyasanın arz- talep kuralı çerçevesinde bir düzenleme olmuştu. Bu süreç içinde, bu nitelikteki kuruluşların neredeyse % 95’ i kendiliğinden elimine olmuş durumdaydı. Gerçekte, bu alanda bir planlama gereği görünmüyordu. Daha doğrusu, ortada planlanacak kuruluş kalmamış durumdadır.
Halen var olan ve can çekişen kuruluşlar da, getirilen zorlamalarla tam bir çıkmaza sürüklenmiş durumdadırlar.
3. Kurumlar Bazında Çifte Standart Oluşturuyor
Halen ülkemizde yüzlerce devlet hastanesi, hiç laboratuvar uzmanı istihdam etmeden, herbiri oldukça geniş kapsamda laboratuvar testlerini yapıyorlar. Genellikle teknisyenler tarafından. Aile sağlığı merkezlerinin, giderek çeşitlenen oranda laboratuvar testleri yapmaya başladıkları gözlerden kaçmıyor. Tıp merkezleri ve poliklinikler, bir sözleşmeyle uzmansız olarak birçok testi yapıyorlar.
Bunların hiçbirinin hukuki ve bilimsel dayanağı bulunmuyor. Çünkü uzman sorumluluğu bulunmadan bu faaliyetleri gerçekleştiriyorlar.
Durum böyle olduğu halde, bağımsız olarak açılmış laboratuvarlara en az 8 saat, yani tam gün uzman bulundurma zorunluluğu getiriliyor.
Yani, kuruluşlar arasında tam bir çifte standart ve haksızlık oluşturuluyor.
4. Uzmanlar Yönünden Çifte Standart Oluşuyor
Bir hastane ya da tıp merkezi gibi çok sayıda hekimin birlikte çalıştığı kuruluşlarda bir mesul müdür ve diğerleri sorumlu uzman oluyor. Yalnızca mesul müdür ikinci bir yerde çalışamıyor. Diğer uzmanlar ise, üç ayrı yerde çalışabiliyorlar.
Bağımsız bir laboratuvarda tek başına çalışan bir laboratuvar veya radyoloji uzmanı ise, mesul müdür sayılıyor ve başka hiçbir yerde çalışamıyor.
Bu durum Mikrobiyoloji, Biyokimya, Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon, Radyoloji, Nükleer Tıp gibi branş uzmanları yönünden büyük adaletsizlik ve çifte standart oluşturuyor. Bu branş uzmanlarını bağımsız çalışamaz hale getiriyor. Aynı zamanda da, bu uzmanlardan çok yönlü yararlanmanın önünü de tıkıyor.
5. Yönetmelik, Teknolojik Gelişmelerle de Bağdaşmıyor
Artık günümüzde, radyolojik görüntüleme değerlendirmeleri ülkelerarası, şehirlerarası düzeyde yapılıyor. Bir uzman, çok uzakta çekilmiş bir görüntülemenin raporunu değerlendirebiliyor.
Laboratuvar da benzer niteliktedir. Çoğu rapor artık, elektronik olarak değerlendiriliyor ve onaylanıyor.
Yani küçük bir laboratuvarın yürütülmesi için, tam gün bir uzmana gerek yok. Bu tür laboratuvarlar, part- time olarak da yürütülebilirler.
YÖNETMELİK ÇIKARMA YÖNTEMİ
Maalesef Sağlık Bakanlığı’nın çoğu yönetmeliği, baskın tarzında yayınlanıyor. Önceden görüş alma, tartışma ve bir ortak sonuç geliştirme gibi alışkanlık yok. Sahadan kopuk bazı görevliler, masa başında yönetmelik üretiyor ve yayınlıyorlar. Bunlar da gerçek uygulamaya yakın olmadıkları için yürümüyorlar ve ömürleri kısa oluyor. Bir yönetmelik kısa sürede 7 kez değiştirilebiliyor.
Örneğin, son yönetmelik yayınlanmadan önce, bu konuda yirmiye yakın uzmanın RSMHE öncülüğünde üç yıldan uzun süreli çalışma ve büyük emeklerle hazırladıkları “ Klinik Laboratuvarlar Yönetmeliği Taslağı” hiç okunmamış izlenimi alınıyor. Okunup incelenmiş olsaydı, böyle bir yönetmelik çıkmazdı.
ÇÖZÜM VE ÖNERİLER
1. Klinik Laboratuvarlar Yönetmeliği ( KLY) Taslağı İncelenmeli
RSMHE tarafından hazırlanan KLY Taslağı iyi incelenmelidir. Orada, bu konuyu çözecek tüm detaylar mevcuttur. Laboratuvarlar Sınırlı, Kapsamlı, İleri Düzey ve Referans Laboratuvarları olarak dört kategoriye ayrılmaktadır. Sınırlı Hizmet Laboratuvarları için, tam gün uzman gerekmiyor, part-time uzman yeterlidir. Çünkü bunlar, belirli sayıda test yapıyorlar. Poliklinik, küçük hastane, küçük özel laboratuvarlar, şube laboratuvarlar gibi.
2. Mesul Müdür Konusu
Çalışılan sayısının yüksek olduğu hastane ve tıp merkezi gibi kuruluşlarda, mesul müdürün ikinci bir işte çalışmaması kuralı anlaşılabilir. Ancak, tek başına bağımsız bir laboratuvarda çalışan bir uzmanın, ikinci bir işte çalışmasının engellenmesi tamamiyle haksız ve yanlıştır.
Bir sınır getirilmelidir. Örneğin, kuruluştaki hekim sayısı 10 üzerindeyse, mesul müdür ikinci bir işte görev alabilmelidir.
Şirket niteliğindeki şubeli bir laboratuvarda ise, bir kişi şirket adına mesul müdür olabilir, diğer uzmanlar sorumlu uzman olarak anılır ve ikinci bir işte görev alabilirler. Hekim sayısı 10’ un altındaysa, mesul müdür de ek görev alabilir.
3. Yarı Zamanlı Çalışma Sürmelidir
Ülkemizde uzman sayısı belirlidir. Laboratuvar tetkiki yapılan her ünitenin mutlaka bir sorumlu laboratuvar uzmanı olmalı, uzmansız tetkik yapılmamalıdır. Bu durum da ancak, uzmanların en az iki yerde görev almasıyla mümkündür. Küçük bir laboratuvarda bile tam gün koşulu getirmek, bir kısım kuruluşları da uzmansız bırakacaktır ve gerçekçi değildir.
Laboratuvar KLY’ deki gibi kategorilere ayrılmalıdır. Bir uzman en az iki yerde görev alabilmelidir. Sınırlı Hizmet Laboratuvarlarında yarı zamanlı uzman sorumluluğu yeterlidir.
4. Laboratuvarlar Planlamadan Çıkarılmalıdır
Laboratuvarlar, muayenehane kategorisindedir. Planlamadan çıkarılmalıdır. MR, Tomografi gibi cihazlar yoksa, radyoloji laboratuvarları için de planlamaya gerek yoktur. Piyasa, arz- talep kuralları çerçevesinde kendi dengesini kurmaktadır. Ayrıca bir planlama gereksizdir.
5. Yönetmelik Geri Çekilmelidir
Yönetmelik geri çekilerek, bunun yerine RSMHE tarafından hazırlanmış olan Klinik Laboratuvarlar Yönetmeliği yayınlanmalıdır.
SONUÇ
Aksi durumda, büyük haksızlıklar ve kargaşa doğacaktır. Birtakım uzmanlar mağdur olacak,tazminat davaları ortaya çıkacak, geri dönüşü mümkün olmayan hasarlar oluşacaktır.
Herhalde Sağlık Bakanlığı yöneticilerinin istediği, buna benzer bir ortam ve sonuçlar değildir.
Saygılarımla.
Doç.Dr.Paşa Göktaş