RALEIGH - Kuzey Carolina eyaleti, soy ıslahı programı çerçevesinde zorla kısırlaştırılanlara 10 milyon dolar tazminat ödemeye hazırlanıyor.
Eyalette 1929-1974 yıllarında uygulamada olan program nedeniyle kendi rızaları dışında zorla kısırlaştırılan kurbanlar listesine adını yazdırmış 520 mağdurdan her biri, kayıt yaptırma süresi dolana kadar bu sayıya yenileri eklenmemesi durumunda 20 bin dolar tazminat almaya hak kazanacak.
Mağdurlara tazminatları, bir yıl önce ilan edilen kayıt süresinin 30 Haziran’da dolmasının hemen ardından ödenecek. Süre dolmadan yeni kurbanların kaydolması durumundaysa 10 milyon dolar kayıt listesindekiler arasında eşit olarak paylaştırılacak.
Kayıtlarını yaptırdıkları halde Haziran 2013 tarihinden önce vefat eden kurbanların aileleriyse ödenecek tazminattan yaralanamayacak.
ABD Adalet Bakanlığı Kısırlaştırma Kurbanları kurumunun hesaplamalarına göre, ülkede halen hayatta olan 1800 mağdur bulunuyor.
HİTLER'İN SAF IRKI GİBİ
ABD’de bir zamanlar daha iyi bir toplum yaratmak amacıyla başlatılan meşru bir girişim olarak görülen, öjenik adıyla da bilinen soy ıslah programları, çocuk yetiştirme yeterliliği bulunmadığı kanaatine varılan kişilerin kendi rızaları alınmadan zorla kısırlaştırılmasını öngörüyordu. Kurbanlarının çok büyük bir bölümünü yoksullar, akıl hastaları ve Afrika kökenli Amerikalıların oluşturduğu program, II. Dünya Savaşı sırasında Nazi Almanyasının kurucusu Adolf Hitler’in saf ırk yaratma fikriyle ilişkilendirilmesinin ardından gözden düştü.
İlk kez Kuzey Carolina eyaletinde başlatılan öjenik programlar, her ne kadar II. Dünya Savaşı sırasında gözden düşmüş olsa da 1979'da yasaklanana kadar ABD’nin 33 eyaletinde uygulamada kalmayı sürdüren program nedeniyle 7600 kadar kişi kendi rızaları alınmadan kısırlaştırıldı.
Resmen yasaklanmış olmasına karşın, ABD’nin California eyaletinde etkisini sürdüren program nedeniyle 2006-2010 yıllarında eyalet hapishanelerindeki 150 kadın mahkum, eyalet yönetiminin izni alınmadan hiçbir tıbbi gereklilik olmadığı halde kısırlaştırıldı.
İnsan hakları gözlemcilerine göre bu, zorla gözetim altında tutulan kişilere baskı yapılmak suretiyle onay alınmasıyla mümkün oldu.
"ONAY VERMEDİĞİM HALDE KISIRLAŞTIRILDIM"
Soy ıslah programları kurbanlarından 83 yaşındaki Naomi Schenck, 1948’de program çerçevesinde kendi rızası alınmadan kısırlaştırılmasına ilişkin anılarını anlatırken, henüz 17 yaşında, yeni evli olduğu sıralarda düşük yapması nedeniyle hızla ameliyat odasına getirildiğini hatırladığını belirtti.
Ameliyat odasına alındıktan sonra bir doktorun “Kes onu” diye bağırdığını duyduğunu anlatan Shenck, “Ben ’kes onu’ sözüyle ne denilmek istendiğini anlamadım. Daha sonra omuriliğimden su alındığını ve onay vermediğim halde kısırlaştırıldığımı öğrendim” dedi.
Ödenecek tazminattan kendi payına düşen ne olursa olsun almaya kararlı olduğunu belirten Shenck, parayı daha rahat bir hayat için kullanmayı planladığını, ancak alacağı tazminatın çektiği acıyı hiçbir zaman gideremeyeceğini söyledi. Shenck, “Ne ödenirse ödensin bana çektirdiklerini karşılamaya yetmez” diye konuştu.
ABD’deki California Üniversitesi Temel Haklar Merkezi Araştırma Direktörü Jennifer Marsh, bazı kurbanların uzun yıllar önce başlarına gelen şeylerin yarattığı büyük travma nedeniyle tazminat için başvuruda bulunmadıklarına işaret etti.
Marsh, “Bu, geçmişlerinde olan, onların geride bıraktıkları bir şey. Onlar için bunu tekrar ortaya çıkarmak çok zor” dedi.