HAZAL POLAT
Sağlık Bakanlığı Sayıştay raporuna dayanarak Türkiye ’de sağlık ocaklarını ya da kamu binalarını kullanan aile hekimlerine ‘geçmişe yönelik ödenmemiş kira borcu’ çıkardı. Sadece İstanbul ’da 567 aile hekimine geçmiş kira borcu çıkarıldı. Doktor başına geriye dönük olarak aylık 250 liradan 14 aylık kira bedeli toplamı olan 3500 lira talep edildi. Ayrıca 14 aya karşılık 580 lira faiz işletildi. Türkiye’de yaklaşık 22 bin aile hekimi görev yapıyor.
Uygulama, aile hekimlerini şaşırtırken Sağlık Bakanlığı’ndan kaç hekime bu şekilde borç çıkartıldığı konusunda henüz net bir bilgi alınamadı.
“Tebliğ edilmeyen kirayı nasıl ödeyecektik?”
Aile hekimleri, Türkiye’de 2010’dan beri görev yapıyor. Aile hekimlerine, Sağlık Bakanlığı’na bağlı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu 5258 Sayılı Aile Hekimliği Kanunu’nun ‘kamuya ait taşınmazların kullanımı’ başlıklı 4’üncü maddesi gereğince kira borcu çıkarıldı. ‘Kendilerine bu güne kadar herhangi bigr kira miktarı bildirilmediğini’ söyleyen aile hekimleri, üstüne bir de faiz şoku yaşadı.
Halk Sağlığı Kurumu ve aile hekimleri arasında 2012’de yapılan sözleşme gereği sağlık ocağında bir oda başı kira bedeli 250 lira olarak belirlendi. Bu bedel hekimlerin maaşlarından kesilecekti. Ancak 567 hekime gönderilen makbuzlarda kiraların 2011’den beri ödenmediği yazıyor. Hekimler ise kendilerine gelen borç ve faize tepkili “Bize tebliğ edilmeyen bir cezayı nereden bilip ödeyelim. Üstüne bir de faiz gelmiş” diyorlar.
Kendisine ceza kesildiğini ve iki gün önce makbuzun eline geçtiğini söyleyen doktor Ö. Y. şaşkın. ‘‘Toplu ödeme indirimi yapacaklarına faiz istiyorlar” diyen Ö.Y şunları ekliyor:
‘‘Kasım 2010’da devlete ait sağlık ocağında 8 doktor olarak aile hekimliğine başladık. Defalarca sözlü olarak Toplum Sağlığı ve Halk Sağlığı Merkezi’ne hizmet verdiğimiz yerlerin kiralarının ne zaman ödemeye başlanacağı ve ne kadar bedel ödeneceğini sormamıza rağmen bu konuda herhangi bir gelişme olmadığı bize söylendi. Ancak 30 Ağustos 2012’de kişi başı 250 liralık kira bedeli belirlediklerini ve 2012 Eylül’den itibaren kira tahsilatının aylık maaşımızdan kesileceğine dair bir sözleşme imzalandı bizimle. Ama 14 Kasım 2013’te, 11 Haziran 2011’den itibaren 1 Eylül 2012’ye kadar olan süre zarfında devlete 14 aylık bir kira borcumuz olduğunu öğrendik. Halk Sağlığı tarafından ‘Kamu Zararına’ istinaden kesilen cezada 3.633 lira ödenmemiş kira bedeli ve bana bildirilmeyen kirayı ödemediğim için hâlâ artmaya devam eden 580 liralık bir faiz borcum olduğunu öğrendim. İşin ilginç tarafı ise daha önce bildirilmeyen ve miktarı belli olmayan kira bedelini biz neye göre ödeyecektik. Ayrıca bildirilmeyen cezanın faizi olur mu hiç. Ceza ‘kamu zararı’ gerekçe gösterilerek yazılmış. Ancak kamu zararıyla ilgili toplu ödemelerde yüzde 35’lik indirim uygulanması gerekirken faiz uygulanması ne derece doğru?’’
“Doktor kamu için çalıştı, kamuya nasıl zarar versin?”
İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu üyesi Fethi Bozçalı da ‘ceza’nın hukuka aykırı olduğunu savundu: “Halk Sağlığı Müdürlüğü, aile hekimliğini kamu hizmeti olarak ele almadığı gibi, aile hekimlerinin kamusal bir görevi yerine getirdiklerini de kabul etmiyor. Hem hekimlerden kamu zararı adı altında kira bedeli talep ediliyor hem de yasal faiz işletileceği belirtiliyor. Kamu hizmetinin devlet tarafından sunulması gerekiyor. Bu doğrultuda Aile Sağlığı Merkezleri’nin kamu binalarında hizmet vermesi, demirbaş malzemelerinin Sağlık Bakanlığı tarafından karşılanması gerekiyor. Buna karşın 5258 sayılı Aile Hekimliği Kanunu’nun 4. maddesinde; ‘...taşınmazlardan aile sağlığı merkezi olarak kullanılması uygun görülenler, Maliye Bakanlığı, belediye veya il özel idarelerince bu amaçla kullanılmak üzere doğrudan aile hekimine kiraya verilebilir’ denilmiştir. Bu madde başlı başına Anayasa’nın 2. maddesine aykırı. Aile hekimleri, kamu hizmeti niteliğinde 1. basamak sağlık hizmeti sunmaktadır. Kullanılan binalara, mevzuat uyarınca ve kura ile yerleşmişlerdir. Kamu hizmeti sunan hekimlerden, kamu zararı adı altında kira bedellerinin talep edilmesi kabul edilemez. Kira bedellerinin bugüne kadar tespit edilmemesi ve hekimlere bildirilmemesi, olsa olsa idarenin ihmali olarak açıklanabilir. Bu ihmalin, hekimlere yasal faiz adı altında yansıtılması da son derece haksız ve son derece adaletsizdir. Ayrıca cezalar ödenmezse icra geleceği söyleniyor. Tıbbi malzemelerimize mi el koyacak devlet?’’
“Tebligat yapamadık, çünkü rapor bu yıl geldi”
İstanbul Halk Sağlığı Müdürlüğü ise konu hakkında şunları söyledi: “Bu yıl elimize geçen Sayıştay raporu doğrultusunda bu tahsilat yapılacak. Biz bunu cezai bir işlem olarak düşünmüyoruz. Kamuya ait taşınmazların kullanımı başlıklı 4. maddesine istinaden yapılan bir işlem. Daha önceden tebliğ yapmadığımız doğrudur ancak bizim de elimize rapor bu yıl geçti. Bu kira isteminin gerekçesi ise kamu zararına istinaden geçmişe dönük tahsilatı yapmak. Şu anda İstanbul’da 567 aile hekimine gitti bu makbuzlar. 9 Eylül 2012’de tahsilatlar yapılmaya başlandı. Doktorlar itiraz edebilirler ancak bu süre zarfı içerisinde faiz işlemeye devam edecek. Kira 12 aylık taksitler halinde de ödenebilir. Kiranın taksitlendirilmesi durumunda da faiz yansıtılacaktır.”