Bu riski azaltmak içinse öncelikle tütsülenen ya da mangalda pişirilen besinlerden ve çayı aşırı sıcak içmekten kaçınmak gerekiyor!
Hemen herkes hayatının belli bir döneminde yutma sorunu yaşıyor. Genelde boğaz enfeksiyonlarında, yemek borusunun üst kısmında yer alan dokuların zarar görmesinden kaynaklanan yutma güçlüğü, enfeksiyon bitiminde sona eriyor. Ancak alt ve orta kısımlara doğru olan yutmada zorlanmanın sebepleri ise çok daha farklı oluyor. Acıbadem Beylikdüzü Cerrahi Tıp Merkezi Genel Cerrahi Uzmanı Barış Gürsoy, özellikle katı besinlere karşı ortaya çıkan yutma güçlüğünün yemek borusu kanserinin en tipik belirtisi olduğu uyarısında bulunarak, “Kişi ileri yaşlarda ise bu yakınma daha da önem taşıyor. Bu nedenle yutma güçlüğü asla hafife alınmamalı.“ diyor.
YUTKANMAK NASIL GERÇEKLEŞİYOR?
İçi boş bir organ olan yemek borusu çiğnediğimiz besinlerin ve içtiğimiz sıvıların mideye geçişini sağlıyor. Bunu, yuvarlak ve uzunlamasına yer alan kaslarının sıralı olarak kasılması ile sağlıyor. Yemek borusunun üst ve alt kısmında kelepçeye benzer bir kilit mekanizması bulunuyor. Bu sayede yeterince çiğnenmemiş besinler yutulamazken, mide asidi ile karışmış olanlar da tekrar yemek borusuna kaçmıyor.
YUTMA GÜÇLÜĞÜ YEMEK BORUSU KANSERİNİN EN ÖNEMLİ BELİRTİSİ!
Yutma güçlüğü zaman zaman birçok kişinin yaşadığı bir sorun. Genellikle önemsenmeyen, “su içince geçer” ya da “boğazın kurumuştur” gibi cümlelerle geçiştirilebilen bu durum aslında yemek borusu kanserinin en önemli belirtisi olabiliyor. Sadece yutkunma güçlüğü belirtisi ile uzman bir hekime başvurmak bile tedavi açısından büyük önem taşıyor.
ÇOK İÇİLEN SICAK ÇAY YEMEK BORUSU DÜŞMANI!
Coğrafi farklılıklar ve alışkanlıklar yemek borusu kanserinin görülme oranlarında büyük rol oynuyor. Örneğin beslenme alışkanlıkları, yemek borusu kanserinin oluşumunda çok önemli bir etken. Tütsülenen ya da mangalda pişirilen besinler ile aşırı miktarda ve sıcak tüketilen çay türü içecekler yemek borusunun düşmanı olarak nitelendiriliyor. Bu nedenle ülkemizde Van, Erzurum, Ağrı ve Kars gibi bu tip beslenme alışkanlıkların yoğun olduğu bölgelerde yemek borusu kanserinin görülme oranı çok daha yüksek. Dünyada ise yemek borusu kanserinin en sık görüldüğü ülkelerin başında Kazakistan ve Çin geliyor. Batı toplumlarında her 100 bin kişiden 20’sinde yemek borusu kanserine rastlanırken, Çin’de bu rakam 160’a, Kazakistan’da ise 560’a ulaşıyor. Ayrıca tam tahıllar, kuru baklagiller, yeşil sebzeler ve kuru yemişlerde bulunan molibden, istiridye, balık, et, çekirdek, ceviz, badem, yumurta, peynir ve sütte bulunan çinkonun yetersiz alınmasından kaynaklanan çinko eksikliği de yemek borusu kanserine zemin hazırlayabiliyor.
ENDOSKOPİK İNCELEME ŞART
Genç, sağlıklı, daha önceden herhangi bir hastalığı bulunmayan hastaların yutma güçlüklerinde akla ilk olarak kanser gelmeyebiliyor. Ancak yemek borusunu tıkayıcı rahatsızlığı veya reflüsü olan hastalarda yemek borusu kanseri gelişebileceğinin akılda tutulması ve endoskopik incelemenin mutlaka yapılması gerekiyor.
ERKEN TEŞHİS HAYAT KURTARIYOR
Son yıllarda endoskopik görüntüleme yöntemlerinin artması, daha erken evrede, herhangi bir şikayete yol açmayan lezyonların bile tespit edilmesini mümkün hale getiriyor. Erken teşhis edilen yemek borusu kanserlerinde hastaların kurtulma şansı yüksek oluyor. Bunun aksine geç kalındığında ise akciğer, karaciğer ve karın zarı gibi komşu organ ve dokulara yayılma sık olarak görülüyor. Hastalığın yakalanma evresine göre de cerrahi tedavi, radyoterapi ya da kemoterapi uygulanıyor.