Jinekoloji kanserlerinin yaklaşık yüzde 27’sini oluşturan yumurtalık (over) kanseri, aynı zamanda jinekolojik kanserlere bağlı ölümlerin de yaklaşık yüzde 53’ünden sorumlu tutuluyor. Yumurtalık kanserinin erken evrede hiçbir belirti vermeden sinsice ilerlediğine dikkat çeken Acıbadem Eskişehir Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Tufan Öge, karın ağrısı, şişkinlik ve bel ağrısı gibi ortaya çıkan ilk belirtilerin de başka hastalıklarla karıştırıldığı için hekime geç başvurulduğunu söylüyor. Doç. Dr. Tufan Öge, bu nedenle özellikle menopoz döneminden sonra sinsi belirtilere çok daha fazla önem vermek ve erken tanı için zaman kaybetmeden bir hekime başvurmak gerektiği uyarısında bulunuyor.
Erken teşhiste yüzde 90 başarılı sonuçlara ulaşılıyor
Kadınlarda en sık görülen kanserler arasında üçüncü sırada yer alan yumurtalık kanseri, ağırlıklı olarak menopoz sonrasında ortaya çıkmasına karşın genç yaştaki kadınları da etkileyebilen önemli bir kanser türü olarak dikkat çekiyor. İstatistiklere göre, bir kadının yaşam boyu yumurtalık kanseri geliştirme riski yüzde 1.4 olarak gösteriliyor. Tanının erken evrede konulabilmesinin kadının yaşam şansı açısından son derece önemli olduğunu belirten Acıbadem Eskişehir Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Tufan Öge, yumurtalık kanserinde erken teşhis ve tedaviyle yüzde 90’lara varan oranlarda başarılı sonuçlara ulaşılabildiğini ifade etti. Ancak hastalığın kendine has belirtilerinin olmaması nedeniyle hastaların üçte ikisi ortaya çıkan işaretlerin dikkate alınmadığını ve dolayısıyla da tanının geciktiği anlatan Öge, hastalığın evresi ilerledikçe tedavinin de zorlaştığını belirtti.
İlk belirtilere dikkat
"Yıllık düzenli muayenelerini yaptırmaları hayati önem taşıyor"
Bu konuda hastaların uyanık olmaları gerektiğini belirten Doç. Dr. Tufan Öge, sözlerine şöyle devam etti;
"Belirtilen şikayetler uygulanan tedaviye rağmen devam ediyorsa, mutlaka yumurtalık kanserinden şüphe edilerek kadın hastalıkları doğum uzmanına başvurulması çok büyük önem taşıyor. Kasık ultrasonu ve bilgisayarlı tomografi yardımıyla tanı koymak mümkün olabiliyor. Özellikle menopoz döneminde bu şikayetleri olan kadınların dikkatli olmaları, yıllık düzenli muayenelerini yaptırmaları hayati önem taşıyor."
Ailede varsa risk artıyor
Yumurtalık kanserinin neden ortaya çıktığı kesin olarak bilinememekle birlikte bazı faktörlerin etkili olduğuna dair çeşitli görüşlerin bulunduğunu söyleyen Doç. Dr. Tufan Öge, bunlardan en bilinenin ‘kesintisiz yumurtlama’ olduğunu belirterek, "Hamilelik veya doğum kontrol hapı nedeniyle yumurtlama kesilebiliyor. Her yumurtlama sırasında yumurtalık zarında doğal olarak hasar oluşuyor ve tamir ediliyor. Ancak yıllar içinde bu mekanizma sürekli tekrarlanırken, bazen bilinmeyen bir uyaran ile kanserin başlangıcını oluşturabiliyor" diye konuştu.
Temel tedavi cerrahi
Ayrıca ailesel geçiş gösteren yumurtalık kanserlerinin de olduğunu hatırlatan Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Tufan Yavuz, birinci derece yakınlarında meme, bağırsak ve yumurtalık kanseri olan kişilerin düzenli olarak kontrollerini ihmal etmemelerinde yarar görüldüğüne işaret ediyor. Yumurtalık kanserinde temel tedavi yaklaşımı olan cerrahi sonrasında hastalığın yaygınlığı, yani evresinin de belirlendiğini belirten Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Tufan Öge, “Çoğu zaman cerrahiye kemoterapi de ekleniyor. Cerrahinin riskli olduğu veya hastalığın çok yaygın olduğu durumlarda önce kemoterapi ardından cerrahi tedavi de uygulanabiliyor” şeklinde konuştu.