Kış mevsiminin ardından bedenimizin tazelenmesine gösterdiğimiz özen çoğu zaman cilde gösterilmiyor.
Yoğun hava kirliliği, kapalı mekanlar, cildin oksijensiz kalmasına sebep oluyor.
Medikal Esetik Uzmanı Dr. Nilgün Soysal, soğuk havanın ciltte aşırı hassasiyet ve yağ dokusunda dengesizlik yaptığına işaret ederek, özellikle hava kirliliğinin serbest radikallerin oluşturduğu hasarın daha büyümesine yol açtığını söyledi.
İşte bütün bu olumsuz etkenlere karşın yorgun yüzleri tazelemek için "sakız maske" kullanılıyor.
Sakız Madde
Sakız maske, kendini akne, leke, ve yaşılık çizgileri olarak gösteren bu hasarlara karşı içerdiği antioksidanlar dolayısıyla tercih ediliyor.
Sakız maddenin içinde bulunduğu lipoik asit, E vitamininden 400 kat daha fazla antioksidan özelliğe sahip bir madde. Çok güçlü bir antioksidan olan C vitamini de, sakız maskenin içinde mevcut. Serbest radikallerle savaşan antioksidanlar, ciltte oluşan hasarı, DNA’daki hasarı tamir ederler. Cilt daha parlak ve diri bir görünüme sahip olur.
Yüze uygulanan buhar ve oksijen terapinin ardından sakız maskeye geçiliyor. Maske sakız gibi çıkarıldığı ve rengi de sakız gibi olduğu için bu ad verilmiş.
Haftada bir kere 5 kür olarak uygulanan sakız maskenin başarıya ulaşabilmesi için hayat tarzı da büyük önem taşıyor.
Medikal Estetik Uzmanı Dr. Nilgün Soysal, bunun için stressiz bir yaşam, vitamin ve mineral zengini bir beslenme tarzı öneriyor.
