Genç nüfusun ruh sağlığını farklı açılardan ele almak ve yaşanan sorunlara ilişkin iyi uygulama örneklerini ortaya koyarak geleceğe dönük neler yapılabileceğini görüşmek amacıyla, Yükseköğretim Kurulu Başkanlığında YÖK Başkanı Prof. Dr. M. A. Yekta Saraç’ın başkanlığında “Gençlik Ruh Sağlığı Çalıştayı” düzenlendi.
Toplantıya Üniversitelerden rektör, rektör yardımcıları ve akademisyenler, Milli Eğitim Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığından üst düzey yetkililer ve farklı kuruluşlardan temsilciler katıldı.
Çalıştayın açılışında bir konuşma gerçekleştiren YÖK Başkanı Saraç, "Yeni YÖK" kapsamında yapılan çalışmalardan bahsetti. Yükseköğretimde öğrenci sayısının 7 milyon 807 bin 51’e ulaşmış olduğunu ifade eden YÖK Başkanı Saraç, ülkemiz 18-22 yaş grubu nüfusunun 6.645.314 olduğunu ve bu yaş grubu arasındaki nüfusun 2.621.947’sinin, yani yaklaşık %40’ının yükseköğretimde bulunduğunu belirtti.
Başkan Saraç, sahip olunan bu potansiyeli, değere dönüştürme hususunda toplumda herkese düşen ciddi görevler olduğunu , geleceğin dünyasına hazır ve her açıdan sağlıklı gençlerin ülkemizin geleceği ayrıca sağlıklı aile ve sağlıklı toplum yapısı için de önemine dikkat çekti.
Yükseköğretimin, gençlere bir kılavuzluk, rehberlik yapma misyonunun bulunduğuna işaret eden YÖK Başkanı Saraç, üniversitelerdeki gençlerin ruh sağlıklarının farklı açılardan ele alınması, sorunlarının çözümüne yönelik kısa ve uzun vadeli eylem planlarının oluşturulması için harekete geçtiklerini bildirdi.
Dünyada yaşanan hızlı gelişme ve değişikliklerin getirdiği farklılıkların gençlerin gelişiminde önemli rol oynadığını ifade eden Başkan Saraç, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
“Genç ve dinamik nüfusa sahip, geleceğe dair iddiaları olan Türkiye’nin hedeflerine ulaşması, milli ve manevi değerlerine sahip çıkan nesillerimizle mümkün olabilecektir. Bugün insanlık, çok bilen, bilgili insanlardan öte, iyi karakterli ve erdemli insanlara ihtiyaç duymaktadır.
Bilindiği üzere eğitimde dahil her alanda dijital dönüşümle karşı karşıyayız. Yine TÜİK verilerine göre internet kullanım oranı 16-24 yaş grubundaki gençler için 2017 yılında yüzde 90 iken 2018 yılında yüzde 93'e yükselmiş durumda. Bu oran artmaya devam ediyor.
Bu süreçte gençlerin teknoloji kullanımının bağımlılık odağında olmadan yaygınlaşmasını sağlamak, olası sosyal ve psikolojik olumsuzlukları ortadan kaldırmak için farkındalık oluşturacak eğitim programlarıyla, gençlerimize işlevsel, etkin ve doğru teknoloji kullanımı becerisini kazandırmamız gerekiyor. Bunun için siz değerli akademisyenlerimizin çalışmaları, uygulama ve araştırma merkezlerimizin faaliyetleri ve bu faaliyetlerin çeşitlendirilmesi önem arz etmektedir.
Gençlerimizdeki potansiyeli değerlendirme saikiyle Sayın Cumhurbaşkanımızın destekleriyle hükümet programlarında gençlik konusuna ayrı bir önem verilmiştir. Her kurum çalışma alanı kapsamında bu sürece farklı şekillerde katkı sunmaktadır.”
Üniversitelerimizde Bağımlılıkla Mücadele ile ilgili 7’si devlet 2’si vakıf üniversitesinde olmak üzere toplam 9, Gençlik konuları ile ilgili 12’si devlet 2’si vakıf üniversitesinde olmak üzere toplam 14, Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları ile ilgili bir devlet üniversitemizde ise 2 Uygulama ve Araştırma Merkezinin buluduğunu hatırlatan Başkan Saraç, “Gençliğimizi doğrudan etkileyen politikaların üretilmesinde ve uygulanmasında bu merkezlerimizin ve üniversitelerimizin ayrı ayrı sorumluluklarının olduğunu, sahada çalışma yapan diğer kurum ve kuruluşlarla koordinasyonlarının, bilgi akışının ve bu minvalde kapsamlı, etkili çözümler için katılımcı bir yaklaşımla hareket etmelerinin önemini vurgulamak isterim.” diye konuştu.
YÖK Başkanı Saraç, insanın ve özellikle gençlerimizin fıtratında ve doğasında bulunan iyilik, doğruluk ve güzellikleri ortaya çıkarmayı başarmanın asıl meselemiz olması gerektiğini belirterek konuşmasını tamamladı.
YÖK Başkanı Prof. Dr. M. A. Yekta Saraç’ın çalıştayda yaptığı konuşmanın metni için tıklayınız
Sağlıklı Gençlik Sağlıklı Aile Sağlıklı Toplum
YÖK Başkanı Saraç’ın konuşmasının ardından Çalıştaya yönelik bilgi veren YÖK Yürütme Kurulu Üyesi Prof. Dr. Zeliha Koçak Tufan; Çalıştayda üniversitelerdeki iyi uygulama örneklerinin paylaşılacağının, ayrıca mevcut durumda gençlerin ruh sağlığı ve bağımlılıkla mücadele konusunda yapılan çalışmalar, yaşanan sorunlar ve çözüm önerilerinin Üniversiteler, Bakanlıklar ve STK’lardan temsilcilerle pek çok açıdan tartışılacağını belirtti.
İlgili kurumların birlikte hareket etmesinin önemini vurgulayan Tufan, gençlere yükseköğretim süreçlerinde idari ve akademik açıdan güvenli ve uygun ortam sağlamak için üniversitelerin, idari ve akademik açıdan gayret gösterildiğinin altını çizdi.
Gençlerin beden kadar ruh sağlığının korunmasının da önemine işaret eden YÖK Üyesi Tufan, üniversite eğitimine başlayan gençlerin, farklı bir ortama, bazen kampüs hayatına, değişen konjonktüre uyum sağlayamayarak yalnızlaştıklarını ve yaşadıkları sıkıntılar sonucu zararlı alışkanlıklara yönelebildiğini söyledi.
Konuşmaların ardından “Üniversitelerin Bakış Açısıyla” ve “Kurumların Bakış Açısıyla” başlıklı iki oturumdan oluşan Çalıştay programı gerçekleştirildi.
Toplantıda, akademisyenler gençlerin ruh sağlığının korunması için üniversitelerde yapılabileceklere yönelik tavsiyelerini sunarken, Bakanlıkların yetkilileri sağlayabilecekleri katkılar çerçevesinde konuyu değerlendirdi.
“Üniversitelerin Bakış Açısıyla” başlıklı ilk oturumda Boğaziçi Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Zeynep Atay, Boğaziçi Üniversitesi gibi Tıp Fakültesi olmayan üniversitelerde öğrencilerin genel sağlık ve ruh sağlığı sorunlarına ilişkin çözüm önerileri hakkında görüşlerini iletti.
Orta Doğu Teknik Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Tülin Gençöz; gençlik ruh sağlığı alanında ODTÜ’de hizmet vermekte olan üç ayrı birim çalışmalarının niceliksel ve niteliksel değerlendirmeleri ile bu alana yönelik mevcut sorunları ve çözüm önerilerini dile getirdi.
Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zehra Arıkan; gençlik ruh sağlığında en önemli sorunlardan birisinin madde kullanım bozukluğu olduğunu ve madde kullanımının beyin yapısını değiştirerek ömür boyu sürecek ancak kontrol edilebilen bir duyarlılığa neden olduğunu belirterek, bu problemin iyi yanının önlenebilir bir bozukluk olması olduğunu ifade etti.
Selçuk Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yavuz Selvi; Yetişkinlerin yapması gerekenin doğru yolu göstermek değil, uygun şartları, güvenli ortamı sağlamak ve doğru yolda örnek olmak olduğunu belirtti. Daha sonra Bakanlık temsilcilerinin ülke genelinde yapılan faaliyetlere ve planlamalara yönelik bilgi verdi.
İçişleri Bakanlığı’ndan Daire Başkanı Ömer Ulu; uyuşturucuyla etkin mücadele çalışmalarının devam ettiğini belirtti.
Her iki oturum sonrası gerçekleştirilen soru-cevap bölümlerinde ise üniversitelerin araştırma merkez müdürleri ve STK temsilcileri görüşlerini belirttiler. Ayrıca oturum konuşmacıları tarafından katılımcılardan gelen sorular cevaplandırılırken karşılıklı fikir alışverişi yapılarak görüşülen konulara ilişkin değerlendirmelerde bulunuldu.