Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, "Hep birlikte Türkiye'yi 70 sente muhtaçlıktan kurtardık bu güne getirdik" dedi.
AK Partili Belediyeler tarafından düzenlenen yetimlere yönelik iftar programına katılmak için Bolu'ya gelen Bakan Yazıcı, Hükümet Meydanında Gümrük ve Ticaret Bakan Yardımcısı Fatih Metin, Vali Ahmet Zahteroğulları, Belediye Başkanı Alaaddin Yılmaz, AK Parti Bolu İl Başkanı Yüksel Coşkunyürek, yetim ve engellilerle birlikte iftar açtı.
İftarın ardından yaptığı konuşmada, yeryüzü coğrafyasında milyonlarca belki de milyarlarca insanın ramazan ayında oruç tuttuğunu ifade eden Yazıcı, şöyle dedi:
"Aynı anda sahur yapılır aynı anda iftar yapılır. Yeryüzü sofraları farklı kimi sofralarda ekmek var su var. Kimisinde çeşitli gıdalar. Kimisinde belki ekmek var su yok. Kimi yerlerde açlık sınırında yaşayan insanlar var. Öyle bir dünyada yaşıyoruz. Ramazan gönüllere bereket getirir. Bundan kastım ramazan, empatimizi, güç durumda olan insanları düşünüp muhasebe yapmak bakımından da gönül zenginliğine yol açar."
Yazıcı, Cumhuriyet hükumeti olarak, emaneti aldıkları günden bu yana hiçbir zaman halkın gündeminden hükumetin gündemini ayrıştırmadıklarını ifade ederek, "Kimsesizlerin kimi olacağız dedik. Sessiz yığınların sesi olacağız dedik. Öyle yaptık. Yapmaya da devam ediyoruz. Bu söylemlerimizin meydanlarda bir yankı olarak terk edip dönmedik. Söylemlerimiz, sorumluluğumuzun kırmızı çizgileri olarak bu taahhütlerimiz hep canlı durdu" şeklinde konuştu.
Türkiye'de 8 milyonu aşkın engelli bireyin yaşadığını ifade eden Yazıcı, Türkiye nüfusunun 77 milyon olduğunun düşünüldüğünde Türkiye'nin yüzde 10'u aşkın engelli nüfusa sahip olduğunu belirtti.
Yazıcı, engelli vatandaşların dün de bugün de Türkiye'de var olduğunu kaydederek, şöyle konuştu:
"Ama ortada çok büyük bir fark var. Bu engelli vatandaşlarımız, dün, nasıl çalışacak? Sağlık hizmetini nasıl alacak? Bakımı nasıl yapılacak? Kim yapacak? Neye karşılık yapacak? buna ilişkin hiç bir mevzuat yoktu. Dün, 8 milyon vatandaşımızın hayatlarını sürdürebilmesinin hukuksal altyapısı yoktu. İşte engelliler kanununu biz çıkarttık. AK Parti hükümeti zamanında yürürlüğe giren kanun çerçevesinde, engellilik oranına göre evde bakım ücreti, dışarıda ve tesiste bakım ücreti, çalışma imkanı, sağlık hizmetine erişim imkanı, okula erişme imkanı ve okulda öğrenim görüyor ise yeme imkanı gibi sosyal devlet olmanın gereklerini planladık. İmkanlar ölçüsünde bu kesime sahip çıktık."
Yazıcı, 12 yıldan bu yana 15 milyon öğrencinin kitabını sıraların üzerinde temin ve teslim ettiklerini dile getirerek, "İnsan hafızası unutmakla hastalıklıdır. Bunlar belki unutuluyor. Rutine dönüştü. Çocuklar dün de vardı. Bugün de var. Niye, çünkü sizin gündeminizle hükümetin gündemi bir. Yetki sizin, karar sizin, hükumet icra edecek. Öyle yürüyoruz" ifadelerini kullandı.
-"Biz projelerimizi oluştururken insanımızı merkeze koyuyoruz"
2012 yılında hayata geçirilen bir proje kapsamında, eşi vefat eden ve sosyal güvencesi olmayan kadınlara her iki ayda bir nakdi ödeme yaptıklarını kaydeden Yazıcı, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Kadınlara yardım yapıyoruz. Eşi vefat etmiş erkeklere değil. Pozitif ayrımcılık yapıyoruz. Ama vefat etmiş olanlara, dikkat ederseniz burada önemli bir incelik var. Dul kadınlara demiyoruz. Boşanan aileleri bu kategoriye almıyoruz. Aileyi koruyoruz. Ama vefat Allah'ın takdiri. Böylesine ince bir tarafı var. Biz projelerimizi oluştururken insanımızı merkeze koyuyoruz. Sosyal yapımızın avantajlarını dezavantajlı alanlarına dikkat ediyoruz. Planlarımızı öyle yapıyoruz."
Şehit ve gazilerle ilgili olan konularda 2010 yılında yapılan anayasa değişikliği pozitif ayrımcılık getirdiğini ifade eden Yazıcı şunları söyledi:
"Anayasanın 10. maddesi kanun önünde eşitlik başlığını taşır. Biz orada yaptığımız düzenlemeyle şehit, gazilerimiz ve kadınlarımıza yapılacak olan düzenlemeler eşitlik kurallarına aykırı olduğu öne sürülemez diye pozitif ayrımcılığın altını çizdik. Çocukları askere giden ailelere dezavantajlı durumdaysa, sosyoekonomik bakımdan gücü olmayan konumdaysa, çocukları dönene kadar nakdi ödeme yapıyoruz. Çocuğunu okutmayan dezavantajlı ailelere çocuklarını okutmaları şartıyla ayda belirli miktarda da olsa ödeme yapıyoruz. Yine ekonomik bakımdan dezavantajlı durumda olan ailelere çocuklarının sağlık kontrollerini periyodik olarak yaptırmaları şartıyla (06 yaş grubu) her ay nakdi ödeme yapıyoruz. Bu ödemeleri annelerin banka hesaplarına yapıyoruz."
Bazı vatandaşların kendisini ekonomik bakımdan dezavantajlı hissederek, "Ben almadım" diyenlerin olabileceğini de sözlerine ekleyen Yazıcı, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
"Ama bilesiniz ki, bütün bu projeleri, faaliyetleri objektif olarak belirlenmiş kriterleri dikkate almak suretiyle gerçekleştiriyoruz. Başvuru olmamış, gözümüzden kaçmış olabilir. Başvurusunuz, kurumlarımız çok düzenli ve teknolojik imkanlarla donatılmış şekilde çalışıyor. Şayet o şartlara haizseniz size de verilir. Sadece vermiyoruz. Bir taraftan da ekonomik bakımdan güçsüz olan vatandaşlarımıza çalışabilecek olanlara iş kurmaları için destekler sağlıyoruz. Hep birlikte Türkiye'yi 70 sente muhtaçlıktan kurtardık bu güne getirdik."
Konuşmasının sonunda, Türkiye'nin çevresinde yaşanan gelişmelere değinen Yazıcı, "Türkiye'nin, çevresi kan içerisinde, savaşlarla, öldürmelerle, katillik faaliyetleriyle kavruluyor. Diliyoruz ve dua ediyoruz ki, bu ramazanın bereketi hem ülkemizin birliğine hem de çevremizdeki zulmün sona ermesine ve dünyada her nerede olursa olsun aç açık hiçbir insan kalmayacak şekilde beyinlerin, kafaların dönüşmesine vesile olur" dedi.
Yazıcı, iftar programının ardından, Bolu'dan ayrıldı.