Yatarak tedavi olan hastaya 15 Ekimden itibaren ilaç ve malzeme temin ettirilmeyecek. Yatan hastaların ilaç ve malzemeleri hastaneler tarafından karşılanacak. Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ile sözleşmeli sağlık kurum ve kuruluşları, yine bu tarihten itibaren hastaları sadece tetkik ve tahlil için başka bir sağlık kurum veya kuruluşuna sevk edemeyecek. Bu kuruluşlar, bünyelerinde yapılamayan tetkik ve tahlilleri hizmet alınması yoluyla başka sağlık kurum veya kuruluşlarından alabilecek.
15 Haziranda yürürlüğe giren tedavi yardımıyla ilgili tebliğ, sağlık hizmetleriyle ilgili bazı yeni uygulamalar için 4 aylık geçiş süresi öngörüyordu. Buna göre, 15 Ekim itibariyle yatarak tedavilerin yanı sıra tahlil ve tetkiklerle ilgili yeni düzenlemeler uygulanmaya başlanacak.
YATAN HASTAYA İLAÇ VE MALZEME TEMİN ETTİRİLMEYECEK
15 Ekimden itibaren geçerli olacak düzenlemeyle, yatarak tedavilerde hastanede kullanılacak ilaçların hastane tarafından temini zorunlu kılınmıştı. Hastanelere de gerekli ilaç ve malzemeleri temin etmeleri için 4 aylık süre tanınmıştı.
Bu süre içerisinde resmi sağlık kurumlarınca çeşitli nedenlerle temin edilemeyen ilaçlar, hak sahiplerinin sağlık karnelerine, ''Eczanemizde yoktur, yatan hasta'' kaşesi basılıp başhekimlik onayı alındıktan sonra sözleşmeli eczanelerden temin edilebilecek.
Bu şekilde düzenlenecek reçeteler 5 günlük maksimum tedavi dozunu geçemeyecek. İlacın hastane eczanesince temin edilememesi ve tedavinin devam ettiği durumlarda doz bitiminde yeniden reçete yazılması mümkün olabilecek. Ancak, sağlık kurumlarında uzun süre yatarak tedavi gören tüberküloz hastalarına, kullanım dozu belgelenmek kaydıyla bir aylık miktarda tüberküloz ilaçları yazılabilecek.
15 Ekimden itibaren yatarak tedavilerde kullanılan tıbbi malzemeler de hastane tarafından temin edilecek. Ancak, bunların da zorunluluk nedeniyle hastalara aldırılması halinde ilgili fatura tutarı hastaya ödenerek sağlık kurumundan mahsup edilecek.
Yürürlükteki uygulamaya göre, hastanede bulunmayan tıbbi malzemeler hasta veya yakınları tarafından sağlanıyor. Hasta veya yakınları tarafından temin edilen tıbbi malzemelerin ödenmesinde fark ücreti çıkması halinde, bu fark hasta tarafından karşılanıyor.
ÜNİVERSİTE HASTANELERİ: ''İHALE YASASINA GÖRE SÜRE YETERSİZ'
Bu arada, bazı üniversite hastanelerinin yetkilileri, yatarak tedavilerde ilaç ve malzemelerin hastaneler tarafından temin edilmesi için kendilerine 15 Ağustostan itibaren 4 aylık süre tanındığını, bu hazırlıkların 15 Ekim itibariyle tamamlanmış olması gerektiğini, ancak bunun mevcut yasal düzenlemeler çerçevesinde ''imkansız'' olduğunu ifade ettiler.
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Mustafa Şare, ilaç ve malzemelerin Kamu İhale Kanunu'na göre satın alınmasının zorunlu olduğunu belirterek, ''Bu çok uzun bir prosedür. İhaleye giren firmaların itirazı söz konusu olduğunda süre epey uzuyor. Bu durumda bütün bu hazırlıkların 15 Ekime kadar bitmesi imkansız'' diye konuştu.
Bazı kanser ilaçlarının alternatifi olmadığı için firmaların yeterli indirim yapmadığını kaydeden Şare, ''Bu ilaçları almada da sıkıntımız var'' dedi.
Sorunu SGK yetkililerine ilettiklerini, ancak kendilerine ''acil durumlardaki ihale yöntemlerini uygulamaları'' önerisinde bulunulduğunu kaydeden Şare, bunu yapmalarının mümkün olmadığını söyledi.
Şare, geri ödemelerde de büyük sıkıntıları olduğunu kaydederek, ''15 Hazirandan beri tek kuruş alamadık'' diye konuştu.
Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Genel Direktörü Prof. Dr. Uğur Erdener ise uygulamanın yürürlüğe girmesiyle çok kısa sürede temin edilmesi gereken ilaç ve malzemelerin alımında sıkıntı yaşanacağını söyledi.
Yatarak tedavide, anında temin edilmesi gereken ilaç ve malzemeler için ''deveye hendek atlattıklarını'' ifade eden Erdener, geri ödemelerin yapılmamasının da bir başka sorun olduğunu belirtti.
Kamunun alınan ilaç ve malzemelerin geri ödemesini zamanında yapmaması halinde sistemin işlemeyeceğini savunan Erdener, ''Böyle bir durumda ciddi sıkıntı yaşayacağımız kesin. Bu nedenle geri ödeme sisteminin düzene girmesi ve satın alma mevzuatının ilaç ve malzemelerin seri alımına imkan vermesi lazım'' şeklinde konuştu.
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman İlhan da ihaleye girecek firma bulunamadığı için 15 Ekimden sonra yatarak tedavi kapsamındaki kemik iliği nakillerinin ''durma noktasına gelebileceği'' uyarısında bulundu.
Tedavi yardımıyla ilgili tebliğle getirilen kemik iliği paket fiyatının yetersizliğinin sorunun bir başka boyutu olduğunu kaydeden İlhan, ''Zaten ülkemizde kemik iliği nakli sayısı çok yetersiz. Bu tür sorunlar da hastaların tedavisini olumsuz etkileyebilir'' dedi.
TAHLİL VE TETKİK İÇİN SEVK YOK
15 Ekim itibariyle geçerli olacak bir başka uygulamaya göre, kurumla sözleşmeli sağlık kurum ve kuruluşları, hastaları sadece tetkik ve/veya tahlil için başka bir sağlık kurum veya kuruluşuna sevk edemeyecek.
SGK ile halen tetkik/tahlil sözleşmeleri bulunan merkezlerin bu sözleşmeleri söz konusu tarih itibariyle feshedilecek.
Sözleşmeli sağlık kurum ve kuruluşları, bünyelerinde yapılamayan tetkik ve tahlilleri hizmet alınması yoluyla başka sağlık kurum veya kuruluşlarından alabilecek.
Bu şekilde hizmet alınan sağlık kurum ve kuruluşlarının listesi, hizmeti alan sağlık kurum ve kuruluşunca SGK'ya bildirilecek. Hizmet alımı yoluyla sağlanan ve kuruma fatura edilebilir tetkik ve tahlil bedelleri, sözleşmeli sağlık kurum ve kuruluşları bünyesinde üretilen hizmetlerden ayrımı yapılmaksızın, ilgili tebliğ esasları doğrultusunda ödenecek.
''SGK'NIN MUHATABI ARTIK HASTANELER OLACAK''-
Özel Hastaneler Platformu Derneği ve Sağlık İşletmeleri Federasyonu Genel Başkanı Dr. Mehmet Altuğ, bu uygulamayla artık SGK'nın tahlil ve tetkik hizmeti satın almayacağını söyledi.
Bir sağlık kurumunun tıbbi tahlil ve tetkik hizmeti vermek istemesi halinde bu hizmeti veren laboratuvar ve görüntüleme merkeziyle anlaşma yapmasının zorunlu hale getirildiğini belirten Altuğ, ''Artık SGK sadece hastane ile muhatap olacak. Faturalar da bunun üzerinden ödenecek'' dedi.