• BIST 9724.5
  • Altın 2968.283
  • Dolar 35.1895
  • Euro 36.7272
  • Ankara 1 °C
  • İstanbul 7 °C
  • Bursa 5 °C
  • Antalya 10 °C
  • İzmir 10 °C

Yaşam biçiminiz doğurganlığınızı etkiliyebilir

Yaşam biçiminiz doğurganlığınızı etkiliyebilir
Sağlıklı yaşam biçimi davranışları, sadece herhangi bir hastalık ya da rahatsızlığı önlemeye yönelik olmayıp, bireyin genel sağlık ve iyilik durumunu iyileştirmeyi amaçlayan davranışlardır...

Sağlıklı yaşam biçimi davranışları, sadece herhangi bir hastalık ya da rahatsızlığı önlemeye yönelik olmayıp, bireyin genel sağlık ve iyilik durumunu iyileştirmeyi amaçlayan davranışlardır. Fertiliteyi olumsuz etkileyen değiştirilebilir alışkanlıklar, davranışlar ya da durumlar olarak en fazla üzerinde durulan konular; sigara içme,
obezite, zayıflık, egzersiz, alkol, kafein, çevresel zararlı maddeler, stres, anne yaşı ve cinsel yolla bulaşan hastalıklardır.

Sigara içme:
Sigara doğurganlığı ve YÜT tedavisini en fazla etkileyen yaşam biçimi faktörlerinin başında gelmektedir. Sigara içenlerde infertilite riskinin normal populasyona göre 1,6 kat fazla olduğu bildirilmektedir. 1-4 yıl erken menopoz ile ilişkili olduğu, yumurta gelişimi,yumurtlama, döllenme ve embriyonun erken gelişimi üzerine olumsuz etkilerinin bulunduğu, hatta gebeliğinde sigara içenlerde bebeğin ilerideki doğurganlık yeteneğinin azaldığı belirtilmektedir. Yardımcı üreme teknikleri ile tedavide sigara içenlerde, aynı sayıda embriyo transfer edildiğinde bile gebelik oranının %50 daha az olduğu ve gebelik için yaklaşık 2 kat fazla siklusa gerek olduğu bildirilmektedir. Aynı zamanda yumurta gelişiminin uyarılması (ovulasyon indüksiyonu) tedavisine cevap daha kötü olmaktadır. Erkek sigara içtiğinde mikro enjeksiyon (ICSI) ve tüp bebek (IVF) şansı azalmaktadır. Tedavideki pasif içicilerin de benzer risk altında olduğu bildirilmektedir.

Obezite:
Obezite kadınlarda yumurtalık üzerindeki olumsuz etkileri nedeniyle, adet düzensizliği, adet görmeme, yumurtlama ile ilgili sorunlar, erkeklik hormon düzeylerinde artış, kız çocuklarında ilk adetin erken olması, polikistik over sendromu, düşük riskinde artış, yardımcı üreme tekniklerinde düşük gebelik oranları gibi sorunlara neden olarak doğurganlık şansını düşürmektedir. Gebelik öncesi kilosu 80 kg ve üzeri ya da (Beden Kitle İndeksi- BKİ >25) olanlarda gebelik için beklenen zamanın iki kat fazla olduğu bildirilmektedir. Obez erkeklerde ise sperm sayısı %20 daha az olduğu ve sperm kalitesinin bozulduğu belirtilmektedir.

Obezitenin yardımcı üreme teknikleri tedavisi üzerinde de olumsuz etkileri olduğu gösterilmiştir. Yumurtalıklarda yumurta gelişiminin uyarılması için daha fazla dozda ilaca gereksinim vardır. Yetersiz folikül gelişimi nedeniyle daha sık siklus iptali olabilir (normalde %5; obezlerde %25). Daha az sayıda yumurta elde edilir. Gebelik için denenen siklus sayısı artar. İlk siklustan canlı doğum oranı BKİ > 27 ise yaklaşık % 33 azalır. Bu kişilerin %50’sinde ilk 3-6 siklusta, %75’inde ilk 9 siklusta gebelik oluşur. Bel/kalça oranındaki her 0.1’lik artışın siklus başına gebelik oranını % 30 azalttığı bildiren araştırmalar bulunmaktadır.

Zayıflık

Fazla kilolar kadar aşırı zayıflığın da fertilite üzerinde olumsuz etkileri bulunmaktadır. BKİ<19 olan kadınlarda gebelik için beklenen zamanın 4 kat daha fazla olduğu ve gebelik için ortalama 29 ay bekledikleri bildirilmiştir. Gebelik için beklenen bu süre normal BKİ’li kadınlarda 6,8 aydır. Erkekte ise BKİ < 20 olduğunda sperm kalitesinin azaldığı bulunmuştur. Aynı zamanda kadınlarda zayıflığın gebelikte bebekte gelişim geriliği ve gebelik kayıpları ile ilişkili olduğu görülmüştür.

Egzersiz
Sağlıklı beslenme ile birlikte düzenli egzersizin genel sağlık durumunu iyileştirdiği ve normal kilonun korunmasını sağladığı düşünülmektedir. Egzersizin insülin duyarlılığı arttırarak ve yumurtalık fonksiyonlarını düzenleyerek gebelik şansını yükselttiği iddia edilmektedir. Farklı egzersiz düzeylerinin doğurganlık üzerine etkisi araştırmalarda net olarak gösterilememiştir. ABD’de ilk IVF siklusuna alınan 2,232 kadın üzerinde yapılan bir araştırmada 1-9 yıl süreyle haftada 4 saati aşan egzersiz yapan kadınlarda daha fazla olumsuz IVF sonuçları olduğu bulunmuş ve infertilite sorunu olan çiftlerde egzersizin haftada 4 saati geçmemesi önerilmiştir.

Kafein
Kafeinin fertilite üzerine etkisi son zamanlarda çok araştırılan konulardan biridir ancak sonuçları tartışmalıdır. Normal, sağlıklı bir yetişkinde orta düzeyde kafein alımının risk oluşturmadığı belirtilmektedir. Ancak, doğurgan çağdaki kadınlar risk grubu kabul edilmekte ve günde 300 mg ↑ önerilmemektedir. Günde 7 ve ↑ fincan kahve ya da çay tüketiminin doğurganlığı olumsuz yönde etkilediği bildirilmektedir.

Alkol
Haftada 7-8 bardak alkolün doğurganlığı belirgin şekilde azalttığı, hatta haftada bir bardak alkol alındığında bile alkol içmeyenlere göre döllenme şansının azaldığı bildirilmiştir. Yumurtalık fonksiyonunun olumsuz etkilendiği ve bebekte kromozom anomali riskini yükselttiği belirtilmektedir. Yapılan bir araştırmada haftada 1-5 bardak alkolün fertiliteyi %100’den % 61’e, haftada >10 bardak ve üzerinin fertiliteyi %34’e düşürdüğü bulunmuştur. Ayrıca alkolün düşük riskini arttırdığı düşünülmektedir.

Çevresel Zararlı Maddeler
Çevremizde sıklıkla bulunan birçok kimyasal maddenin doğurganlık, gebelik kayıpları ve kusurlu bebek doğurma ile ilişkili olduğu gösterilmiştir. Pestisit (tarım zehiri) ve solventlere (temizlik ve yağ çözücü maddeler, boya ve boya çıkarıcılar, yapıştırıcılar ve kozmetikler vb maddelerde bulunur) maruz kalmanın sperm sayısını %40 azalttığı belirtilmektedir. Yüksek ısı maruziyeti nedeniyle kaynakçılık, sperm sayısında azalma için risk oluşturmaktadır.

Stres
Stres hormonlar üzerine, sinir sistemi ve bağışıklık sistemine etki ederek doğurganlığı etkileyebilmektedir. Stresin YÜT üzerindeki etkileri oldukça fazla araştırılan konulardan biridir. Ancak stres nedenini, düzeyini tanımlamak ve ölçmek zordur. Stresin toplanan yumurta sayısını ve gebelik oranı azalttığı gösterilmiştir. Yumurta toplama ve embriyo transferi gibi stresli anlarda, adrenalin düzeyi fazla olan kişilerde gebelik oranının azaldığı ve gevşeme/stresle başetme programlarının gebelik oranlarını yükselttiği şeklinde araştırma sonuıçları mevcuttur.

İleri Yaş
Eğitim, kariyer, ekonomik nedenler ve evlilik anlayışındaki değişiklikler gibi faktörlerle son 30 yılda kadınlarda ilk doğum yaşı giderek artış göstermiştir. İleri yaş infertilite için önemli bir risk faktörüdür. Doğurganlık 35 yaşa kadar yavaş bir azalma gösterirken, bu yaştan sonra hızlı bir düşüş göstermektedir. Benzer şekilde YÜT tedavisinde de, klinik gebelik oranı, transfer edilen embriyo başına canlı doğum oranı anlamlı şekilde azalmaktadır.

Cinsel Yolla Bulaşan Enfeksiyonlar
Cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar, tüplerde yapışıklıklara neden olarak infertiliteye yol açabilir. Hazneyi yıkama (vaginal duş) alışkanlığının da enfeksiyon, dış gebelik ve infertiliteye neden olabildiği gösterilmiştir. Yukarıda sıralandığı gibi doğurgan çağdaki kadın ve erkeklerde fertiliteyi olumsuz etkileyen birçok değiştirilebilir davranışsal risk faktörleri bulunmaktadır. Bireyler fertilite ile ilgili bu risk faktörlerinin, özellikle de yaşam biçimlerine bağlı olan ve değişime uygun olan bu faktörlerin farkında olmalıdır.

Çoğu kadın bu risklerin farkında olmayabilir ya da yanlış bilgi sahibi olabilir. Çiftler, sigarayı bırakma, alkol içmeme, kafeini azaltma, stresle başa çıkma, kilo verme gibi önlemlerle tedavi sonucunu olumlu yönde etkileyebilir.



Uyarı: Sitemizde yer alan yazı, haber, makale, video, yorum ve tüm tıbbi bilgiler sadece genel bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgiler zamanla geçerliliğini kaybedebilir. Sitede yer alan bu bilgiler hiçbir zaman doktor muayenesinin yerini alamaz, doktor muayenesi ve tedavisi yerine kullanılamaz, kişisel teşhis ve tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilemez. Bitki Ansiklopedisinde ve haberlerde yer alan bilgiler sadece bilgilendirme amaçlıdır, uzmana danışmadan bilinçsiz kullanımda ilaçlarla etkileşime girerek ciddi yan etkiler oluşturabilir, başka bir hastalığı tetikleyebilir veya bir organınıza zarar verebilir. Sağlığınızla ilgili durumlarda lütfen uzman bir doktora danışınız. Sitemiz, uzman bir doktora danışılmadan yapılan herhangi bir uygulamadan doğabilecek zarardan sorumlu tutulamaz. Sitemizi ziyaret eden, yorum yapan ve doktorlara soru gönderen kişiler, bu uyarıları kabul etmiş sayılacaktır.
Bu haber toplam 2583 defa okunmuştur
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
Tüm Hakları Saklıdır © 2006 Sağlık Aktüel | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : (0216) 606 17 18 - (0224) 334 1 335 | Faks : (0216) 606 17 19 | Haber Yazılımı: CM Bilişim