Hidrosefali nedeniyle beyin dokusu oluşmadığı ve beyninin yüzde 90'ı beyin omurilik sıvısı ile kaplı olduğu için yaşamayacağı düşünülen Yağmur bebek, tedavi gördüğü hastaneden taburcu oldu. Aile, bebeklerinin durumunu doğum gerçekleşmeden öğrendiklerini ve doktorların 'aldırın' sözlerine kulak asmadıklarını belirtirken, doktorlar da böyle bir vaka ile ilk kez karşılaştıklarını ve Yağmur bebeğin tıp literatürüne girebileceğini belirtti.
Muğla'nın Bodrum ilçesinde yaşayan Nafiye Işık (29), 4 aylık hamileyken bebeğinde hidrosefali olduğunu öğrendi. 12 yaşında bir erkek çocuğa sahip olan Nafiye Işık ve eşi Ayhan Işık (34), bu kez Aydın'da başka bir doktora göründü. Burada yapılan tetkikler sonucunda; bebeklerinin beyin dokusunun oluşmadığı, kafa çapı büyüklüğü nedeniyle anneye de zarar verebileceği için bebeği aldırmaları gerektiği söylendi. Daha sonra Antalya'daki hastaneye başvuran çift, buradaki doktorlardan da aynı cevabı aldı ancak bebeklerini aldırmayı reddetti. Zor bir hamilelik sürecini atlatan Nafiye Işık, sevk edildikleri İzmir'deki üniversite hastanesinde 8 Ocak tarihinde sezaryenle Yağmur Meva'yı doğurdu, hastanedeki yeni doğan yoğun bakım servisinde yer olmadığı için yine İzmir'de özel bir hastaneye sevk edildi. Doktorlar, burada da Yağmur için umutlu konuşmadı ancak yoğun bakım servisinde gerekli takibini yaptı. Yağmur bebek, tedavi süresince sanılanın aksine kilo almaya başladı, hidrosefali sebebiyle büyük olan kafa çapının büyümesi durdu, beyin dokusu oluşmamasına rağmen ağlaması, uzuvlarını hareket ettirmesi sağlıklı bebekler gibi seyretti. Yağmur bebekteki ilerlemeyi gören doktorlar onu hemen şant operasyonuna aldı. Yağmur Işık'ın beynindeki sıvı, şant yardımı ile boşaltıldı. Kafa çapı da operasyonun ardından 5 santimetre küçüldü. Yaşama ümidi verilmeyen Yağmur bebek, tedavi gördüğü hastaneden 35 günün sonunda taburcu olurken, doktorları bu vakanın tıp literatürüne girebileceğini söyledi.
"BEBEĞİ ALDIRIN DEDİLER AMA KABUL ETMEDİK"
Yaşadıkları zorlu süreci anlatan baba Ayhan Işık, "Eşim 4 aylık hamileyken Bodrum'daki özel bir hastanede bebeğimizin durumunu öğrendik. Doktorlar beyninde su toplaması olduğunu söylediler ve Aydın'da bir uzmana yönlendirdiler. Orada da aynı şeyler söylendi. Bebeğin yaşamasının sıkıntılı olduğunu, anneye zarar verebileceğini, kafasında büyüme olduğunu, çocuk doğsa bile birçok yetisinin olmayacağını belirttiler. Bebeği aldırmanın doğru olduğunu söylediler ama biz kesinlikle bunu istemedik. Aydın'dan Antalya'ya gittik. Oradaki profesörler de bebeği aldırmamız gerektiğini söyledi. Biz yine bunu istemedik. Muğla'da yeniden hastaneye gittik, onlar da bizi İzmir'e sevk etti. Burada doğum için 36. haftaya kadar bebeğin ciğerlerinin oluşmasını bekledik. Bu sıra bebeğin kafası büyük olduğu için eşimin kaburgaları zorlanıyordu. Bu süreci atlattıktan sonra bebeğimiz sezaryenle doğdu ve hastanedeki yoğun bakımda yer olmadığı için bizi özel hastaneye sevk ettiler" ifadelerini kullandı.
"YAŞAMA İHTİMALİ ÇOK AZDI"
Gittikleri özel hastanedeki doktorların da bebeğin durumunun sıkıntılı olduğunu söylediklerini anlatan Işık, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Doktorlar bize burada durumu anlattı. Beynin su dolu olduğunu, hatta beynin oluşmadığını, bebeğin yaşama ihtimalinin çok az olduğunu söylediler. Ellerinden geleni yapacaklarını ancak tıbben yaşamasının çok zor olduğunu belirttiler. Buradaki yoğun bakım tedavisinde kilo alması düzgün ilerledi. Hareketleri, ağlaması normaldi. Kafası büyümediği, reaksiyonları da düzgün olduğu için şant operasyonu gerçekleştirildi. Şu anda kafasında 5 santimetre küçülme var. Şimdi kafa çapı 41,5 santimetre. 5 santim daha küçüldüğünde normal boyutlara gelecek."