• BIST 9724.5
  • Altın 2968.283
  • Dolar 35.1895
  • Euro 36.7272
  • Ankara 7 °C
  • İstanbul 7 °C
  • Bursa 7 °C
  • Antalya 19 °C
  • İzmir 13 °C

Veteriner hekimlerden halk sağlığının korunması için belediyelerle işbirliği önerisi

Veteriner hekimlerden halk sağlığının korunması için belediyelerle işbirliği önerisi
TVHB Merkez Konseyi Başkanı Murat Arslan: "Her belediyede Veteriner İşleri Müdürlüğü mutlaka kurulmalıdır. Ancak bu sayede yerel yönetimler koruyucu sağlık hizmetlerindeki sorumluluklarını yerine getirebileceklerdir"

Türk Veteriner Hekimleri Birliği (TVHB) Merkez Konseyi Başkanı Murat Arslan, zoonotik (hayvan-insan geçişli) hastalıkların önlenmesi için "veteriner hekimliği halk sağlığı" kavramının öne çıkarılması ve her belediyede "Veteriner İşleri Müdürlüğü" kurulması önerisinde bulundu.

Arslan, "Dünya Zoonoz Günü" dolayısıyla yaptığı açıklamada, zoonotik hastalıkların, çok eski çağlardan beri insan ve hayvan sağlığını tehdit eden, ölümle sonuçlanabilen ve pek çok ciddi sonuçları olan küresel bir sorun olduğunu ifade etti.

Söz konusu günün amacının, küresel bir tehdit haline gelebilen Kovid-19 gibi zoonotik hastalıklara karşı "koruyucu hekimlik" kavramını hayata geçirmek için merkezi yönetimleri uyarmak ve toplumu bilinçlendirmek olduğunu belirten Arslan, toplum sağlığını zoonotik hastalıklardan korumak için hayvan sağlığının da korunması gerektiğini bildirdi.

Arslan, insanlarda görülen hastalıkların çok büyük bir bölümünün hayvansal kökenli olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:

"Yeni oluşan patojenlerin (Ebola, Batı Nil, Kovid-19, Maymun Çiçeği, Kuş Gribi) yüzde 75'i hayvanlardan insanlara geçebilmektedir. Her ne kadar araştırmalar tamamlanmamış olsa da ülkemiz dahil tüm dünyayı kasıp kavuran, milyonlarca insanın enfekte olmasına ve çok sayıda insanın hayatını kaybetmesine neden olan Kovid-19'un da zoonoz olduğu bilim dünyasında kabul görmektedir."

Gıda kaynaklı hastalıkların ise yüzde 90'dan fazlasının hayvansal gıdalardan kaynaklandığını vurgulayan Arslan, kontrolsüz kurban kesimlerinin ve yeterince denetlenmeyen gıda işletmelerinin insan sağlığı açısından ciddi tehdit oluşturduğuna işaret etti.

- "Biyoterör" vurgusu

Arslan, her yıl ortaya çıkan 5 yeni insan hastalığının 3'ünün hayvan orijinli olduğuna ve zoonotik hastalıklar grubundaki etkenlerin yüzde 80'inin potansiyel "biyoterör" etkenleri arasında bulunduğuna dikkati çekerek, şu değerlendirmede bulundu:

"Biyoterörizm, 'biyolojik ajanların' canlıların hastalanması ya da ölümü için kullanılmasının hedeflenmesidir ki genellikle insan hedeflenir ve ülkeler arası bir savaşta rahatlıkla kullanılabilir. Buna örnek olarak etkeni 'bacillus anthracis' olan 'şarbon hastalığı' verilebilir. Hala en çok rastlanan zoonotik hastalıklar olarak brucella (Malta humması), şarbon, salmonellozis, tüberküloz, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi, tokzoplazma, kist hidatik ile kuduz hastalığı sayılabilir. Ülkemizde şarbonun endemik olması nedeniyle özellikle veteriner hekimler, hayvan sahipleri/üreticiler, kasaplar ve dericiler risk grubundadır. Zoonotik hastalıklar hasta hayvana temasla, hasta hayvanlardan elde edilen kontrolsüz gıdaların tüketimiyle, hayvanın salgılarına, kanlarına veya diğer atıklarına temasla, deri, kürk veya deriden yapılan eşyalara doğrudan veya dolaylı temasla, ayrıca kene, sivrisinek aracılığıyla da bulaşmaktadır."

- Zoonoz hastalıklardan korunma yolları

Arslan, zoonotik hastalıkların diyabet ve trafik kazalarından kaynaklanan ölümlerden daha fazla ölüme neden olduğunu belirterek, 2021'de küresel olarak 2,7 milyon insanın zoonozlardan hayatını kaybettiğini bildirdi.

Zoonotik hastalıkların gerek hayvanlar arasında yayılmasını gerekse insanlara bulaşmasını önlemek için "veteriner hekimliği halk sağlığı" kavramının daha görünür hale getirilmesi gerektiğini vurgulayan Arslan, şunları kaydetti:

"Zoonotik hastalıklarla mücadelede ön koşul, hayvan sağlığı hizmetlerinin etkin olarak sürdürülmesi ve ulaşılabilir olmasının sağlanmasıdır. Hastalıkların bulaşmasını önlemek için en önemli korunma basamağı hijyen, özellikle el hijyenidir. İnsan sağlığı ve hayvan sağlığı meslek örgütlerinin, bilim insanlarının 'pandemiler çağındayız' açıklamaları göz ardı edilmemeli, koruyucu hekimlik uygulamaları öncelenmelidir. Kırım Kongo Kanamalı Ateşi, Batı Nil Ateşi, hanta gibi hastalıkların etkenlerini taşıyan vektörlerin, üreme dönemlerinde doğru mücadele ile sayısının artması önlenmeli, ülkemizdeki sulak alanları ve bal arılarıyla birlikte tüm yaban tozlayıcıları koruyan etkin bir vektör mücadelesi yapılmalıdır. Hangi bölgede hangi vektörel mücadele yapılmalıdır, hangi zamanlarda hangi yöntemlerle yapılmalıdır, hangi biyosidal ürünler ne kadar kullanılmalıdır sorularının cevaplarını ancak veteriner hekimler yanıtlayabilir. Bunun için her belediyede 'Veteriner İşleri Müdürlüğü' mutlaka kurulmalıdır. Ancak bu sayede yerel yönetimler koruyucu sağlık hizmetlerindeki sorumluluklarını yerine getirebileceklerdir. Küresel düzeyde ele alınması gereken 'Tek Sağlık' yaklaşımı gelecek yıllarda hem insanların hem hayvanların daha güvenli, daha sağlıklı ve daha temiz bir dünyada yaşamasını sağlayabilir."

 

 

Kaynak: Haber Kaynağı
Bu haber toplam 872 defa okunmuştur
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
Tüm Hakları Saklıdır © 2006 Sağlık Aktüel | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : (0216) 606 17 18 - (0224) 334 1 335 | Faks : (0216) 606 17 19 | Haber Yazılımı: CM Bilişim