Birçok insan, vücut ağırlığından yakınır ve zayıflamak adına birçok yönteme başvurur.
En etkili yöntemin diyet yapmak olduğunu düşünenler ise hemen bir hedef belirler ve yola koyulur. Planlanan diyetlerin bir kısmı daha başlamadan son bulur ve motive olamamanın verdiği isteksizlikle hep bir sonraki pazartesi gününe ya da ay başına ertelenir. Bunun yanında azimli olanlar hedeflerine ulaşma noktasında yarını bile beklemezler ve hayatlarında meydana gelecek büyük değişiklikler için sağlık yoluna koyulur ve ideal vücut ağırlıklarına kararlılık ve mutluluk ile ulaşırlar. Bu dönemde birtakım engeller de önlerine çıkacaktır elbet. Bunlardan ilki, diyet programının etkisi ile başlanan kilo kaybı bir süre sonra durur ve kişi sabır ile vücudunun bu direnişini bekler ve kısa bir süre sonra tekrar ağırlık azalmalarını tartıda görmeye başlar.
Belirli zamanda hedefine ulaşmanın mutluluğu ile kendine güveni gelen kişi, hayata daha pozitif bakar ve vücudunda meydana gelen olumlu değişiklikleri ve zindeliği fark eder. İşte en önemli zamanlardan biri de bu vakittir. Başarılı diyet öykülerinin en can alıcı noktası, uzun bir maratonun finali ama yeni bir dönemin başlangıcıdır aslında. Dinlenilen çoğu öyküde emek vererek kaybedilen kiloların kısa bir süre içinde geri kazanıldığı ve hüsranla sonuçlanan bir diyetle karşılaşılır. Bu da diyet programının hatası gibi düşünülür ve büyük bir motive kaybı yaşanır. İşte bu olay, vücudun yoyo direncidir. İnsan vücudu, belirli bir kısıtlama sürecinden çıkınca tekrar eski boşluklarını doldurmak ister. Eğer ideal ağırlığa ulaşılınca kişi mutlulukla birlikte diyetinde gevşeklik gösterirse bu davranış tekrar ağırlık kazanımına yol açar. Bu durumun yaşanmaması için koruyucu diyet programları mutlaka uygulanmalıdır. Koruma diyeti, zayıflama diyeti süresi kadar yapılmalıdır.
MELİKE ELDEM
Diyetisyen
