• BIST 9270.03
  • Altın 2907.517
  • Dolar 34.564
  • Euro 36.6366
  • Ankara 10 °C
  • İstanbul 15 °C
  • Bursa 8 °C
  • Antalya 15 °C
  • İzmir 15 °C

Varis neden oluşur, tedavisi nedir?

Varis neden oluşur, tedavisi nedir?
Estetik olarak hoş olmayan bir görüntüye neden olduğu için, özellikle kadınların en büyük sorunlarından biri olan varisler,..

Estetik olarak hoş olmayan bir görüntüye neden olduğu için, özellikle kadınların en büyük sorunlarından biri olan varisler, aynı zamanda sağlık açısından da önemli bir problem. Eğer akşam saatlerinde artan bacak ağrılarınız ve şişlikleriniz, gece ortaya çıkan kramplarınız varsa, varis tehlikesi ile karşı karşıya olabilirsiniz.

Genellikle, vücudun en fazla basınç altında kalan bölgesi olan bacakların alt kısımlarında görülen varise neden olan faktörlerin başında genetik yatkınlık, çevresel nedenler ve hormon ilaçları geliyor. Varisten kurtulmak için lazerden cerrahi yöntemlere kadar birçok tedavi seçeneği bulunuyor. Ancak varis, çok nadir olsa da bazen damarlardaki kanın pıhtılaşmasına neden oluyor. Hareketsizlik nedeniyle damarın içinde pıhtılaşan kanın akciğere gitmesi ölüme bile yol açabiliyor.

Ancak varis tedavisinde yeni bir tedavi yöntemi olan köpükle (foam) çok başarılı sonuçlar elde edilebiliyor. Prof. Dr. Mehmet Kurtoğlu'na varisin nedenlerini ve tedavi yöntemlerini sorduk.

Varis nedir, nasıl oluşur?

Varis, vücudun özellikle de bacakların toplardamar sisteminin iyi çalışmaması sonucu ortaya çıkar. Bacaklardaki toplardamarlar hem derinden, hem de yüzeyden geçerler. İşte bu yüzeyden geçen toplardamarların görünür hale gelmesiyle mavi-mor renkli varis damarları oluşur. Her toplardamarın içinde kanın yalnız tek yönlü, aşağıdan yukarı yani kalbe doğru akmasını sağlayan kapakçıklar vardır. Ayağa kalkıldığı zaman o kapakçıklar kapanıp kanın geriye kaçmasına engel olur. Bu kapakçıklar iyi çalışmadığı zaman kişi ayağa kalktığında kan, bacaklarına geri döner ve buradaki damarların basıncını artırır. Basıncı artan damar da genişleyip, dışarıdan görünür hale gelir.

Varisin belirtileri nelerdir?

Variste yani tıp dilindeki adıyla venöz hastalıklarda ilk şikâyetler en fazla bacakların görüntüsünün bozulması gibi kozmetik nedenlerdir. Genellikle bu görüntü değişikliklerine özellikle günün ilerleyen saatlerinde artan ağrı eşlik eder. Bacaklarda kaşıntı, gece krampları ve şişlikler de sık görülen şikâyetler arasındadır. Ayrıca varis damarları ciltte çatlamalara ve kanamalara sebep olabilir. Hatta bu damarlar mikrop kaparsa, bacaklarda yaralar ve kahverengi lekeler de oluşabilir. Bu lekeler varis damarlarından kanın sızmasına bağlı olarak daha çok ayak bileklerinde görülür.

Ancak çok nadir görünse de, varis oluşumun en önemli belirtileri arasında kanın pıhtılaşması gelir. Hareketsizlik nedeniyle damarın içindeki kan akımı kıvrım kıvrım genişlemiş damarın içinde yavaş olacağı için pıhtılaşmaya eğilimli olur. Pıhtılaşan bu kanın akciğere gitmesine emboli denir. Özellikle uzun uçak yolculuklarında rastlanan bu durum, çay, kahve ve alkol tüketimine bağlı olarak vücudun su kaybetmesiyle daha da artar. Bu durum ölüme bile yol açabilir. Bu yüzden uzun yolculuklara çıkan, doğum kontrol hapı veya östrojen hormonu kullanan insanlarda pıhtı oluşumu daha da artabilir.

Varis tedavi edilmezse ne olur?

Varis tedavi edilmediği zaman sürekli ilerleyerek daha da görünür hale gelir. Bazı varisler mikrop kapıp yaraya neden olabileceği gibi, bazı varislerde böyle bir durum görülmez. Ayrıca variste tedavi gecikirse şeker, tansiyon, kalp gibi yandaş hastalıklar oluşur. Bu hastalıklar da tedaviyi zorlaştırır.

Tanısı nasıl konur?

Varis, tüm dünyada ortalama yüzde 25 civarında, yani dört kişiden birinde görülür. Bizim ülkemizde de 20-25 milyon kişide bu hastalığın olduğu bilinmektedir. Bacaklarında damar görüntü değişikliği, şişlik, yara şikâyetleri olan kişilerin özellikle toplardamar tetkikleri çok detaylı bir şekilde yapılmalı. Şikâyete sebep olan faktörün ne olduğunu bulmak için doppler ultrasonografi tetkiki yapılır.

Doppler, toplardamarların içindeki kapakların hareketini, kanın akışını ve yönünü gösterir. Böylelikle kan sadece kalbe doğru mu gidiyor, yoksa ayağa kalkmakla ve ıkınmayla ters yöne mi kaçıyor bu alet sayesinde anlaşılır. Doppler ultrasonografi, hamilelik ve safra kesesi muayenesinde kullanılan ultrasona benzeyen, acı vermeyen, çok basit bir alet. Ultrason çekilirken hasta ayağa kaldırılır ve ıkındırılır. Böylelikle bacaklardaki kapakların kanı geriye kaçırıp kaçırmadığı, nereden nereye kaçırdığı gibi tetkikler yapılır.

Varis oluşumuna neden olan faktörler nelerdir?

Genetik faktörler: Genetik yatkınlığın varis oluşumunda etkili olup olmadığı kesin olarak bilinmemekle birlikte, her hastalıkta olduğu gibi varisin ortaya çıkmasında da genetik nedenler olduğu düşünülüyor. Genetik nedeniyle ortaya çıkan varislerde kişinin annesinde, babasında, kardeşlerinde, teyze veya halasında varis varsa, kendisinde de varis olma ihtimali artıyor.

Çevresel faktörler: Hastalığa sebep olan diğer bir neden de çevresel faktörler. Hareketsiz yaşam tarzı varislerin daha çabuk ve daha abartılı bir şekilde açığa çıkmasına sebep oluyor. Özellikle sürekli ayakta veya oturarak yapılan işlerde bacak adeleleri hiç çalışmadığından varis oluşumu artıyor. Bu durum büro çalışanlarında, kuaförlerlerde ve öğretmenlerde çok görülür. Ancak sürekli hareket halinde olan, spor yapan, kilo almayan insanlarda ailevi eğilim olsa bile, varis oluşumu hem daha az şiddette olur, hem de gecikebilir.

Hormon ilaçları: Hormon ilaçlarının içindeki birtakım maddeler damarların yumuşamasına sebep oluyor. Yumuşayan damarlar da daha çabuk genişler ve görünür hale geliyor.

Varis olan hastalar nelere dikkat etmeli?

*Varis hastalarının ayakta veya oturarak uzun süre kalmamaları, arada bir 5-10 adımla da olsa yürümeleri veya parmak ucuna kalkarak baldır hareketleri yapmaları gerekiyor.
* Bu hastalar spor yapmalılar ve haftada üç kez, 30-45 dakika yürümeliler.
* Banyoda sıcak suyla yakındıktan sonra bacaklarına nispeten soğuk suyla masaj yapmalılar. Saunanın bir zararı yok. Ancak 8-10 dakikalık seanslar sonrasında vücuda ve özellikle de bacaklara yine mutlaka soğuk suyla masaj yapılması gerekiyor.
* Güneşin ve denizin hiçbir zararı yok. Güneşlenip çok fazla ısınmadan sık sık denize girmek bacakları rahatlatır.
* Lifli gıdalarla beslenmeliler. Kafeini mümkün olduğu kadar kullanmamalılar.
* Özellikle E vitamininden zengin gıdalar toplardamarları kuvvetlendiriyor.
* Varisli hasta gebe kaldığında varisleriyle ilgili bir doktora danışmalı ve mutlaka gebeliği boyunca varis çorabı giymeli. Egzersiz yapmalı, normalin üstünde kilo almamalı.

Tedavi metotları nelerdir?

Varis tedavisinde son 10 seneye kadar en bilinen yöntem cerrahi müdahaleydi. Özellikle çok kıvrımlı ve geniş olan damarlarda ameliyat tek çare olarak görülüyordu. Ancak eğer hastalık başlangıç noktasında yakalanırsa çok daha kolay iki yöntem bulunuyor. Bu yöntemlerden ilki damara lazer sokup, yakarak damarın devre dışı bırakılması. Bu yöntem ataküstü ve günübirlik yapılıyor. Diğer ve çok yeni bir yöntem olan iğneyle damarın içine girip, ilaçla damarı yakma işlemine de köpük (foam) deniliyor.

Köpük denilen kimyasal sıvı, yakıcı bir ilaç olduğundan damarın içine verildiğinde damarı yakıyor. Sıvı da damara verilmeden önce hava ile karıştığı için deterjan gibi köpürüyor. İlacın bu köpükleşmiş şekli daha da etkili oluyor. Bu yönteme sklerozan da deniliyor. İşlem çok kısa ve ağrısız, komplikasyon görülme ihtimali çok çok az ve işlem sadece 10 dakika sürüyor. İşlemden hemen sonra hasta ayağa kalkarak, günlük hayatına devam edebiliyor.

Varis çorapları işe yarıyor mu?

Varis çorapları çok faydalıdır. Ancak bu çoraplar basınçlı olduğundan bacağa normal çorapların 10-20 misli basınç uygularlar. Ayrıca giyilmesi çok zor olduğundan ilave bir giyme aparatına ihtiyaç duyulur ya da giyerken birinin yardımının alınması gerekir. Bu çoraplar giyilince, damarı dışarıdan bastırır ve damarlardaki kapakların kanı kaçırmasını engeller. Çorap giyildiği sürece ameliyat olmuş gibi rahat edilir, ancak çorap çıkarıldığında şikâyetler devam eder. Yani sürekli bir tedavi ediciliği yoktur.

ekolay.net

Uyarı: Sitemizde yer alan yazı, haber, makale, video, yorum ve tüm tıbbi bilgiler sadece genel bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgiler zamanla geçerliliğini kaybedebilir. Sitede yer alan bu bilgiler hiçbir zaman doktor muayenesinin yerini alamaz, doktor muayenesi ve tedavisi yerine kullanılamaz, kişisel teşhis ve tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilemez. Bitki Ansiklopedisinde ve haberlerde yer alan bilgiler sadece bilgilendirme amaçlıdır, uzmana danışmadan bilinçsiz kullanımda ilaçlarla etkileşime girerek ciddi yan etkiler oluşturabilir, başka bir hastalığı tetikleyebilir veya bir organınıza zarar verebilir. Sağlığınızla ilgili durumlarda lütfen uzman bir doktora danışınız. Sitemiz, uzman bir doktora danışılmadan yapılan herhangi bir uygulamadan doğabilecek zarardan sorumlu tutulamaz. Sitemizi ziyaret eden, yorum yapan ve doktorlara soru gönderen kişiler, bu uyarıları kabul etmiş sayılacaktır.
Bu haber toplam 32745 defa okunmuştur
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
EDİTÖRÜN SEÇTİKLERİ
Tüm Hakları Saklıdır © 2006 Sağlık Aktüel | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : (0216) 606 17 18 - (0224) 334 1 335 | Faks : (0216) 606 17 19 | Haber Yazılımı: CM Bilişim