Prof. Dr. Cihan Aksoy, uzun yıllardır sürdürülen ve Kuzey ülkelerin denizlerinde yaşayan Morina balığının derisinde bulunan kolajen peptit maddesi ile kireçlenme tedavisinde önemli bir aşama kat edildiğini, bugüne kadar kullanılan tüm tedavilerin aksine bu maddenin doğrudan onarmaya yardımcı olduğunu söyledi. 2006 yılında ABD'de bulunan University of Illionis College of Medicine'dan bilim insanları 7 farklı bilimsel çalışmayı değerlendirerek bu sonuca vardı. 2018 yılında Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Osman Tuğrul Eren başkanlığında 4 kişilik bir uzman ekip Türkiye'de benzer bir çalışma yaparak kolajen peptit ile kireçlenme (osteoartrit) tedavisinde yüzde 55 oranında ağrıda azalma ve hareket kabiliyetinde iyileşme kaydettiklerini ortaya çıkardı. Türk bilim insanlarının çalışmasının sonuçları da Clinical Medicine ve PubMed isimli bilimsel dergilerde yayınlanarak tıp literatürüne girdi.
FAZLASI BÖBREKLERE ZARAR VERİYOR
Kolajen peptit ile ilgili çarpıcı araştırma sonuçları Türkiye'den 200 fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanının katıldığı "Bilimin Işığında" toplantısında açıklandı. Toplantıya başkanlık yapan İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cihan Aksoy, Prof. Dr. Canan Karatay'ın paça çorbası önerisine atıfta bulunarak bunun gibi yiyeceklerden alınan kolajenin düşük dozlarda alındığında faydası olmadığını, çok fazla tüketildiğinde ise karaciğer, böbreklere zarar verdiğini ayrıca tansiyonu yükselttiğini belirtti ve şunları söyledi: "Eskilerden günümüze gelen bir gelenek vardır. Eklem bağları, ağrısı, kırık olaylarında Anadolu’da bir an önce iyileşmesi için paça çorbası içilirdi. Çünkü paçanın içinde kolajen vardır. Kolajen hareket sisteminin yapı taşlarını, özellikle kemik, kıkırdak, lif ve eklemleri oluşturan proteindir. Siz belki 5 kilo çorbayı içtiğinizde iyileşirsiniz ama onu hazmedecek karaciğere onu atacak olan böbreğe zarar verirsiniz."
MORİNA BALIĞI İYİLEŞTİRME ÖZELLİĞİNE SAHİP
Prof. Dr. Aksoy, son yıllarda yapılan bir çalışmada ortaya çıkan ve doğrudan hedefe ulaşarak, iyileştirme yapabilen kolajen peptitlerden bahsetti ve şunları söyledi: "Doğada insana yararlı olabilecek kolajenler vardır. Bu kolajenlerin bir kısmı aktif yani çalışan peptitlerdir. Bulunduğu ortamda aktif olan kollajen, biyolojik yararlılığı olan bioaktif peptit işe yarar. Özellikle yıpranmaya bağlı şikayetlerin giderilmesi için hastalara önerdiğimiz Morina balığından elde edilen peptitler işte bu özellikleri taşıyor. Yapılan çalışmalarda bu kollajenin aktif olduğu, iyileştirici etkisi görülmüştür. Kuzey Denizi’nin soğuk sularında yaşayan Morina Balığının derisinden elde edilen bir aminoasit olan kollajen peptitler eklem ve kıkırdak sağlığının ilacıdır."
BUGÜNE KADAR UYGULANAN TEDAVİLER SADECE AĞRIYI GİDERİYORDU
İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Demirhan Dıraçoğlu ise bugüne kadar varolan tedavilerin sadece ağrıları azalttığını ancak tedavi edici özelliği olmadığını belirtti ve şunları söyledi: "Kolajen peptitler aslında bir aminoasittir ve son yılların en gözde doğal tedavi yöntemlerinden biridir. Çünkü kireçlenme tedavisinde standart ilaçlarla daha çok semptomları yani ağrıyı sızıyı azaltalım, hastayı olabildiğince rahatlatalım tarzında tedaviler yapıyoruz. Kireçlenmede sorun kemiğin mineral yapısında değil sorun eklemdedir ve ağrı oluşur. Kıkırdak ancak kolajen peptitler ile desteklendiğinde bu mekanik ağrıyı azaltma şansınız olur. Araştırmalarda vücuda faydalı olan kolajenin tek parça halinde değil,içinde bioaktif yani iyileştirici gücü olan belli peptitler halinde olduğu görüldü. Hastalarımda birebir gözlemliyorum ve sonuçlar yüz güldürücü."
DOĞRUDAN KIKIRDAĞA ULAŞARAK TEDAVİ EDİYOR
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alp Çetin yiyecekler ile alınan kolajenin yüksek moleküler ağırlığı olduğu için bağırsaklardan emilmediğini ve kıkırdak dokusuna ulaşamadığını ancak paça çorbasındaki kolajenden farklı olarak daha kırpılmış halde Morina balığındaki bulunan kolajen peptitin doğrudan kıkırdaklara ulaşarak tedavi edici özelliği olduğunu söyledi. Prof. Dr. Çetin sözlerine şöyle devam etti: "Kıkırdak sürekli yapılıp yıkılan bir dokudur. Kireçlenme dediğimiz problemde kıkırdak yıkımı artar, yapım bunu karşılayamaz. Kıkırdak hammaddelerinden biri de kolajen; kıkırdağı sağlam tutan ve bu direnci sağlayan maddedir. Kolajen desteğinin olması kıkırdak sağlığının korunmasında ve hatta belki de tamirinde faydalı olacak bir yöntemdir. Eklem veya kemik problemi olduğunda eskiden hemen paça çorbası içirilirdi. Bu geleneksel tedavi yöntemidir. Ancak bu şekilde alınan kolajen oldukça yüksek moleküller ağırlıklı olduğu için bağırsaklardan emilmez ve hedef doku olan kıkırdak dokusuna ulaşmaz. Dolayısıyla onun kırpılmış haline kolajen peptitlere ihtiyaç vardır. Hidrolize kolajen ve kolajen peptit daha çok küçük moleküller halinde olursa ancak bağırsaklardan emilir. Küçültmek de yetmez çünkü kıkırdak için önemli olan aminoasitlerin bu peptitleri içermesidir. Bu peptitleri içeren aminoasit zincirlerinin kolajen peptit haline getirilmesi gerekir. Bu sayede verdiğimiz kolajen hem kıkırdak dokusu tarafından emilir hem de kıkırdak dokusuna ulaşır. Örneğin, Morina balığından elde edilen kolajen peptitler bu amaç için çok uygundur. Hastanın semptomlarını ve ağrıyı gidermek açısından faydalıdır."
DOĞAL OLAN HER ŞEY SAĞLIKLI OLMAYABİLİR
Nişantaşı Üniversitesi Öğretim Görevlisi Ortopedi ve Travmotoloji Uzmanı Prof. Dr. Koray Ünay ise kolajenin çok büyük olduğu için hücrelere giremediğini belirtti ve sözlerine şöyle devam etti: "Toplumdaki yaygın görüş, doğal olan her şeyin daha yararlı olduğu yönünde. Bu yanlış bir inanıştır. Zehirli mantar doğada yetişen zararlı bir doğal üründür. Kolajen kıkırdağın ham maddesidir. Doğal kolajenin de çok iyi olduğunu düşünülüyor, bu yanlış bir düşüncedir. Vücudun içinde oluşturulan doğal kolajen işe yarar. Dışardan alınması gerektiğinde doğal kolajen çok büyük olduğu için hücrelerin içine giremez ve işe yaramaz. Parçalanıp, işlendiği takdirde işe yarar. Kolajen molekülü hazır şekilde sindirim sisteminden geçer, kana karışır. Kıkırdak hücrelerinin içinden geçecek kadar küçük olmalıdır. Böyle yapıldığında ancak kıkırdak hücresine hammadde verilir. 'Al bunları birleştir, klasik kollajeni üret' denmiş olur. Mantığı budur. Morina Balığının derisinden elde edilen proteinlerle enzimler bir araya geldiğinde kolajen elde edebilecek o küçük boncuklar çok yoğun çıkar. Eklemin ve kıkırdağın vitamini kolajen peptitlerdir. Kısacası sağlıklı eklemin sırrı kollajen peptitlerdir."
TÜRK BİLİM İNSANLARININ ARAŞTIRMASI TIP LİTERATÜRÜNE GİRDİ
2018 yılında Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Osman Tuğrul Eren başkanlığında 4 kişilik uzman ekibin 100’e yakın hastada yaptıkları klinik araştırmada kolajen peptitlerin yüzde 55 oranında ağrıda azalma ve hareket kabiliyetinde iyileşme gösterdiği saptandı.Çalışma sonuçları bilim dünyasında çok saygın olan Clinical Medicine ve PubMed’de yayınlandı. Prof. Dr. Tuğrul Eren araştırma hakkında şunları söyledi, “2006 yılındaChicago, University of Illinois College of Medicine’daki bilim adamları, tıbbi literatür ve klinik kanıtları gözden geçirerek, kireçlenme tedavisinde Kolajen peptit kullanımını değerlendirdi. 7 farklı çalışmayı değerlendiren araştırmacılar, Kolajen peptitlerin güvenli olduğunu, osteoartriti bulunan ve diğer artrit sorunu olan hastalarda, ağrıyı tedavi ettiğini ayrıca eklem fonksiyonlarını düzelttiğini yönünde fikir birliğine vardı. Fransa’da ise 2011 yılında 6 farklı merkezde 188 hastada 15 gün süreli yapılan açık klinik çalışmada ağrı ve hareket zorluğunda yüzde 35 azalma saptandı.Yapılan bilimsel araştırma sonuçlarında kolajen peptitlerin, kemik yoğunluğuna ve kemik üreten hücrelerin büyümesine yardımcı olduğu, osteoporoz ve diğer olası kemik hastalıkları karşısında kemikler güçlendiği saptandı. Biz de yaptığımız araştırmayla bunun gerçekliğini ortaya koyduk. Kolajen peptit ile ilgili araştırmalar ise 1978 yılında Fransa’da Prof. Dr. Bernard Noel öncülüğünde başladı. Manş Denizi’nde yaşayan canlılarla ilgili yaptığı araştırmalarda Morina balığının derisinde yoğun protein olduğunu keşfetti. Bu proteinlerin özel bir zincirle birbirine bağlı olduğunu, peptit adı verilen bu bağın kıkırdak hasarı onarırken ve eklem ağrılarını giderdiğini buldu.