Şüphesiz COVİD-19 salgının her birey üzerinde ayrı bir etkisi oldu. Pandemi sırasında patron, çalışan, anne-baba ve çocuk olmak farklı lenslerden değerlendirilmesi gereken durumlar… Peki, bu dönemde hayatlarının en önemli gelişim evresinde olan çocuklar pandemiye nasıl yakalandı? Eğitim süreçleri, hayatı felç etme noktasına gelen koronavirüsten ne kadar etkilendi? Genel olarak psikolojik durumları nasıl?
Pandemi Döneminde Çocuk ve Öğrenci Olmak
Pandemi, yetişkinler kadar çocuklarda da büyük bir belirsizlik hissi oluşturdu. Anne-babalarının veya bakım veren herkesin paylaştığı kaygı ortamı çocukları da kaygılandıran bir faktör oldu. Örneğin, sık görüştükleri büyükanne ve büyükbabalarından bir süre ayrı kalmak durumunda kaldılar. Okul ve oyun arkadaşlarıyla uzun bir süre görüşemediler ve oyun alanları evleriyle sınırlandı. Tüm vakitlerini evde geçiren çocuklar anne ve babalarının, bir kısmı koronavirüs ortamından kaynaklı ve kaçınılmaz, bir kısmı ise psikolojik destek gerektiren iletişim sorunlarına daha çok tanıklık etti. Kardeşleriyle daha çok vakit geçiren çocukların iletişimin kuvvetlenmesi dışında kardeş kıskançlığı, anne-baba veya eşyaları paylaşamama gibi sorunların daha çok dışa vurulması söz konusu oldu. Özetle, görünmez bir virüsün varlığını anlamlandırma çabası, değişen sosyal yaşantılarıyla çok daha zor hale geldi.
COVİD-19 hastalığının sebep olduğu ağır vaka ve ölümler uzun bir süredir gündemimizi meşgul ediyor. Yetişkinlerin belirsizliği gerekçelendirmesi mümkünken bu durum çocuklar için daha anlaşılmaz oluyor. 10-12 yaşlarında soyut düşünmeye başlayan çocuklar medya, televizyon ve günlük sohbetlerdesıkça geçenCOVİD-19 gelişmelerini, vaka ve ölümleri anlamlandırmakta güçlük çekiyor. Uzmanlar çocukların yanında ölüm gibi kaygıların çok fazla ifade edilmesinden kaçınılması gerektiğini belirtiyor.
Online Eğitim Konusundaki Paradigma Değişimi
Covid-19 vakalarının başlamasıyla birlikte tüm dünyada aylarca süren karantina yaşantısı, eğitimi de etkilemiş durumda. Birçok ülke gibi ülkemiz de uzaktan eğitim sürecini başlatmış oldu. Öğrenciler, okul ve arkadaş ortamlarından kopup teknolojiyle iç içe olmaya başlamış durumda. Bu durum ebeveynlerin de “home-schooling” (evde eğitim) kavramıyla yeni tanışmasına neden oldu.
“Uzaktan eğitim”, lisans eğitim düzeyinde pandemi öncesinde de sunulan ancak ilkokul, ortaokul ve lise düzeyindeki öğrencilerin yeni tanıştığı bir kavram olarak karşımıza çıkıyor. Uzaktan eğitim, pandemi sürecinde çocukların internet ortamında çeşitli programlar aracılığıyla senkron veya asenkron olarak yütülüyor. Ebeveynler bu süreçte çocukları için anne-baba rolüyle birlikte “öğretmen” veya “kolaylaştırıcı” rolünü de üstleniyor. Bu süreçte ders programlarının takibinde, ödevlerin kontrolünde ve alıştırmaların kavranmasında çocuklara yardım eden ebeveynlerin de uyum sorunlarını aşması gerekiyor.
Dersliklerden Uzak Kalma Okul ve Eğitimden Soğumaya Neden Oluyor mu? Ebeveynler Neler Yapmalı?
Çocuklar okulda, akran grubuyla ve yüz yüze eğitim sistemiyle ders ortamına alışkınlar. Bu çerçevenin dışına itilmeleri, daha okula yeni adım atacakken ebeveyn tercihlerinden ötürü evde eğitim almaları ve uzaktan eğitim çerçevesinin tam olarak benimsenmemesi birtakım uyumsuzluk sorunları yaşamalarına neden oluyor. Bu noktada çocuklarda belirsizliğin giderilmesi ve yeni ders ortamlarından verim sağlanması için çocuklarla açık bir ifadeyle uzaktan eğitim sürecinin tanımı ve çocuktaki algısının konuşulması önemli bir adım. Çocuğun ders sonlarında neler öğrendiği, öğretmeniyle iletişimi konusunda zorlanıp zorlanmadığı, canlı derslere sanal olarak katılmanın onda hangi hisleri oluşturduğu konuşulmalı.
Bu noktada, Bilginet Akademi platformunda Oyun Terapisi eğitimi veren ve sahibi olduğu Dünya Danışmanlık ve Psikoloji Merkezi’nin her iki şubesinde çocuk psikoloğu için yönlendirmeler yapan Uzman Klinik Psikolog Fundem Ece Erdem, konuya ilişkin şunları söyledi:
"Ebeveynler, uzaktan eğitim sürecini çocukları için keyifli bir hale getirebilir. Örneğin, ders aralarında çocuklarıyla spor yapabilir veya şarkı söyleyebilirler. Sonrasında çocukları hızlıca derse koşarken, ebeveyn de işine veya kitabını okumaya koşabilir. Ebeveyn her iki senaryoda çocuğuyla özdeşleşmiş olacak, kendisini yalnız hissetmemesini ve derse daha motive bir şekilde odaklanmasını sağlayacaktır. Burada ders amaçlı teknoloji kullanımı ve keyfi kullanım arasındaki ayrımı ifade etmeleri gerekiyor; çünkü çocukların her uyarana açık oldukları ve gelişimlerinin etkilendiği bir dönem. Ebeveynlere bir diğer tavsiyem, bu süreçte kendilerine bireysel zaman ayırmayı ihmal etmemeleri. Çünkü ebeveynlerin tüm dünyası iş ve çocuk olursa, bu sefer çocuklarıyla ilgilenirken tahammül seviyeleri azalabilecektir. Son tavsiyem, aile içi iletişim ve çocuğa bunun yansımaları birtakım işleve bozukluklarına yol açıyorsa hem bireysel terapi şeklinde psikolojik danışmanlık, hem de çocuk psikoloğu, ebeveyn danışmanlığı veya aile danışmanlığı desteği almayı mutlaka düşünsünler. Psikolog randevu talepleri için bizler yetkin kadromuzla buradayız”