Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, "Uyuşturucuyla mücadelede gerek hükümetimiz gerek yönetim dinamiklerimiz gerekse toplumsal duyarlılığımız, bu ülke insanını asla uyuşturucu tacirlerinin eline bırakmayacak. Emniyetin yasal olarak gördüğü boşlukları Adalet Bakanlığımız daha güçlü ve daha caydırıcı şekle dönüştürecek. Şu anda yasal cezaların nerelerde zayıf halkası var, onlara bakılıyor. Kullanıcı, aracı, üretici, satıcı, nerede boşluk varsa onun belirlenmesine çalışılıyor" dedi.
Müezzinoğlu, Bahçeşehir'deki evinin kapısını AA muhabirine açtı.
Son günlerde basında sıkça yer alan uyuşturucu ile mücadeleye ilişkin açıklamalar yapan Müezzinoğlu, medyada etken maddelerin isminin açıkça yer almasının doğru olmadığının altını çizdi ve tümü için uyuşturucu kelimesinin kullanılması gerektiğini vurguladı.
Müezzinoğlu, bu konunun çok boyutlu olarak ele alınması için Bakanlar düzeyinde yapılan toplantıda Türkiye'nin uyuşturucu ile mücadelede yeni vizyonunu belirlediklerini dile getirerek, "Uyuşturucuyla mücadelede gerek hükümetimiz gerek yönetim dinamiklerimiz gerekse toplumsal duyarlılığımız, bu ülke insanını asla uyuşturucu tacirlerinin eline bırakmayacak" dedi. Şu anda ilgili Bakanlıkların bu konuda neler yapabileceğine ilişkin çalışmalar yaptığını anlatan Müezzinoğlu, "Önce kendi bakanlık dinamiklerimizle ne yapabiliriz ve burada daha dinamik şekilde hükümet olarak ne yapabiliriz diye müsteşar yardımcıları düzeyinde görevlendirmeleri yaptık. Bugün, kendi arasında toplantılarını yapacak ve 15 gün içinde de bize alınması gereken önerileri sunacaklar. Türkiye'nin uyuşturucu ile mücadelede yeni bir vizyonunu oluşturmaya çalışacağız" diye konuştu.
-Yerel yönetimlere sorumluluk verilecek
Uyuşturucu ile mücadelede özellikle yerel yönetimlere sorumluluk verileceğinin altını çizen Müezzinoğlu, şunları kaydetti:
"Koruyucu ve önleyici önlemlerin alınmasında ve uyuşturucunun zararlarına ilişkin duyarlılığın artırılmasında yerel yönetimleri önemsiyoruz ve mücadelenin içinde olmasını istiyoruz. Çünkü yerel yönetimlerin, meclis üyelerinin, muhtarların, belediye başkanlarının uyuşturucu ile mücadele kapsamında neler yapabileceğini belirliyoruz.
Mücadelede sivil toplum örgütlerine de önemli roller düşüyor. Türkiye Yeşilay Cemiyeti, gençlik kulüpleri örneğin. Genç, sosyal aktivitelere, sportif aktivitelere koordine edebilen, yerel yönetimlerin ve Gençlik ve Spor Bakanlığının hazırladığı fiziksel aktivitelere onları yönlendirebilen, sorunları bulunan gençleri ve çocukları sahiplenebilen dinamikleri önemsiyoruz."
Uyuşturucu ile mücadelede önceliğin korumaya verilmesi gerektiğini vurgulayan Müezzinoğlu, "17-20 yaşında bir genç bu illetle buluştuktan sonra, en ufak bir sorun karşısında uyuşturucuya tekrar başvurabiliyor. Dolayısıyla önce onunla buluşmadan, kişinin uyuşturucuyla hiç tanışmadan önlem almak gerekiyor" dedi.
Yürütülen çalışmalar kapsamında önleyici tedbirler alanında İçişleri Bakanlığının devreye gireceğini anlatan Müezzinoğlu, "Emniyetin yasal olarak gördüğü boşlukları Adalet Bakanlığımız daha güçlü ve daha caydırıcı şekle dönüştürecek. Yasal cezaların nerelerde zayıf halkası var, onlara bakılıyor. Kullanıcı, aracı, üretici, satıcı, nerede boşluk varsa onun belirlenmesine çalışılıyor" diye konuştu.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının da ekibin içinde yer aldığını anlatan Müezzinoğlu, "Rehabilitasyon kısmında da yapılacaklar var. Çünkü tedavi edilip rehabilitasyona verilen kişilerin bir kısmı aile sahibi. Bu kişilerin tedavi edildikten sonra iş sorunun da çözülmesi gerekiyor. Bu olmayınca kişi yine o ortama giriyor. Bu nedenle bu kişilerin istihdamın da sağlanması lazım" açıklamasında bulundu. Müezzinoğlu, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının da bu konudaki eksikliklerin tamamlanması için çalıştığını bildirdi.
-Her tedbir kamuoyuna açıklanmayacak
Sağlık Bakanlığı olarak Alkol ve Madde Bağımlıları Tedavi ve Eğitim Merkezlerinde (AMATEM) eksikliklerin bulunduğunu ve buralarda yetişmiş uzman sayının yetersiz olduğunu belirten Müezzinoğlu, fiziki mekan ve uzman sayısının hızla çoğaltılarak hemen hemen talebi karşılayacak tedbirleri alacaklarını söyledi. Müezzinoğlu, "Bunları, 10-15 gün içinde inşallah kamuoyuyla paylaşacağız" dedi.
Uyuşturucu ile mücadele kapsamında alınacak her tedbirin kamuoyu ile paylaşılmayacağını vurgulayan Müezzinoğlu, caydırıcılığın sağlanabilmesi açısından emniyetin ve yerel yönetimin alacağı tedbirlerin açıklanmayacağını söyledi. Müezzinoğlu, ailelerin mücadele konusunda farkındalığının artırılabilmesi, bu konuda bilincin sağlanması için yapılacakların kamuoyu ile paylaşılacağını, okul alile birliklerinin de yerel yönetimlerin sosyal projelerinde yer alacağını ifade etti.
Müezzinoğlu, uyuşturucuda kamu spotlarının yayınlanması konusunda Bilim Kurulu'nun çekinceleri bulunduğunu, bu şekilde bilmeyene de tanıtma gibi bir durumun söz konusu olabileceğinden kaygı duyulduğunu anlattı.
Çeşitli Bakanlıklarla yapılan çalışmalarda zayıf halkaların belirlenerek güçlendirileceğinin altını çizen Müezzinoğlu, "Bu çalışmalar belki yeni birçok kural getirmeyecek ama mevcuttaki zayıf halkaların birbirine güçlü şekilde bağlanmasını ve hiç kimsenin aradan dalış yapabileceği noktaların olmayacağı bir zinciri kurmaya çalışıyoruz" dedi.
-"Çocuklara kontrol değil güçlü bir güven duygusu oluşturulmalı"
Bakan Müezzinoğlu'nun eşi Faize Müezzinoğlu da aile içinde anneye düşen rolün önemli olduğunu belirterek, hem anne hem babanın çocuklarla arkadaş gibi olunması, arkadaş gruplarının ve onların ailelerinin iyi tanınması gerektiğini söyledi. Faize Müezzinoğlu, kendisinin ve eşinin çocuklarının arkadaşlarını çok iyi tanıdığını, zaman zaman onlarla birlikte zaman geçirdiklerini anlattı.
Bakan Müezzinoğlu da çocuklarının tüm arkadaşlarının kendilerine misafir olduğunu aktararak, tüm ailelerin çocuklarının arkadaş gruplarını iyi tanımaları gerektiği uyarısında bulundu. Müezzinoğlu, bunun çocukların kötü alışkanlıklardan korunma çok önemli olduğunu belirtti. Ailelerin çocuklarına kendilerinin "kontrol edildiği" hissini vermemeleri gerektiğini ifade eden Müezzinoğlu, "Çocuklar en çok bundan çekiniyor. Çünkü, siz çocuğunuzu kontrol etmeye başladığınızda o da kontrollü davranmaya başlar. Kontrol yerine güçlü bir güven duygusu oluşturulmalıdır" dedi. Bu konuda anısını paylaşan Müezzinoğlu, şöyle devam etti:
"Bir gün kızım okulda kaçıyor ve Müdür Bey bizi aradı. Beni hastaneden çalıştığım yerden buluyor ve diyor ki, 'Doktor Bey, kızınız okulda 4 arkadaşı ile kaçtı. Onu disipline vereceğiz' dedi. 'Hayırdır' dedim. Akşam eve gidince kızıma gününü nasıl geçtiğini sordum. O da 'Baba, cins müdür bugün izin vermedi. Biz de arkadaşlarla okuldan kaçtık' dedi. Niye kaçtıklarını sordum. O da 'Biz, bir gün önce tiyatroya bilet aldık. Müdür Bey'e söyledik ama izin vermedi, 'gidin etüt salonunda ders çalışın' dedi. Biz de kaçtık.' dedi. Ben de 'İyi yapmışsınız, ben de sizin gibiyken kaçmıştım' dedim.
Müdür bey'i aradım ve dedim ki sizden izin almak istemişler. Siz cezasını verin ama bir program yapmışlar ve size bildirmişler' dedim. Bu örnekte olduğu gibi korkutan eğil, güven duygusunu güçlendiren şeyler yapılmalı. O akşam beni mutlu eden şey, kızımın bana yalan söylemeden yaptığını kendisinin anlatmasıydı. Çünkü, okul müdürünün beni aradığını bilmiyordu."
Müezzinoğlu, ailereni, çocuklarının yanlışından çıkabilmeleri için de onlara her türlü desteği vermeleri ve bunu onlara hissettirmeleri gerektiğini bildirdi.
