6-Ereksiyon (sertleşme) Sorunu : 40 yaş üzeri erkeklerin % 15’inde görülür. Organik ve psikojenik faktörlere bağlı olabilir. Hafif, orta ve şiddetli olmak üzere kategorize edilir.
Özellikle şeker hastalığı, hipertansiyon, çeşitli nörolojik ve psikaytrik hastalıklar, radikal cerrahi girişimler, genital sinirleri kapsayan radyoterapiler, sigara ve alkol kullanımı, çeşitli hormonal hastalıklar ve stres, ereksiyon sorununa yol açabilmektedir.
7-İnfertilite ( Kısırlık ) : Erkeklerdeki kısırlık nedenleri Ürolojinin kapsama alanındadır. Bir yıl ve daha fazla sürede isteğe bağlı çocuk sahibi olamama durumudur.
Genel olarak kısırlık nedenlerinin % 50’si erkek orijinlidir. Çiftlerin % 15’i bir yıl beklemelerine rağmen çocuk sahibi olamamaktadır. Kısırlık araştırmasına her iki cinste de eş zamanlı başlanmalıdır.
Kadın infertilitesine Jinekoloji bakmaktadır. Erkeklerde görülen belli başlı kısırlık nedenleri: İnmemiş testis, varikosel (yumurtalık damarlarında varisleşme, daha çok sol tarafta görülür.), hormonal faktörler, sperm kanalı tıkanıklığı, çeşitli ilaçlar, genetik anomaliler, ereksiyon sorunları ve çeşitli metabolik hastalıklar ( diabet, omurilik hastalıları vs.) olarak sıralanabilir.
Özellikle varikosel cerrahi olarak kolaylıkla tedavi edilebilen bir patoloji olup, infertilite nedeniyle başvuran erkeklerin % 20-40’ında görülür.
8- İnmemiş Testis : Testislerin bir veya ikisinin yumurtalık torbasında olmayıp, kasık kanalı ve batın içinde olması durumudur.
Miadında doğan erkek çocuklarda görülme oranı % 3-5 iken, prematurelerde % 30 civarındadır.
% 70 tek taraflı olup, daha çok sağ tarafta görülür. Tanı fizik muayene ve ultrasonografi ile konulur. Normalde testisler vücut ısısından 2-3 derece daha düşük olan skrotum adı verilen torba içinde bulunurlar.
İnmemiş testisler ilerki yaşlarda kısırlık ve testis kanseri gelişimine zemin hazırlayabilmektedir. Özellikle 1 yaşa kadar cerrahi olarak skrotuma yerleştirilmesi önemlidir. Böylece testiste oluşan hasar daha az olacaktır. Bu nedenle çocukların doğduğu andan itibaren düzenli genital muayenelerinin yapılması büyük önem arzetmektedir.
9-Çocuklarda İdrar Yolu Enfeksiyonları :Özellikle 5 yaş altında ateşli ya da ateşsiz, 5 yaş sonrasında ise ateşli idrar yolu enfeksiyonları (İYE) klinik ve anatomik olarak ciddiye alınarak araştırılmalıdır.
Bu durumlarda daha çok karşımıza çıkan durum Vesiko-üretral reflü ( VUR ) durumudur. Yani mesaneden böbreğe doğru idrar kaçağı olması patolojisidir. Tedavi edilmezse böbreğin kaybına yol açabilir.
Teşhis VCUG (voiding-sistoüretrografi) adı verilen ilaçlı röntgenle ve böbrek sintigrafisi ile kolaylıkla konulmaktadır.
Genel olarak 5 sınıfa ayrılır. Düşük dereceli olanlarda idrarın uzun süreli antibiyotik kullanımıyla steril (mikropsuz) hale getirilerek düzelmesi beklenir.
İlaç tedavisi başarısız ve reflü yüksek dereceli ise cerrahi tedavi uygulanır. Cerrahi tedavi açık veya endoskopik olarak yapılmakta olup, başarı oranı % 70-90 civarındadır. Erkek çocuklarda tekrarlayan İYE’lerin önemli sebeplerinden biri de sünnetsiz olmaktır. Sünnet derisi içinde biriken mikroplar kolaylıkla enfeksiyona yol açmaktadır.
10- Gece Yatağı Islatma ( Enürezis Nocturna ) : Özellikle 5 yaşından sonra, 3 aydan daha uzun süren ve haftada en az 2 defa uykuda istemsiz idrar kaçırma durumudur.
5 yaşındaki çocukların % 10-20’ sinde rastlanır. 5 yaş sonrası enürezis saptananların % 15’ i kendiliğinden düzelir.
Çocuklarda enürezis görülme sıklığı hem anne hem de babada varsa % 77, yalnız anne veya babada varsa % 44’ tür. Bu çocukların önemli bir kısmında beyinde yer alan hipofiz bezinden salgılanan ADH adı verilen hormon yetersizliği vardır.
Ayrıca çeşitli psikolik faktörler, enfeksiyonlar, mesane fonksiyon bozuklukları, gece fazla sıvı alımı ve uyku bozuklukları da enürezise neden olabilir. Tedavide öncelikle gece sıvı alımının azaltılması, tuvalet eğitimi, psikoterapi, alarm tedavisi yöntemleri ve çeşitli ilaçlar kullanılmaktadır.