Yüzde 95 engelli, Başkent Üniversitesi Büro Yönetimi ve Yönetici Asistanlığı bölümü öğrencisi Büşra Ersoy, dikey geçişle dört yıllık eğitim almayı ve sonrasında kendi iş yerini açmayı hedefliyor.
Serebral Palsili Çocuklar Derneği Başkan Yardımcısı Kırçuval: "Üniversite sınavlarında bu çocuklar akranları ile aynı sınava tabi tutuluyorlar. Bu da onlar için çok büyük bir haksızlık oluyor"
Halk arasında "beyin felci" olarak bilinen serebral palsi (SP) ile dünyaya gelen ve yüzde 95 engelli olan Büşra Ersoy, 2 yıldır girdiği üniversite sınavında, okutmanının söylediklerini anlayamaması nedeniyle küçük farklarla barajın altında kaldı. Ersoy, ağustos ayında ikinci ek yerleştirmeler için Temel Yeterlilik Testi (TYT) puanı asgari 140 olan adayların 2 yıllık ön lisans programlarını tercih edebilmelerine imkan tanınmasıyla Başkent Üniversitesi Büro Yönetimi ve Yönetici Asistanlığı bölümünü kazandı.
Üçüz olarak dünyaya geldikleri kardeşleri de serebral palsili olan Ersoy, kardeşlerini takip ederek üniversiteyi kazanması dolayısıyla çok mutu olduğunu söyledi. Bu süreçte ailesi ile özel öğretmenlerinin büyük desteğini gören Ersoy, eğitimini dikey geçiş sınavlarına girerek dört yıllığa tamamlamayı ve diplomasını alıp kendi iş yerini açmayı hedefliyor.
Ersoy'un üniversiteden sınıf arkadaşı Cem Akyol, Büşra'yı aralarında görmekten çok mutlu olduklarını dile getirerek, sınıf arkadaşlarının ona yardımcı olduğunu ifade etti. Akyol, "Büşra gibi insanların da üniversite okumaya, hayatı tanımaya, gezmeye, görmeye ihtiyacı var. O yüzden biz gayet mutluyuz arkadaşımızla." dedi.
Büşra'nın destek öğretmeninin sözleri
Ortaokul yıllarından bu yana Büşra'nın özel eğitim ve destek öğretmenliğini yapan, Serebral Palsili Çocuklar Derneği (SERÇEV) Başkan Yardımcısı Hülya Kırçuval, 23 yaşındaki Büşra Ersoy'un üniversiteye kazanma sürecinde yaşadığı zorlukları AA muhabirine anlattı.
Ersoy'un görmesinde ve el kaslarında bozukluk olduğu için çoklu engelli grubuna dahil olduğunu belirten Kırçuval, bu gruba dahil öğrencilerin bireyselleştirilmiş eğitim programı alması ve bazı derslerden muaf olması gerektiğini ifade etti.
Kırçuval, üniversite sınavına kadar Ersoy'un bu şekilde eğitim aldığını ve hep hafifleştirilmiş sınavlara girdiğini aktararak, üniversite sınavının standart olması sebebiyle serebral palsi engeli olan adayların büyük zorluklar yaşadığını dile getirdi.
Bu durumun adil olmadığını savunan Kırçuval şunları söyledi:
"ÖSYM okuyucu ve kodlayıcı gibi bazı pozitif ayrımcılıklar veriyor. Fakat bu çocuklara hafifleştirilmiş bir sınav uygulanması ya da sınava girecek olan yardımcı personelin bu konuda eğitim alması çok önemli. Ya özel eğitim öğretmenleri girecek bu sınavlara ya da davranış eğitimi alan öğretmenler. Şu anda bunun mücadelesini veriyoruz. Çünkü EKPSS’de çocuklar, engel durumuna göre belirli sınavlara giriyorlar. Kendi engel durumları hangisiyse o sınavlara giriyorlar. Ama üniversite sınavlarında bu çocuklar akranları ile aynı sınava tabi tutuluyorlar. Bu da onlar için çok büyük bir haksızlık oluyor tabii."
Kırçuval, serebral palsili çocukların akranlarıyla birlikte kaynaştırma öğrencisi olarak eğitim almasının çok önemli olduğunu, çünkü çocukların büyüklerinden öğrenemediği birçok şeyi akranlarından öğrendiğini anlatarak, bu durumun üniversite eğitiminde de devam etmesini gerektiğini ifade etti.
Üniversiteye giriş için hafif mental retardosyon eşlik eden özel gereksinimli öğrenciler için hafifleştirilmiş sınavların çok önemli olduğunu vurgulayan Kırçuval, serebral palsili çocukların ilkokuldan başlayarak birçok engelle karşılaştığına dikkati çekti.
Kırçuval, "Onlara anlayış göstermemiz lazım. Acıma duygusundan asla bahsetmiyorum. Sadece şefkat göstermek, anlamaya çalışmak. Onların da var olduklarını ve varım demelerini sağlamalarına yardımcı olmak amacımız." dedi.
Kırçuval, ailelere serebral palsili çocuklarına her konuda destek vermeleri ve eğitimleri konusunda bilinçli hareket etmeleri tavsiyesinde bulunarak, aksi halde engelli bireylerin sistemden çok çabuk elenebildiğinin altını çizdi.
Rehberlik eğitim merkezlerindeki yönlendirmelerin genel sağlık kurulu raporuna göre değerlendirildiğini ve bunun da öğrencilerin eğitim hayatını etkilediğini ifade eden Kırçuval, ailelerin çocuklarının akranlarıyla eğitim alabilmesi için çaba göstermesi gerektiğini belirtti.
Kırçuval, toplumsal farkındalığın artmasının Büşra Ersoy ve benzeri engelli bireyler için çok kıymetli olduğuna işaret ederek, şöyle konuştu:
"Bu çocukları eğitime ne kadar kavuşturursak, hayata başladıklarında özel eğitimlerle, terapilerle ne kadar desteklersek, sosyal yaşamın içinde ne kadar onlara yer verirsek, okullarımızı, üniversitelerimizi hayatın her alanını, her platformunu erişilebilir kılarsak onların da bir engelleri kalmayacak. Dolayısıyla diğer akranlarının da empati duyguları gelişmiş olacak. Onların da farkındalıkları artacak. Bütün çabamız bu."