Dr. Mehmet Öz, fazla kırmızı et tükettikleri için Türkler’in daha çok kalp krizi ve kanser riski taşıdığını söylüyor: “Ama yemeklerde bol bol baharat, domates, lifli yeşillikler ve sarmısak kullanma alışkanlıkları Türkler’e avantaj sağlıyor”
Amerika’nın en ünlü doktorları arasında yer alan ve ‘Dr. Oz Show’ adlı programı, milyonlar tarafından izlenen Dr. Mehmet Öz; bahar aylarını yaşadığımız bugünlerde mevsimin taze sebze ve meyvelerinden yararlanmamızı öneriyor. Sağlık programı her gün Digitürk Home TV’de de yayınlanan Öz, GÜNAYDIN’ın sorularını yanıtladı...
* Türkler’in beslenme alışkanlıkları açısından avantajları neler sizce?
Türk mutfağında en sevdiğim şey; kullanılan baharatlar. Baharat, yemeğe fazladan tuz veya yağ koymadan tat vermek için mükemmel bir yöntemdir.
Ayrıca yemeklerde kullanılan domates, lifli yeşillikler ve sarmısak gibi sağlıklı sebzelerin çeşitliliği de çok hoşuma gidiyor. Bunların kalorisi düşük, lif oranları yüksektir ve hastalıklarla mücadele eden antioksidan deposudurlar.
BROKOLİ YERİM
* Sizin sofranızda neler eksik olmaz?
Benim soframda besin grupları daima sağlıklı oranda yer alır. Genelde akşam yemeği besinlerinin yarısını zengin sebzelerden, çeyreğini proteinden ve diğer çeyreğini de tam tahıllı gıdalardan alıyorum. Sebze olarak brokoliyi çok severim. Besin değeri yüksektir, vücudunuzdaki toksinleri atmanızı sağlar.
Hatta kanserle mücadele edici özelliği olduğu da söyleniyor. Bol bol baharat kullanırım. Türkiye’de büyümüş olmanın getirdiği bir âdet bu. Kan şekerini kontrol altına alan tarçın, metabolizmayı güçlendiren kırmızı biber ve acı tat veren tüm baharatlar, bir de enfeksiyonu önleyici özellik içeren muskat favorimdir.
* Hiç yaşlanmamanızın; spor ve sağlıklı yaşamanın dışında kozmetik, botoks gibi bir sırrı var mı?
Vücuduma iyi bakıyorum ve her açıdan çok sağlıklı yaşıyorum. Haftada beş gün en az 30 dakika spor, her sabah yedi dakika yoga yapıyorum. Bol sebze ve meyve ile, çok az et içeren bir beslenme şekline sahibim.
Sigara içmiyorum, içkiyi ise nadiren kullanıyorum. En önemlisi de yoğun programımın arasında stresimi atmaya ve ailemle vakit geçirmeye zaman ayırarak ruhsal ve duygusal bakımdan genç kalıyorum.
MASKARALIK DA YAPIYORUM!
* Son yıllarda sağlık programları magazinleşip eğlenceli hale geldi. Bunun öncüsü biraz da sizsiniz. Aradaki dengeyi nasıl tutturuyorsunuz?
Tıp eğlenceli olabilir. Bu yüzden beni zaman zaman programda dans ederken veya başka maskaralıklar yaparken görüyorsunuz. Bu tarz şeyler, sağlık programlarını popüler hale getirdi.
Bence bu geleceğe dair müthiş bir atılım. Teknoloji sayesinde sıradan insanlarla tıbbi kurumlar arasında var olan engeller kalktı. İnsanlar, kendi sağlıklarına etki edecek müthiş bir güce sahip olduklarını fark ettiler.
* Başarılı bir televizyoncusunuz. Bunun için neler yapıyorsunuz?
Bu, zaman değil, enerji yönetimiyle ilgili... Perşembe günleri ameliyat; salı, çarşamba ve cuma günleri de program yapıyorum. Hastanede ve stüdyoda mükemmel ekiplere sahibim. Bu karmaşık programla baş etmeme yardımcı
GENÇ KALMAK İÇİN ANTİOKSİDAN YİYİN
Genç kalmak istiyorsanız; antioksidan içeren yiyeceklerle beslenin. Antioksidanlar, yaşlanmaya neden olan serbest radikalleri yok eder. Ana fikir; parlak renkli meyve ve sebzeleri tercih etmek.
Genelde en iyi antioksidanlar bunlardır. Ben en çok yaban mersini, tatlı patates, brokoli ve domatesi tercih ederim. Günde beş porsiyon antioksidan almaya çalışın. Bu, yaşlanmaya karşı en iyi savunmadır.
KAYISI, DOMATES VE ŞEFTALİDEN VAZGEÇMEM
* Bahara girdik, yaz da geliyor. Bu dönem için beslenmeyle ilgili önerileriniz var mı?
Bahar ve yaz aylarının en sevdiğim yanı; bu dönemde bulunan taze ürünler. Bu dönemde sebze ve meyve avantajından faydalanın, çünkü sezonu olduğu için daha lezzetli, daha besleyici ve daha ucuz olurlar.
Ben yazın en çok düşük kalorili, C vitamini içeren kayısı; C, A ve K vitaminleri ile yaşlanma karşıtı bir antioksidan ve likopen açısından zengin olan domates; karoten, potasyum ve flavonoid kaynağı olan şeftali yemeyi severim.
* Geçtiğimiz yıl bir rahatsızlık yaşamıştınız, şu an sağlığınız nasıl?
Sağlığım mükemmel. Rutin bir test esnasında olası bir sorun yaşadım. Kolonoskopide kansere dönüşebilecek bir polip bulundu. Bu da olası bir kolon kanserini önlemiş oldu. Teste girmek, bir önlem yoludur.
Teste girip girmeme arasında kalan ve kolonoskopi gibi belli testlerin faydalı olup olmadığını merak eden herkese kendi yaşadıklarımı anlatıyorum. Mamogram, rutin sağlık kontrolleri, kan basıncının, kan şekerinin, kolesterol miktarının öğrenilmesi sağlık açısından hayati önem taşır.
85 GRAMDAN FAZLA PROTEİN TÜKETMEYİN
* Türkler etten vazgeçemiyor, bari nasıl yesinler?
Doğru kısımlarını seçer ve doğru şekilde pişirirseniz; et, iyi bir protein kaynağı olabilir. Ama sığır eti gibi kırmızı etlerden kaçının. Kırmızı etteki doymuş yağ oranı, kalp krizi ve bazı kanser türleri riskini artırır.
Tavuk, mükemmel bir alternatiftir. Bir diğer önemli nokta, eti doğru şekilde pişirmektir. Izgara veya fırın gibi sağlıklı pişirme yöntemlerini tercih edin. Çok fazla yağ koymayın. Bir porsiyon protein, 85 gramdan fazla olmamalıdır.