Nefes darlığı, hırıltı, göğüste baskı hissi ve öksürükle kendini gösteren astım hastalığına çocuklarda 7-8'de 1, yetişkinlerde ise 12'de 1 rastlanıyor ve Türkiye'deki astımlı sayısının 4 milyonun üstüne çıktığı tahmin ediliyor.
Türk Toraks Derneği Genel Başkanı ve Celal Bayar Üniversitesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Arzu Yorgancıoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, astımın kalıtsal bir hastalık olduğunu ve şiddetinin kişiden kişiye ve aynı kişide zamanla değişebildiğini belirtti.
Gece ve sabahın erken saatlerinde hastalık belirtinin daha fazla görüldüğünü dile getiren Yorgancıoğlu, tekrarlayan nefes darlığı, göğüste baskı hissi ve ve öksürüğe neden olan bu kronik solunum yolu hastalığının tüm dünyada her etnik ve yaş grubundan yaklaşık 300 milyon insanı etkilediğini kaydetti.
Prof. Dr. Yorgancıoğlu, dünyada astımdan yıllık ölüm sayısının da 250 bin olduğunu aktardı.
Türkiye'de görülme sıklığının çocuklarda 7-8'de 1, yetişkinlerde ise 12'de 1 olduğunu ifade eden Yorgancıoğlu, "Türkiye'deki astım hastası sayısı 4 milyonu çok aştı. Astımlılara sanayileşmenin yoğun olduğu büyük şehirlerde daha sık rastlıyoruz. Hava kirliliği ve nemin daha az olduğu bölgelerde görülme sıklığı da düşüyor" dedi.
Diğer hastalıklarla karıştırılabiliyor
Astım hastalarının zaman zaman yanlış tanı alabildiğini söyleyen Arzu Yorgancıoğlu, hastalığın belirtilerinin bronşit ya da kronik tıkayıcı akciğer hastalığı (KOAH) ile karıştırılabildiğini, hastaya mutlaka solunum testi yapılması gerektiğini ifade etti.
Astım hastası olduğunu bilmeden yaşamını sürdürenlerin olduğunu kaydeden Prof. Dr. Yorgancıoğlu, "Sadece bahar aylarında şikayeti olanlar, yanlış tanı alabiliyorlar. Biz gribal enfeksiyon sonrası uzun süre öksüren hastaların mutlaka hekime gitmesini öneriyoruz" dedi.
Astım tedavisinin amacının hastalığı kontrol altına almak ve iyilik halinin devamını sağlamak olduğunu dile getiren Arzu Yorgancıoğlu, uygun tedavi ile günüz astım yakınmalarının son bulabileceğini, hızlı etkili nefes açıcı ilaçlara gereksinimin ortadan kaldırılabileceğini, nefes ölçümlerinin normal düzeyde seyredebileceğini ve günlük işlerin engellenmeden yapılabileceğini anlattı.
Türkiye'de ve dünyada hastalığı kontrol altına alınan hasta sayısının hızla yükseldiğini, yine de istenen düzeye ulaşılamadığını belirten Yorgancıoğlu, güncel verilere göre üçüncü basamak sağlık kuruluşlarına başvuran astımlılarda tam kontrol oranının yüzde 22'ye ulaştığını vurguladı.
Halen 4 astımlıdan 1'inin yılda bir kez astım krizi nedeniyle acil servise başvurduğunu aktaran Yorgancıoğlu, "Astım kontrolünü güçleştiren etkenler arasında ilaçların doğru ve düzenli kullanılmaması dışında, sigara dumanı gibi tetikleyicilere maruz kalmak ve obezite sayılabilir" dedi.
Prof. Dr. Arzu Yorgancıoğlu, astımlıların da tedaviyle her aktiviteyi yapabileceğini, spor ve sanat dünyasında da astım hastalarına rastlanabildiğini sözlerine ekledi.