Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Genel Sekreteri Özlem Sönmez: "2030'a kadar kansere bağlı tüm erken ölümlerin yüzde 75'inin düşük ve orta gelirli ülkelerde gerçekleşeceği tahmin edilmektedir"
Sönmez, Dünya Kanser Günü dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, Dünya Sağlık Örgütünün verilerine göre dünya genelinde her yıl ortalama 18 milyon kişiye kanser tanısı konulduğunu, 9 milyonu aşkın insanın bu hastalıktan hayatını kaybettiğini belirtti.
Kanser tedavilerinde son 5 yıldaki gelişmelerle hastaların yaşam süresinin önemli ölçüde arttığına değinen Sönmez, bunda kanser taramasının yaygınlaşması, kişilerin farkındalıklarının artmasıyla erken tanıda yol katedilmesinin büyük payı olduğunu bildirdi.
Erken teşhis için düzenli tarama testlerinin yaptırılmasının kanser durumunda tedavi oranını ciddi ölçüde arttırdığına, erken tanı sonrası tedaviyle hastalıkların ilerlemesine "dur" denilebileceğine dikkati çeken Sönmez, şöyle devam etti:
"Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre 2020'de 19,3 milyon yeni vaka ve 10 milyon ölüm şeklinde bildirilen oranlar, 2018 yılındaki 18,1 milyon vaka ve 9,6 milyon ölüm oranlarıyla kıyaslanınca dünyadaki kanser yükünün arttığı görülmektedir. 2020 istatistiklerine göre kadın meme kanseri, en sık teşhis edilen kanser olarak akciğer kanserini geride bırakmıştır. Bunu yüzde 11,4 ile akciğer, yüzde 10 kolorektal, yüzde 7,3 ile prostat ve yüzde 5,6 ile mide kanserleri izlemiştir. 2030 yılına kadar kansere bağlı tüm erken ölümlerin yüzde 75'inin düşük ve orta gelirli ülkelerde gerçekleşeceği tahmin edilmektedir."
- Kanser tedavisinde gelecekte umut vadeden gelişim alanları
Sönmez, kanserin genetik haritasının çıkarılmasının, bu hastalığa neden olan mekanizmaların saptanmasına ve tedavide bunun hedeflenebilmesine olanak sağladığını kaydetti.
Akıllı tedavilerin, hücrenin kanserleşmesine sebep olan mekanizmayı hedef aldığını belirten Sönmez, "Hedefe yönelik tedavilerdeki en büyük gelişmeler akciğer kanseri ve malign melanom gibi çok hızlı ilerleyen kanserlerde sağlandı. Örneğin akciğer kanserinde, kanserli dokunun gen yapısında değişiklik saptanırsa kemoterapiye gerek olmaksızın bu gen değişikliklerini hedefleyen tablet şeklindeki ilaçlarla hastalık kontrolü sağlanabiliyor. Üstelik bu ilaçların etkinliği kemoterapiden daha yüksek oluyor. Bu tedavilerle yüzde 80'lere varan başarı elde edilmekteyken, kemoterapi ile bu ancak yüzde 30'larda kalıyor." ifadelerini kullandı.
- Sağlıklı yaşam biçimi kanserden de koruyor
Türkiye'nin de dahil olduğu dünyanın birçok ülkesinde kanserin ikinci en sık ölüm nedeni olduğunu aktaran Sönmez, kanser yükünde hızlı artışın dünya çapında halk sağlığı ve sağlık sistemi için sorun teşkil ettiğini bildirdi.
Doç. Dr. Sönmez, dünyada her 5 insandan birinin yaşamı boyunca kansere yakalandığını ve 8 erkekten biri ile 11 kadından birinin bu sebeple hayatını kaybettiğini aktararak, "Türkiye'deki kanser görülme oranı aslında dünyadaki kanser ortalamasının altında yer almaktadır. Türkiye, gelişmiş Batı ülkeleri ve ABD'den düşük bir ortalamaya sahiptir." değerlendirmesini yaptı.
Kanser hastalarının salgın nedeniyle sağlık kurumlarına başvurmada tedirginlik yaşadıklarına değinen Sönmez, Türkiye'deki Kovid-19 aşılarını kanser hastalarının güvenle kullanılabileceğini kaydetti.