Acıbadem açıklamasına göre, her yıl mart ayının ikinci haftasında kutlanan Dünya Böbrek Günü'nün bu yılki sloganı, "Kronik Böbrek Hastalıkları ve Yaşlanma" oldu. Bu slogan, insan ömrünün uzamasıyla daha sık görülen şeker, hipertansiyon ve kanser gibi hastalıkların tedavisinde, zaten azalmış böbrek rezervinin daha kolay tükenebileceğini vurgulamak için seçildi.
Açıklamada görüşlerine yer verilen Acıbadem Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Acıbadem International Hastanesi Organ Nakli Merkezi Nefroloji Sorumlusu Doç. Dr. Ülkem Çakır, kronik börek hastalığının dünyada olduğu gibi Türkiye'de de salgın halini alan önemli bir halk sağlığı sorunu olduğunu belirtti.
Çakır, böbrek hastalığının basit ve ucuz bazı idrar ve kan testleriyle erken saptandığında önlenebildiği veya ilerlemesinin geciktirilebildiğini belirterek, buna karşın erken tanı konulamamasının birçok olguda buna olanak vermediğine dikkati çekti.
Dünyada halen 2 milyonu aşkın kişinin diyaliz ve böbrek nakli tedavileriyle yaşamını sürdürdüğüne işaret eden Çakır, gelecek 10 yılda bu sayısının iki katına çıkmasının ve toplam tedavi maliyetinin 1,5 trilyon dolara yaklaşmasının beklendiğini vurguladı.
Çakır, böylece böbrek hastalığının yakın gelecekte gelişmiş ülkelerin sağlık bütçelerini zorlayan, daha düşük gelir düzeyine sahip ülkelerde ise altından kalkılması mümkün olmayan bir ekonomik yük olarak ortaya çıkacağını aktararak, "Son dönem böbrek yetmezliği olan hastalar, kronik böbrek hastalığı sorununun buz dağının su üstündeki kısmını oluşturuyor. Özellikle tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de son dönem böbrek yetmezliğinin en sık nedeni olan şeker hastalığı sıklığının 2002'de yüzde 7,2 iken, günümüzde yüzde 12'nin üzerine çıkmış olması endişe verici bir durum. Kronik böbrek hastalığının kontrolünü sağlamak için toplumda yaşam biçimi değişikliklerine yol açacak ve böbrek hastalığının önlenmesi ve tedavisine dayalı hastalık yönetimi modeli, bir an önce hayata geçirilmesi gerek" ifadelerini kullandı.
- Diyaliz uygulanan veya böbrek nakli yapılmış yaklaşık 60 bin hasta var
Türk Nefroloji Derneği verilerine göre Türkiye'de diyaliz uygulanan veya böbrek nakli yapılmış yaklaşık 60 bin hasta bulunuyor. Bu sayının, 2015 yılında 100 bini aşacağı ve halen 1,5 milyar dolar olan tedavi maliyetinin iki katına çıkacağı tahmin ediliyor.
Türk Nefroloji Derneği tarafından 23 ilde 10 bin 750 erişkinin katılımı ile yapılan ve 2009 yılında sonuçlanan CREDIT çalışması ise Türkiye'de erişkinlerin yüzde 15,7'sinde çeşitli evrelerde kronik böbrek hastalığı varlığını gösteriyor. Bu oran, basit bir hesapla ülkede yaklaşık 7,5 milyon kronik böbrek hastası bulunduğunu, yani her 6-7 erişkinden birinin böbrek hastası olduğu anlamına geldiğini ve sorunun boyutunun tahmin edilenin çok üzerinde olduğunu gösteriyor.
Kronik böbrek hastalığı için en yüksek risk grupları arasında şeker, hipertansiyon, kalp-damar hastaları ile ailesinde böbrek hastalığı olanlar ve yaşlılar bulunuyor. Diğer risk faktörleri arasında ise obezite, sigara, böbrek taşı, tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonları, sık ağrı kesici kullanımı ve bağ dokusu hastalıkları yer alıyor.
Çalışma ayrıca, Türk toplumunda kronik böbrek hastalığı için bu risk faktörlerinin yüksek oranda mevcut olduğunu gösteriyor. Buna göre, erişkinlerin yüzde 32,7'sinde hipertansiyon, yüzde 12,7'sinde şeker hastalığı, yüzde 32’sinde obezite ve yüzde 35,2'sinde aktif sigara içiciliği bulunuyor.