Bahar aylarında artış gösteren alerjik rinite dikkat çeken Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Adem Dirican, "Burunda akıntı, tıkanıklık, kaşıntı ve hapşırık gibi şikayetlere neden olan kronik bir hastalıktır. Ülkemizde de bugüne kadar yapılan çalışmalar 10 yılda alerjik rinit sıklığında belirgin artış olduğunu göstermektedir" dedi.
Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Adem Dirican, bahar alerjisi hakkında bilgilendirmelerde bulundu. Alerjik rinitin her yaşta görülebilmekle birlikte en sık çocukluktan erişkin döneme geçildiği dönemlerde görülmekte olduğunu belirten Dirican, "Alerjik rinitli hastaların yarısında aile hikâyesi vardır. Hem anne hem de baba da alerjik rinit olan çocuklarda alerjik rinit gelişme ihtimali daha fazladır" ifadelerine yer verdi.
"Polenler bahar alerjisini tetikleyebilir"
Alerjik rinite neden olan alerjenler ülkeden ülkeye, hatta aynı ülke içinde coğrafi bölgelere bağlı olarak değişiklik gösterdiğini vurgulayan Dr. Öğr. Üyesi Dirican, "Ağaç çim, yabani ot polenleri, mantar ve küfler en sık görülen alerjenlerdir. Halk arasında saman nezlesi olarak da bilinen bahar alerjisine neden olan ağaç polenleri ilkbahar başlarında, çimen polenleri ise bahar sonu ve yaz döneminde ortaya çıkar. Bu dönemlerde polenlere maruz kalanlarda şikâyetler görülmeye başlar" şeklinde konuştu.
"Burun tıkanıklığı görülür"
Bahar alerjisinde en sık rastlanılan semptomlara değinen Dr. Öğr. Üyesi Dirican, "Hapşırık, burun tıkanıklığı, burun akıntısı, kaşıntısı, koku ve tat bozuklukları, yumuşak damakta kaşıntı ve baş ağrısı görülür. Bunun yanında yorgunluk, halsizlik, uykuya eğilim, burun tıkanıklığı nedeniyle ortaya çıkan horlama ve uyku kalitesinde bozulma da olabilir. Uyku kalitesinin bozulması ve alerjik rinit semptomları konsantrasyon bozukluğuna neden olarak iş ve okul performansını da olumsuz yönde etkiler. Alerjik rinit, obstrüktif uyku apnesi sendromu için de risk faktörüdür" ifadelerine yer verdi.
"Bahar alerjisi çocuklarda daha sık rastlanıyor"
Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Adem Dirican, bahar alerjisinin çocuklarda daha sık görüldüğüne dikkat çekerek, "Sadece yüzüne bakarak bile alerjik rinit lehine birçok bulgu saptanabilir. Çocuklarda alerjik rinitin en sık görülen belirtisi alerjik selamdır. Alerjik selam, burun kaşıntısını gidermek ve burun solunumunu rahatlatabilmek için istem dışı olarak avuç içi ile burun ucunu yukarıya doğru bastırılmasıdır. Bu hareketin sık tekrarlanması zamanla burun sırtında "Rinit tacı" denen yatay bir çizgiye sebep olur. Bu görünümün genelde iki yıl kalıcı burun kaşınmasını takiben oluştuğu kabul edilmektedir. Erişkinlerde ise alerjik selam yerini yüz buruşturmaya terk eder" diye konuştu.
"Teşhis süreci"
Tanı sürecinden bahseden Dr. Öğr. Üyesi Dirican, "Fizik muayene bulguları ve ayrıntılı bir hikâye alınması ile genellikle bahar alerjisi tanısı konulabilir. Ancak tanıyı kesinleştirmek veya ayırıcı tanı yapabilmek için bazı laboratuvar testlerine gereksinim duyulabilir" dedi.
"Alerjen maddelerden korunmak önemli"
Tedavi yollarını anlatan Dr. Öğr. Üyesi Dirican, şunları söyledi:
"Tedavinin temeli sorumlu alerjen maddelerden korunmaya dayanmaktır. Polen alerjilerinin kontrolü mevsimsel oldukları ve tespit edilebildikleri için daha kolaydır. Ancak hastaların kısıtlanması kolay olmamaktadır. Polen mevsimlerinde pencerelerin kapalı tutulması, hava filtrelerinin kullanılması, özellikle sabahları açık havada gezilmemesi, pikniğe gitmemek, dışarıdan eve girildiğinde elbiselerin değiştirilmesi ve duş alınması daha az polen miktarına maruz kalınmasını sağlayabilir."
"İlaç tedavisi tercih edilebilir"
Dirican, alerjik hastalıkların klinik olarak başladıktan sonra, öncelikle ilaç tedavisiyle kontrol altına alındığının altını çizerek, "İlaç tedavisi semptomları kontrol etmede yetersiz kalıyorsa ya da istenmeyen yan etkiler varsa, alerji test sonuçları uyumlu ve hasta da uyum gösterebilecek ise aşı tedavisi diye bilinen immunoterapi uygulanabilir. İmmünoterapiyi diğer tedavi yöntemlerinden farklı kılan özelliği alerjik hastalığın doğal seyrini değiştirebilen tek tedavi seçeneğinin olmasıdır. Tıbbi tedaviye cevap vermeyen durumlarda burun tıkanıklığını gidermeye yönelik basit cerrahi işlemler yapılabilir" açıklamalarında buluntu.