Türkiye, 4 milyon mülteciye ev sahipliği yaparken, mültecilere dünyanın en adil sağlık hizmetini de veriyor. Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) ilk kez hazırladığı Avrupa Bölgesi'nde Mülteci ve Göçmenlerin Sağlığı Raporu'nda Türkiye'den övgü ile söz edildi. Raporda, ev sahipliği yaptığı yaklaşık 4 milyon mülteci ve göçmen ile söz konusu nüfusa sağladığı kaliteli ve ihtiyaca göre yapılandırılmış sağlık hizmetleriyle Türkiye, bölgedeki iyi uygulama örneklerinden birini sergilendiği vurgulandı.
4 MİLYON MÜLTECİYE EV SAHİBİ
Bugün dünyanın en çok sığınmacıya ev sahipliği yapan ülkesi konumunda bulunan Türkiye, Suriye'de iç savaşın başladığı 2011 yılından bu yana din, dil, ırk ayrımı yapmadan çatışmalardan etkilenenlere 'açık kapı politikası' uyguladı. Türkiye, yaklaşık 3,5 milyonunu Suriyelilerin oluşturduğu 4 milyon mülteciye güvenli liman olurken onlara dünyanın en adil ve en iyi sağlık hizmetini de sağlıyor.
İLK DEFA RAPORA DÖKÜLDÜ
Bu durum Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) DSÖ Avrupa Bölgesi'nde Mülteci ve Göçmenlerin Sağlığı Raporu'na da yansıdı. Türünün ilk örneği olan rapor DSÖ Avrupa Bölgesi'ndeki mülteci ve göçmenlerin sağlığa erişimleri konusunda röntgenini çekti. 13 binden fazla dokümanın incelenmesiyle oluşturulan rapor, Avrupa Bölgesi'ndeki göçmen ve mültecilerin sağlığı hakkındaki mevcut bilimsel kanıtları ve ülkelerin kaydettiği başarıları ortaya koydu.
TÜRKİYE LİDER BİR ÖRNEK
Raporda, ev sahipliği yaptığı yaklaşık 4 milyon mülteci ve göçmen ile söz konusu nüfusa sağladığı kaliteli ve ihtiyaca göre yapılandırılmış sağlık hizmetleriyle Türkiye'nin bölgedeki iyi uygulama örneklerinden birini sergilendiği vurgulandı. Ayrıca Türkiye'nin mülteci ve göçmenlerin sağlık ihtiyaçlarını eşitlik açısından uyguladığı belirtildi. Raporda kısa vadeli göçe yanıt operasyonlarından orta dönem uyum yaklaşımına geçen Türkiye'de kanıta dayalı politika geliştirilmediği bilgisine de yer verildi.
Avrupa Birliği sınıfta kaldı
DSÖ'nün raporuna göre Avrupa Bölgesi'ndeki toplam nüfusun yaklaşık yüzde 10 oranındaki bir bölümünü uluslararası göçmenler oluşturuyor, mülteciler bu nüfusun sadece yüzde 7.4'lik bir bölümünü teşkil ediyor. Raporda, mülteci ve göçmenlerin sağlık hizmetlerine erişememeleri, tedavilerini tamamlayamamaları ve kötü yaşam koşulları sebebiyle enfeksiyon hastalıklarına maruz kalmada daha büyük bir potansiyel risk altında oldukları dikkat çekiliyor. DSÖ Avrupa Bölgesi ülkelerinde farklılık gösterdiğine yer verilen raporda, yasal statü, dil engeli ve ayrımcılığın genellikle belirleyici faktörler olarak öne çıktığı belirtildi.
Yasemin Asan
